SIKINTILARDAN GÜZELLİK ÇIKARMAK

Büyük kızım küçükken - sanırım anaokuluna gidiyordu - sabahları yatağında beş dakika otururdu, ben de karşısına otururdum.Küçük spontan bir oyun oynardık. Ben, bir hayvan, eşya veya bitki rolüne girerdim, o kendisi olurdu ve karşılıklı bir drama veya fabl diyebileceğimiz bir şey sergilerdik.Bir sabah uyandı, oturup battaniyeye sarıldı ve “Hadi bana bir ağaç ol” dedi. O sabah, canım sıkkındı,keyfim yoktu; son günlerde irili ufaklı bir çok olay moralimi bozmuştu. İçime baktım, oyun oynamak istemediğimi hissettim ve dürüstçe bunu kızıma söylemeye karar verdim.
“Canım benim” dedim. “Bu sabah keyfim yok, canım sıkılıyor, ağaç olmak istemiyorum.”
Bir an durdu ve parmağını uzatarak “Baba tamam” dedi “O zaman üzgün ağaç ol.”
Tekrar içime baktım, neşeli bir ağaç olmak istemiyordum, ama üzgün bir ağaç olabilirdim.
Ve üzgün ağaç oldum. Birilerinin meyvelerimi taşladığını, insanların canımı sıktığını anlattım. Anlattıkça, hafifledim, ferahladım. Beş dakika bittiğinde rahatlamıştım.
** İfade edilen sıkıntı, çoğunlukla bizi rahatlatır.

** Yaşamın her zerresi kutsaldır, değerlendirilmelidir. Güzelliklerden güzellikler çıkar; ama sıkıntılardan da güzellikler çıkarmak mümkündür.

                Prof.Dr. üstün Dökmen

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
AKTÜEL Arşivi