Dünkü maçın neresinden başlasak, neyi anlatsak sizlere...
Demirspor'un Kütahyaspor'a yenilmesinin aslında hiç sorun olmadığını mı söylesek!
Asıl sorunun ilimiz futbol camiasında iyi giden işler olduğunda mutlaka yırtık dondan çıkarcasına çomak sokmaya çalışanların olduğunu mu itiraf etsek...
Saf ve temiz duygularla Atatürk Stadı'na koşanlara; 'Sahada gördükleriniz sizi, bu işin iç yüzü ise aslında hepimizi yakar mı' desek...
Neyi anlatalım;
Bazı kişilerin bu kulüpte boyundan büyük işlere kalkarak Orhan Türkmengil'i kundaklamaya çalıştığını mı?
Yoksa; izlemediği maçlar hakkında Cuma gecesi takımı azarlayan Tülomsaş Genel Müdürü Hayri Avcı'ya kılavuzluk edenlerin kargadan farkı olmadığını mı?
Kütahya maçı Cuma gecesi oynandı aslında...
Biz yansımasını izledik...
Bu gururu takımın tüm ahengini ve dengesini bozanlar omuzlarına apolet yapsınlar.
***
Tamam... Kütahyaspor takımının tecrübe anlamında iyi olduğunu inkar etmiyorum. Hatta Demirpsor'un kazanmak adına yeterli futbolu ortaya koyamadığına; okey...
Ama Demirspor-Kütahyaspor maçında saha içinde gördükleriniz gerçek;
Perde arkasında görmedikleriniz daha gerçekti...
Bu mücadele öncesinde entrika, ihanet ve siyaset ne arasanız vardı...
Olan bermuda üçgeninde sadece futboluna odaklanmaya çalışan ve ne olduğuna belki de hala anlam veremeyen çocuklara oldu.
Şunu gördüm ki; Eskişehir'in bir profesyonel takıma sahip olma ihtimali, son günlerde şahit olduklarımızdan sonra ihtimal değildir artık.
Bu ilin futbolunda ciddi reformlara ve zihniyet değişikliklerine ihtiyaç var. Yoksa sadece kendimizi kandırmaya ve belli köşelere yerleşen insanların egoları tatmin etmeye devam edeceğimiz gerçeğinden kurtulamayacağız...
***
Bu takımın başarısız olmasına yönelik bir sistem belli kişiler tarafından kurulmuştu zaten.
Koca takımda mücadele eden diğer tüm oyuncuların alın terini bir kenara koyarak, antrenör tarafından belki şuan için tercih edilmeyen Metin Mumcu üzerinden takımı yorumlamaya kalkmak nasıl bir zihniyettir.
Kütahya gibi en hayati ve gerekli olduğu maçta Metin'in kadro dışı kalması da bu zihniyetin ürünüdür...
Bu maçtan sonra, futbol dışı eleştirilerle oklarını antrenör Orhan Türkmengil'e saplamaya çalışanlar olursa; aslında iyi olur. Çünkü kendilerini deşifre etmiş olurlar...
Kimin ne mal olduğu da ortaya çıkar.
***
Tarihe geçen bir söz vardır. "İsabet etmek istiyorsan hata yap!"
Orhan Türkmengil'de belki de hata yaptı...
Ama son yaşanılanlara gerek var mıydı?
Perde arkasında iş çeviren bazı oyuncular ve saz arkadaşları, kaybetmenin ertesinde antrenörlerinin eksikliğine işaret ederek kendilerini kurtarmış mı sayılacak?
Yoksa Oktay Arıkan'ın gösterdiği mücadeleye bakıp utanacaklar mı?
***
Büyük beklentiler içinde olduğum bir kulüpte son yaşanılanları gördükten sonra anladım ki Eskişehir futbolu kalitesiyle ve hatta insanlığıyla dibe vurmuş.
Bu sezon Demirspor'un hayalleri yıkılırsa, bunun tek suçlusunun Orhan Türkmengil olmayacağını biliyorum.
****
Hatalar doğru adamlar için en büyük derstir.
Tülomsaş Genel Müdürü Hayri Avcı'dan beklentim; kendisini bu duruma düşüren o akıl hocalarını biran önce futbol takımından uzaklaştırmasıdır. Bugünlere tırnaklarıyla kazıyarak gelenler iki kere hata yapmaz çünkü.
HELAL OLSUN!
Eskişehir'in bir futbol kenti olduğunun en güzel örneği bizlere yaşattıranlara helal olsun! Belki de hiç izlemedikleri bir takımın ve ufacık bir kıvılcımın arkasında olan bir kitle vardı dün Atatürk stadında... Sosyal medya üzerinden de paylaşmıştım ve buradan da yazayım... Hafta sonu yapılan organizasyonlarda gönülden iş yapanlar bizlerin gönüllerinde bir kez taht kurmuştur.
Alınan sonuçlara bakınca; onların bu sezonki kaderi biraz acıya da tebessüm etmek galiba...
Ne diyelim; umarım sezon sonu hepimiz futbol adına son gülen taraf oluruz...
::::::::::::::