
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
ŞİMDİ HERKES SIRAYLA AYNAYA...
Mersin'de içler acısı bir sonuç.
İkinci yarıda sahada ki takım sanki toplama.
Ne bir sistem var, ne inanç.
Dövüşmeden kaybettiler.
'O formayı giyenin içinde bir aşk olmalı' diyorsun ama kimin umurunda.
Hani derler ya, öleceksek adam gibi ölelim.
Ama bizimkiler kuzu kuzu yenildiler.
***
2-0 öne geçtikten sonra 10 kişi kalan bir rakibe 3 gol yiyerek kaybediyorsan bu takım olamadığının en büyük işaretidir.
Bu sorun, takımı yönetenlerin sorunudur.
Geçen sezon yüksek maliyetleri nedeniyle taraftarın önüne atılan Necati, Bienvenu ve Kamara'yı tek santraforlu sistemde yalnızlığa mahkum ederek kundaklayanlar, şimdi Funes Mori ve Mirkan ile bunun karşılığını alıyorsa; zaman her şeyi ödeştiriyor demektir.
***
Bir takım, taraftarına bir maçta dört mevsim yaşatır hale geldiyse;
O takımda 33 yaşında ki Hürriyet sadece yüz akı oluyor ve çıktığında aranıyorsa;
Ortada bir yanlışlık vardır.
Hürriyet'i ayrı bir yere koyuyorum...
O'nun bu takım için ne ifade ettiğini sanırım bir kez daha anladık.
Ama diğerlerine söylenecek sözümüz. "Uğrunda savaşmadığın aşk, senin değildir."
'İstenilen büyük hedefleri kovalamanızda değil; kendiniz olmanızdır'
***
Kötü giden bir şeyler olduğu aşikar.
Futbolcular arasındaki bağın kuvvetli olduğunu söylemek de pek mümkün değil.
Forma dağıtımında ki haksızlık sendromunun takımı etkilediği de ortada.
Bazı oyuncuların durduğu yerde yaprak döken hallerine giydirilen formanın;
Oyuna sonradan girenlerin ve çıkanların;
Ve bazı oyunculara tanınan ayrıcalığın bir açıklaması olmalı.
***
Eskişehirspor bütün sırlarını dökmüş tam bir sonbahar gibi duruyor karşımızda...
Mersin karşısında ki ikinci yarı, sadece Ertuğrul Sağlam'ın yanlış taktik anlayışının da eseri değildir.
Geçen sezondan bu yana en büyük sorun olan yanlış transfer politikasının günahının çıkmasıdır.
İşte bu yüzden kendi gerçekleriyle yüzleşmeyenler aslında şimdi hatalarıyla sözleşiyor.
Geldiklerinden bu yana enkaz edebiyatıyla takımın kadro kalitesine sekte vuranlar, şimdi yanlışlarını apolet yapsınlar.
Zamanında yanlışlarından dönmeyenler, yollarından dönmek zorunda kalacaklar.
Ama bunun ceremesini de ne yazık ki borç batağında ki yine Eskişehirspor kulübü çekecek. Kötü gidişat sürürse devre arasında transfer için kasandan çıkacak paraları hep birlikte göreceğiz. Katlanarak gelecek borçları da...
***
Yeri geldiğinde sokaktaki insana bile laf yetiştirmeyi marifet sayan başkan Mesut Hoşcan, bu takımı düzlüğü çıkarması gereken gerçek kişidir.
Çünkü Halil Ünal döneminden kazandığı kalkanı çürüdü. Hatta su kaçırıyor.
Eskişehirspor Kulüp Başkanı olmak, küçük işlerin adamı olmayı reddeder.
Yoksa böyle giderse...
Oturduğu dalı kesmesine bile gerek kalmayacak.
Çünkü hiçbir dal bu kadar yanlışı taşıyamaz.
***
Son maçta mağlubiyeti üstlenen Ertuğrul Sağlam'a da bakıyoruz ki artık çaresiz. Geldiğinden bu yana "Camianın birliğini sağlamak adına bir yol alamadık" demesinde de haklılık payı büyük.
Ama bilmeli ki bazı değerler seçim öncesi bozuldu.
O yüzden geçtiğimiz gün sosyal medyada Eskişehirspor taraftarının önde gelenlerinden birinin paylaşımı, bu duruma en güzel cevap olacak:
'FİTNE İLE KURULAN HİÇBİR DÜZEN BAŞARILI OLAMAZ'
***
Taraftar içinde de bölünme var.
İsyanlar elbette kimsenin içinde kalmayacak.
Ama bir mücadele verilirken, takım kötü oynarken ve en kötüsü kaybederken el vermek de taraftarlığın yasasında olmalı. Bazen sadece kazanırken değil, kaybederken kenetlenmek gerekir. İşte o gün bugündür!
Eleştiri kısmını yapması gerekenler yapacaktır. Ama Eskişehirspor taraftarı bugün daha çok takımının yanında olmalıdır.
Nedeni ise kurtlar sahneye inebilir. Arkalarındaki kan emici tüccarlarıyla!
Bunun ceremesini ise kulüp çeker. Ve Allah korusun büyük bir bölünme yaşanırsa bu takım işte o zaman küme düşer...
Bu yüzden Balıkesir maçı ne acıdır ki; sezonun en erken finallerinden biridir.
***
Sezon başında bazı yanlışları göre göre takımı Avrupa yollarına sokan medyadakiler, bakıyorum bu kez farklı işlere soyunmuş.
Yine tribünlerin nabzına göre şerbet verme taktiğindeler...
Onlara göre suçlular; ya futbolcular, ya da teknik adamlardır.
Başkanlarına yapacak eleştiri sözcükleri onların sözlüğünde yoktur. Nasıl olsun ki haftanın en az 3 günü tesislerdeler...
***
Taraftara oynamak, yazarlığın ve yöneticiliğin en geçerli çıkış yolu...
Ancak taraftarlar da, Mersin'de Ertuğrul Sağlam'la önce gurur duyup, sonra istifasını tartışacak duruma geliyorsa...
Ben bu şehirde, hiçbir şeye inanamam.
O yüzden...
Gerçekçi hedefler çizelim. Sezon başından bu yana haykırıyorum; bu takım bu sene düşmesin yeter...
Yok! Eğer öyle değil diyorsanız...
Yanlışları bağışlamaya da, hayalleri sulamaya da devam edin.
Vaatlerin de toprağı bol olsun.
***
Hayat böyle bazen tozpembedir.
Bazen KıpKIRMIZI.
Bazen SİYAH gibi koyu bir yalnızlıktır.
Kazanırken kahraman olanlar...
Kaybedince eleştirileri göğüslemeyi de bilmeli ve gerekli dersleri çıkarmalıdır...
Eleştirilere kim kapadıysa kulaklarını; asıl şimdi yolu açmak görevini de onlar üstlensin.
Ve Eskişehirspor'da herkes aynaya bakmak için sıraya geçsin.
Bir zahmet lütfen!