
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Siyaset teslimiyeti sevmez...
Selami Vardar Eskişehir'in efsane Belediye Başkanlarındandır.
73 yılı seçimlerinde Belediye başkanlığına seçilmiş ve 77 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür.
Sonrasında siyasete hiç ara vermeyen Selami Vardar, 12 yıl aradan sonra yani 89 yılında yapılan seçimlerde yeniden Belediye Başkanlığına seçilen isim olmuştur.
Selami Vardar'ın, aradan 12 yıl geçtikten sonra yeniden Belediye Başkanı seçilmesinin tek nedeni, aktif siyasetten kopmamış olmasıdır.
Eğer çoğunluğun yaptığı gibi siyasetten kopmuş olsaydı ve köşesine çekilseydi, ikinci kez seçilmesi mümkün olmayacaktı.
Ahmet Ataç, Eskişehir'in yakından tanıdığı bir sim.
99 yılı seçimlerinde Tepebaşı Belediye Başkanı seçilip 2004 yılına kadar bu görevi sürdürdü.
Aradan geçen 5 yıl sonra yani 2009 yılında yapılan seçimlerde yine Tepebaşı Belediye Başkanlığına seçilmeyi başardı.
Ahmet Ataç'ın da, aradan geçen 5 yıllık süreye rağmen yeniden seçilmesinin tek nedeni, bu süre içinde Aktif siyasetten kopmamış olması ve bu 5 yıllık süreyi Belediye Başkanıymış gibi çalışarak değerlendirmesidir.
Eğer Ahmet Ataç 2004-2009 arasını siyasetten kopuk bir şekilde geçirseydi ve bu 5 yıl içinde kapı kapı dolaşmamış olsaydı, muhtemelen 2009 seçimlerinde aday olamayacak ve şu anda belediye Başkanlığı yapamıyor olacaktı.
Kazım Kurt da Eskişehirlilerin bildiği bir isim.
Eskişehir'de 30 yıl aralıksız siyasetle uğraştı.
Partinin yöneticiliğini yaptı, defalarca da aday oldu.
30 yıl aradan sonra Milletvekili olmayı başardı.
Kazım Kurt'un da 30 yıl aradan sonra Milletvekilliğine ulaşmasının tek nedeni, siyasetten hiç kopmammış olmasıdır.
Hatta çoğu yılını muhalefette ve aday gösterilmeyeceğini bile bile siyaset yapmasına rağmen.
Eğer Kazım Kurt "Uğraşıyoruz uğraşıyoruz olmuyor. Böyle bir yapıda bir yerlere gelmemiz de mümkün değil" deyip kenara çekilseydi ve işine baksaydı, bu gün için milletvekili koltuğunda oturuyor olamayacaktı.
Sonuç olarak...
Şimdilerde seçim arifesindeyiz.
Ortada, muhtemel adaylar olarak çoğu kişinin ismi dolaşıyor.
Şöyle bir bakıyoruz AKP ve CHP ye, ismi dolaşanların neredeyse tamamı yeni isimler.
Bu şehirde eskiden Belediye başkanlığı ve Milletvekilliği yapmış isimler konuşulmuyor bile.
Çünkü...
Görev süresi bittiğinde kelimenin tam anlamıyla teslim olup, kendi kabuklarına çekildiler.
Siyaset yapmaya gözleri yemedi.
Eskişehir'den de seçmenden de olabildiğince uzaklaştılar.
Neticede söyleyeceğimiz şu;
Siyaset teslimiyeti asla affetmiyor.
Teslim olmayıp, seçilemese dahi işin peşini bırakmayanları ise ne yapıp edip bir yerlere yeniden getiriyor.
Tıpkı Selami Vardar, Ahmet Ataç ve Kazım Kurt örneğinde olduğu gibi...
------------------------
Her önüne gelen kimlik numarasını isterse...
Muhammet Şenyüz Mamydays'in işletmecisi.
Kurye bir paket getirmiş kendisine.
Teslim etmek için de kimlik numarasını istemiş.
Vermemiş kimlik numarasını.
Kurye "Kimlik numarasını almazsam paketi teslim edemem" deyince sinirlenmiş Muhammet Şenyüz ve:
-"Teslim etme kardeşim. Almıyorum" diyerek göndermiş kuryeyi.
Tam o sırada karşılaştık.
-"Şunu bir yazsanıza kardeşim" dedi önce.
Ardından da...
-"Gazetelerde her gün dolandırıcılık haberleri var. İnsanlar akla gelmedik yöntemlerle dolandırıcılık yapıp can yakıyor. Böyle bir ortamda kuryeler gelip Kimlik numarası istiyor. Kimlik numarası insanların her şeyi. Bu numaranın bu kadar aleni olarak ortalarda gezmesi doğru mu?" dedi.
Düşündük, hak verdik kendisine.
Hele hele birçok dolandırıcılığın kimlik numaraları üzerinden yapıldığını duyunca, yüzde yüz haklı olduğuna kanaat getirdik.
Siz siz olun, her isteyene kimlik numarasını vermeyin.
Nasıl dolandırıldığınızı anlayamazsınız bile...
----------------------------
CHP kendi partilisini cezalandırıyor...
Cumhuriyet Halk Partisi mahalli seçimlere ilişkin süreci açıkladı.
-"Parti yöneticileri 15 Temmuz tarihi'ne kadar görevlerinden istifa edecek" dedi.
Ardından da...
-"Mahalli seçimlerde aday adayı olacaklar 30 Temmuz tarihi'ne kadar müracaatta bulunacaklar" açıklaması yaptı.
Buna göre...
CHP'de aday adayı olmak isteyen yöneticiler görevlerinden istifa etti.
Müracaatlarını yapmaya başladı.
Ve bu iş seçimlere 8 ay kala yapıldı.
Şimdi...
CHP'den mahalli seçimlerde aday adayı olmak isteyen bürokratların Aralık ayı sonuna kadar vakti var.
Yani...
Aday adayı olmak için 5 ay süreleri var.
Aday adaylığını zorunlu olarak açıklayan partililer bu 5 ayı "Aday açıklansın" diye boşu boşuna geçirecek.
Bu süre içinde sürekli birbirlerini yıpratacak.
Görünen o ki...
CHP böyle bir takvim belirleyerek resmen kendi üyesini cezalandırmış.
Öyle ya...
Sen, kendi üyenin aday adaylığını seçimlere 8 ay kala zorla ilan ettiriyorsun.
Ama aynı durum, aday adayı olmak isteyen bürokratlar ve başka partili olup son düzlükte CHP den aday olmak isteyenler için geçerli olmuyor.
Bu durum CHP de büyük bir sıkıntı.
Ve bu sıkıntının yarattığı durum her geçen gün daha da hissedilir olacak gibi...
------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel Dallas'taki kuzeni Dursun'u görmeye gitmiş. Dursun Temel'i havaalanında karşılamış. Beraberce dışarı çıkmışlar. Temel bir bakmış 10 metre boyunda bir limuzin! "Uyyy, amma da büyük bu, daa!" Dursun hafifçe gülmüş: "Temel'im burası Amerika! Burada her bir şey büyük!" Yola çıkmışlar, Dursun'un çiftliğinin kapısından içeri girmişler. Git git bir türlü eve varmıyorlar. Temel şaşkınlık içinde: "Uyy, amma da büyük çiftlik daaa!" Dursun gene hafifçe gülmüş. "Temel'im burası Amerika! Burada her birşey büyük!" Neyse, akşam olmuş, yemek salonuna geçmişler. Salonun ortasında kocaman bir masa. Bir ucunda Temel bir ucunda Dursun. Temel Dursun'u taa uzaktan zor seçiyor. "Uyy!" diye bağırmış: "amma büyük masa, daa!" Dursun'un sesi gelmiş "Temel'im burası Amerika! Burada her bir şey büyük!" Yemekten sonra Temel'in tuvalete gitmesi gerekmiş. Dursun: - "Temelim, alt kata in, soldan üçüncü kapı" diye tarif etmiş. Temel alt kata inmiş ama sol yerine sağdan üçüncü kapıya girmiş. Orası evin havuzunun olduğu yermiş. Her yer karanlık olduğu için Temel elektrik düğmesini ararken havuza düşmüş. Can havliyle bağırmaya başlamış:
- "Sifonu çekmeyiiin!! Sifonu çekmeyiiin!"