SINIRLARIMIZ VE HAYATIMIZA OLUMSUZ ETKİLERİ

Amerika’nın önde gelen spikerlerinden olan ve kişisel gelişim alanında yazdığı kitaplarıyla tanınan John C. Maxwell, sınırların hayatımıza yansıyan olumsuz etkilerini şu üç hikayeyle anlatıyor.



1. öykü:
Bir fil bir tonluk yükü hortumuyla kolayca kaldırabilir.
Ama siz hiçbir sirke gidip bu dev yaratıklarını sessizce küçük bir kazığa bağlandıklarını gördünüz mü?

Bir fil küçük ve güçsüzken ağır bir zincirle hareketsiz bir demir kazığa bağlanır.
Ne kadar çok zorlarsa zorlasın zinciri kıramayıp kazığı yerinden oynatamadığını keşfeder.
Sonradan fil ne kadar büyük ve güçlü hale gelirse gelsin yerde yanı başında duran kazığı gördüğü sürece hareket edemeyeceğine inanmaya devam eder.

Birçok akıllı yetişkin de sirkteki fil gibi davranır.
Düşüncelere, hareketlere ve sonuçlara hapsolmuşlardır.
Asla kendi koydukları sınırların ötesine geçemezler.

2. öykü:
Ne yazık ki birçok kişi yaşam tabakasını olduğu gibi kabul eder ve potansiyeline ulaşamaz.
Bu kişiler boş bir kavanozun içinde zıplayıp duran pireler gibidir.

Bu durumu gözleyen gözetleyen kişi kavanozun pireyi içerde tutan bir kapağı olmadığını fark eder. öyleyse bu pireler neden kavanozun dışına atlayıp özgürlüğe kavuşmazlar?
Yanıt basittir. Deneyi yapan kişi ilk önce pireleri içine koyduğu kavanozun kapağını kapar.

Pireler yükseğe sıçrar ve küçük beyinlerini şiddetle kavanozun kapağına vururlar. Birkaç baş ağrısından sonra pireler o kadar yükseğe sıçramaktan vazgeçerler ve yeni buldukları
rahatlığın keyfini sürerler.
Artık kapak kaldırılabilir ve pireler içerde tutulabilir; gerçek bir kapakla değil ama "Bu çok yüksek, artık yeter diyen" bir düşünce tarzıyla.

3.öykü:
Bir deniz akvaryumunda vahşi bir "barracuda" balığı birden uskumrulara saldırmaya çalışır aradaki bölme buna engel olur.
Burnunu defalarca çarptıktan sonra denemekten vazgeçer.
Sonra aradaki bölme kaldırılır. Ama "barracuda" yalnızca bölmenin önceden durduğu yere kadar yüzer ve durur. Bölmenin hala orada olduğunu düşünür.

Birçok insanda böyledir. Hayali bir engele ulaşana kadar ilerler, ama sonra kendi dayattıkları sınırlayıcı bir tutum yüzünden dururlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi