
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SİVRİHİSAR VE TDKB
Sivrihisar, tarih kokar. Tipik Anadolu şehirlerinin, bütün özelliklerini barındıran ilçe, aynı zamanda ünlü kral Midas'ın da memleketidir. M.Ö 700 yıllarında, Frigler' in yerleşme yeri olunca, "Spalya"'ya dönüşmüş. Diğer bir özelliği de o dönemin meşhur Kral Yolu'nun, üzerinde bulunması idi.
Ayrıca Hıristiyanlığın yayılışına kadar, dini inanışın temeli olan ve yeryüzündeki bütün varlıkların doğurucusu olarak bilinen, ulu ana tanrıça Kibele' nin, büyük tapınağı da Sivrihisar sınırları içerisindedir. Geçmişi ise M.Ö 3500' lere dayanıyor.
Eti ve Frig uygarlıkların yanı sıra, Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu gibi, önemli uygarlıklara da ev sahipliği yapmış, bünyesinden, Yunusemre, Nasreddin Hoca, Mehmet Kaptan, Hızır bey, Selman-ı Farisi, gibi ilçenin bağrından, pek çok insan yetiştirmiştir.
İlçedeki hamamlar, bedestenler camiler, kümbetler, türbeler, sarnıçlar, şadırvanlar, mozaikler, minyatürler, hatlar, tezhipler, halı, kilimler, giysiler, el işleri, işleme ve oyalar gibi pek çok tarihi ve kültür mirası, turizm için büyük zenginliktir.
KUMACIK HAMAMI, bu tarihi eselerden biridir. Hamam, Konya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu' nun, 22.01.1988 tarih ve 38 numaralı kararı ve daha sonra, Eskişehir Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'nun, A 24 numaralı envanterinde ve 30.01.2003 gün 2276 sayılı kararı ile Kumacık Hamamı, korunması gerekli Kültür varlığıdır.
YENİ HAMAM ise Eskişehir Kültür Varlıkları koruma Kurulu'nun, 31.02.2003 tarih ve 2276 sayılı kararı ile korunması karar altına alınmıştı.
Her iki hamamın, kamulaştırılması ve Restorasyonu için,Sayın Orhan KESKİN, Kültür ve Turizm Bakanlığı' na başvuruda bulundu. Ancak bugüne kadar, kamulaştırılması ve restorasyonu yapılmadığı gibi kaderine terk edildi. O nedenle de tarihi hamamların, ilçeye ve turizme kazandırılması için mutlaka restore edilmesi gerekiyor.
Sayın KESKİN' in müracaata, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden gelen, cevapta, yatırım programının yoğunluğu ve ödenek yetersizliği gerekçesi ile kamulaştırma ve restorasyonunun gerçekleştirilemeyeceği belirtildi. Ancak her iki hamamında, 5835 ayılı ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun, 12 maddesi gereği belediyelerce alınan, emlak vergisinin % 10 nispetindeki Taşınmaz Kültür Varlıklarının korunmasına ait katkı payından karşılanması gerektiği belirtildi.
Ayrıca tahsil edilen miktarın, İl Özel İdaresi tarafından açılan hesapta toplandığı, bu paranın da il özel idarelerince ve belediyelerce, kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan, proje kapsamında, kamulaştırma, projelendirme, planlama ve uygulama konularında, kullanılacağı belirtilerek, Kumacık ve Yeni hamamın kamulaştırılması ve restorasyonunun, bu katkı payından sağlanacak imkânla, her iki hamamında, Eskişehir il Özel İdaresince değerlendirilmesi istenmişti.
İl Özel İdaresince, Sayın Orhan KESKİN' e, verilen cevapta ise ayrılan katkı payının, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Bütçesini oluşturan kalemlerden birinin de biriken Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına ait Kültür paylarının oluşturması sebebiyle, talebin, değerlendirilme imkânının olmadığı bildirildi.
Kültür payları, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Bütçesine aktarıldığından, Kumacık ve Yeni hamamın, kamulaştırma ve Restorasyon çalışmalarının, Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Bütçesi' nde, karşılanması gerekmektedir. Ancak Eskişehir'in, tarihi bakımdan en zengin ilçesi olan, Sivrihisar, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı Bütçesi'nden, hak ettiği payı alamadı. Oysa İlçede Restorasyon bekleyen, pek çok tarihi eser vardı.
Hâlbuki Sivrihisar' daki tarihsel yapıtlar, ilçe ve ülkemizin olduğu kadar, tüm insanlığın da evrensel değerleridir. Geçmişten, bugüne gelen ve bugünden yarınlara, kalması gereken, bu yapıtlar, insanlığın ortak değerleridir. Ulusal kimliğini yansıtması bakımından, birer uygarlık hazinesi olup, geçmişle, günümüz arasındaki en önemli köprülerdir.
Sivrihisar'daki eserler, ülkemiz açısından bir zenginlik kaynağı olmasının yanı sıra, bu eserler ülkemiz ve ilçe açısından, büyük bir turizm potansiyelidir. Çünkü insanlar günümüzde, tarihe de merak salmışlardır. Bu da ülkeye, giren döviz miktarının artması anlamına gelmektedir. Bu nedenle de tarihi eserlerimizi, özenle korumalıyız.
Bir milletin geçmişine sahip çıkması, geleceğe güvenle adım atması demektir. Çünkü bir toplumun, geçmişi, bıraktığı, tarihi eserlerde kodlanmış ve gizlenmiştir.
Ayrıca insanlar, tarihlerini kendileri yaparlar. Geleceklerini de geçmişten miras kalan koşullar içerisinde gerçekleştirirler. O nedenle de Kumacık ve Yeni hamam, TDKB ajans tarafından ele alınmalı, kamulaştırması ve Restorasyonu, gerçekleştirilerek, gelecek nesiller ve turizme kazandırılmalıdır.