Türkiye'de siyaset adam çoğaltmaz.
Aksine, adam azaltır.
Bu yüzden...
Siyasetle uğraşanların sayısı bir hayli fazladır ama...
Bu fazlalığın içinde Adam bulmakta zorlanırsınız.
Çünkü "Adam" olan Adamlar, siyasetin içine girmeye korkar...
Cesaretini toplayıp girdiklerinde de, girdiklerine bin pişman olurlar.
Çünkü...
Hiçbir siyasi partide, geleceği parlak olan "Adam" gibi adamlar barındırılmaz.
Anında kafaları kopartılır ki, ileride rakip olarak çıkmasın, koltuğu kapmasın.
O nedenledir ki, binlerce üyesi bulunan partilerde, aday bulamazsınız.
Söylediğiniz her ismin, bir defosu çıkar ortaya.
Çünkü defosu olmayanlar, genellikle parti dışındadır...
Partiler, aday bulma günü gelip çattığında, bu bulacakları o yüzden içeride değil, dışarıda ararlar.
Çünkü...
İçerdekilerin defolu olduğunu bilirler...
Genellikle de dışarıda aranan adayların başında valiler, bazı daire müdürleri, ya da Oda başkanları gibi, toplumun kanaat önderi olmuş isimler gelir.
Hele yapılacak olan seçimler, adayın ön planda tutulduğu mahalli seçimlerse...
Bu isimleri partilerinin adayı göstermek için uzun uzadıya uğraş verirler.
Zira bu isimler...
O şehirde herkes tarafından tanınan, siyasetle yakın ilişki içinde olmayan ve en önemlisi de...
İçeridekileri ne oranla, defosu olmayan insanlardır.
Bu insanları aday göstermekle, "En azından tanıtma zorluğu çekmeyiz" diye düşünür siyasi partiler.
Ve anında teklif götürürler "Gel adayımız ol" diye...
Genellikle de, teklif götürülen Vali, bürokrat ve Oda başkanları gibi tanınmış isimler, bu işe sıcak bakmazlar.
Çünkü...
Siyasetin kendilerine göre olmadığını düşünürler.
Teklifi kabul edenler de, eğer işi garantiyse, ya da aday olacakları parti iktidar ise, bunu kabul ederler...
Bu konuya nereden geldik...
Bir süredir vali Kadir Çalışıcı'nın, mahalli seçimlerde AKP den Eskişehir Büyükşehir belediye Başkan adayı olacağı konuşuluyordu...
Vali Kadir çalışıcı da, önceki gün yaptığı açıklamada;
-"Ne yapılan teklif var, ne de niyetim" diyerek, tavrını ortaya koydu...
Bu belki erken verilmiş bir cevap...
"Böyle bir cevabı niçin bu kadar erken verdi" diye düşünmedik değil...
Ne diyelim?
Belki de, yukarıda yazdıklarımızı içinden geçirdi Çalışıcı...
Belki haklı olarak...
-"siyaset bana göre değil" dedi...
Ama yine de erken konuştu...