Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

SEZONUN ARDINDAN (1)

Lig bittiğinde sezonun genel bir değerlendirmesini yapmak adet oldu. Bende değerlendirmeye Teknik Direktörümüz Ersun Yanal'dan başlamak istiyorum. Ersun Hoca'nın farklı bir yönü var. Özenle seçtiği kelimeler, derin anlamlar yüklediği cümlelerle, şimdiye kadar hiçbir Teknik Direktörden duymaya alışık olmadığımız açıklamalar yapıyor. Dili ve kalemi kuvvetli bir Hocaya sahibiz. Teknik Direktörlüğü bıraktığında çok iyi bir yorumcu olacağını şimdiden söyleyebilirim. Baktığımda hem ülke hem de dünya futboluna ilişkin çok doğru tespitleri var. "Futbolumuz Uluslararası Rekabete Ne Kadar Hazır?" diye sorarken, liglerimizde yaşanan kirlilik ve şiddetin gelecek yıllarda futbolumuza vereceği zararları net bir şekilde göstermiş. Ülke futbolunun sadece İstanbul takımları etrafında şekillendirilmesinin futbolumuza faydası olmadığı gibi hiçbir artı değer katmadığını belirtmiş. Görüşlerine tüm kalbimle katılıyorum.
Lige dönüp baktığımızda ise Ersun Hoca'nın aslında yarım kalan bir sezonu tamamladığını görüyoruz. İlk yarıda kazanılan puanlar sayesinde kendisine dördüncü sırada, düşme tehlikesi bulunmayan bir takım bırakılmıştı. Beklentimiz bunu sürdürerek ligi ilk dört içinde tamamlaması ve Avrupa Kupalarına katılma biletini almasıydı. Olmadı, ilk dört dışında kaldık. Türkiye Kupasından da elenince Avrupa biletini alamadık. Buna rağmen Ersun Hoca kendi yaptığı değerlendirmede; 2011-12 sezonunun Eskişehirspor için kayıp sezon değil, önemli mesafe kat edilmiş bir sezon olarak görülmesi gerektiğini belirtmiş. Açıkçası bu konuda Ersun Hoca'ya katılmıyorum. Şike soruşturması yüzünden tüm dikkatlerin saha dışına kaydığı, stres ve gerilimin her geçen gün biraz daha arttığı, buna bağlı olarak takımların saha içi performanslarının yerlerde süründüğü bir ortamı değerlendiremedik. Bana göre başarısız değildik ama başarılı olduk da diyemeyiz.
Öncelikle belirtmek lazım Ersun Hoca'nın teslim aldığı kadrodan şikâyet etmeye hakkı yok. Sonuçta ortada kalitesini ve gücünü kanıtlamış bir takım vardı. Ancak Ersun Hoca ile birlikte önce maç kazanma alışkanlığımızı ardından Skibbe zamanında gördüğümüz takım olma kimliğini yitirdik. Hücum futbolu oynama uğruna bireysellik ve bencillik daha ön plana çıktı. Ayrıca Ersun Hoca oyuncu tercihlerinde istikrar sağlayamadı. Bir hafta iyi oynayan futbolcunun sonrasında iki-üç hafta oynamamasına şahit olduk. Skibbe giderken geride zor gol yiyen bir takım bırakmıştı. Ersun Hoca ile birlikte bu özelliğimizi de kaybettik. Özellikle yan toplardan yenilen goller, defansın sağına bir türlü çare bulamaması eksi puan olarak hanesine yazıldı. Büyük umutlarla gittiğimiz İzmir'deki Bursa maçında sergilen futbol Ersun Hoca'nın kariyerine hiç ama hiç yakışmadı. Bütün bunlar göz önüne alındığında Ersun Hoca'nın yarım sezonluk performansını değerlendirdiğimde başarılı oldu diyemiyorum. Yine de geçmişin hatırına, kariyerine ve başarılı olma isteğine bakarak gelecek sezon için umudumu koruyorum. Bu takım muhakkak bir şekilde Avrupa Kupalarına gidecek. Dilerim Ersun Hoca bunu başarır ve o takımın başında kendisi olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1) Arşivi