Eskiden insanlar siyaseti olması gerektiği gibi yaparmış...
Yani...
Çıkış noktaları "ülkeme ve şehrime hizmet etmek istiyorum" anlayışıymış...
Öyle ki...
Bu anlayışla siyaset yapanlar, gerçekten ülkelerine ve şehirlerine büyük kazançlar sağlamışlar.
Ama bunu yaparken...
Birçok kayıpları da olmuş...
Zamanları gitmiş, hatta var olan servetleri...
Aileleri ve çevrelerini ihmal etmişler...
Sosyal ve rahat bir yaşam yerine, sıkıntılı ve sürekli göz önünde bir yaşam sürmüşler...
Ama bundan hiç yakınmamışlar...
Çünkü...
Siyasete girme amaçları geçekten ülkeye ve şehre hizmet etmek miş.
Onlar, Zaten bu kayıplarını baştan göze almışlar siyaset yapmaya karar verdiklerinde...
Eskiden seçmen de tıpkı onlar gibiymiş...
Oy verirken, kimin hizmet edip edemeyeceğine bakarmış...
Servetleri pek de alakadar etmezmiş seçmenleri...
Hizmet edeceğine inandıkları adaylara gözlerini kırpmadan götürüp oylarını verirlermiş...

Aradan geçen zaman zarfında...
Önce siyaseti yapanlar bozulmuş ülkede...
Çıkış noktaları yine, göstermelik de olsa "Ülkeye ve şehre hizmet" olmuş ama...
Asıl amaçları, yavaş yavaş kişisel menfaate dönüşmüş...
Hizmet edebilmek için servetini kaybedenlerin aksine...
"hizmet etme" kandırmaca sının ardında, servetine servet katanlar olmuş...
Bir dönem geldiğinde...
"hizmet" sözcüğü iyiden iyiye rafa kalkıp, kişisel menfaat aleni ortaya çıkmaya başlamış...
Siyasetçi bozulunca, seçmenin bozulması da uzun sürmemiş...
Başlarda, Hizmet edecek adama gözünü kırpmadan oy verenler...
Siyasetçide ki bu bozulmayı gözleriyle görünce...
-"Madem o menfaati için uğraşıyor, ben niye uğraşmayayım" demeye başlamış...
Kişisel menfaatini düşünen siyasetçi için vereceği oyun ne denli kıymetli olduğunu bir anda fark eden seçmenin büyük bölümü...
Çok geçmemiş aynı siyasetçi gibi olup çıkıvermiş...

Böylece...
Hizmet etmenin en güzel aracı olan siyaset, menfaat sağlamanın en güzel aracı haline gelmiş bu ülkede.

Herkeste olması gereken "Dürüstlük" özelliği bile, siyasetçileri birbirinden ayıran en büyük meziyet halini alıvermiş.
Boşuna demiyoruz...
Kötü olan siyaset değil...
Kötü olan, siyaseti kötü bir şekilde yapanlar...
Siyasetçisi kötü olan bir toplulukta da...
Seçmenin iyi olabilmesi çok zor...
......

Eskişehir'in sorunları...
Bir internet sitesinin form bölümünde "Bizce Eskişehir'in sorunları nelerdir?" diye sormuşlar ve bu soru ile ilgili düşünceleri aynı sitede yayınlamışlar.
İçlerinden bazılarını köşemize aldık ki, genelde insanların tespit ettiği sorunlardan bu şehri yönetenlerin de haberleri olsun istedik.

İşte Eskişehir'in sorunları ile ilgili insanların düşünceleri...

-Eskişehir gerçekten Türkiye'de en rahat yaşanılabilen şehir olabilir, olabilir diyorum çünkü bütün şehirleri görmedim ama gördüklerimin arasında en rahatı.
Sebepleri:
-ulaşım sorunu yok
-Trafik sorunu yok
-Eğlencesi bol bir şehir
-Toplu ve düzenli ve estetik bir şehir
-örgenci şehri, eğitim düzeyi yüksek
-liberal bir şehir. Tutucu, muhafazakâr değil.

Gördüğüm tek sorun, şehir içinde tek katli köy evlerinin olması. Bunlar nasıl şehrin içinde bunca zaman apartmana dönüşmeden ayakta kalmışlar anlayamıyorum. Tek katli olmaları iyi aslında ama daha kerpiçli köy evlerine benziyorlar resmen.
HHH

-Çevre yollarının yetersizliği (mutlaka güney çevre yolu yapılmalı)
-Hemzemin geçitlerinin yeraltına alma çalışmalarındaki yavaşlık
-Özellikle Çevre yolu üzerindeki mahallelerin ilkel görüntüsü( Acilen bu bölgelere Kentsel dönüşüm uygulamaları ile düzenlenmesi)
-Şehrin merkezindeki Eskişehirspor yakışmayan Stadyum (Acilen doğru düzgün bir Stadyum yapılmalı,ama şimdiki yerine ama düşünülen başka bir yere)
-Koskoca Eskişehir de bir tane Kent Meydanı olmayışı
-Şimdiye kadar yapılan Türkiye'nin en büyüklerinden sayılabilecek 3 Parkın yanı sıra yine Şehrin değişik bölgelerine 3-4 tane aynı büyüklükte Park yapılmalı

HHH

Eskişehir'in mevcut Çevre Yolunu üç şeride çıkarmak demek kent içindeki bir yolu genişletmek demektir. Ne yazık ki üç şeridin de bir faydası olmayacak... Bundan 5 yıl sonra trafik sorunu iyice artacak ve çevre yolları bu yükü hiç kaldıramayacak...
Diğer arkadaşlarımızın da dediği gibi Eskişehir'e yeni bir çevre yolu gerekiyor...
Bursa'ya nasıl yaptılar, Eskişehir'de yapmalıdırlar... Çünkü Eskişehir'den transit geçen taşıtlar çok zorluk çekmektedir.
Yeni çevre yolu yapılırsa... Mevcut olan Çevre Yolları da Büyükşehir Belediyesine bırakılmalıdır. Hem daha iyi bir bakım olur ve yol canlanabilir...
Eskişehir'in çevre yoluna ihtiyacı var...


.....

Ne kadar oldu ki yapılalı?
"Eskişehir'de günde yüzlerce aracın kullandığı Basma Köprü bakımsızlık nedeniyle adeta dökülüyor.
Korkulukları tamir edilmeyen köprüde tehlike çanları çalıyor. Ertuğrulgazi Mahallesi'ne tren yolu üzerinden araç geçişini sağlayan Basma Köprü'nün korkuluklar boyandı ancak kırık ve özelliğini yitirmiş korkuluklar unutuldu. Vatandaşlar ve sürücüler görevlilerin burası için çözüm üretmesini istiyor."
Ajanslardan böyle bir haber geçildi önceki gün.
Yapımı,birkaç yıl önce olan köprü anlaşılan o ki bu birkaç yılda perişan hale gelmiş.
Bu perişanlığı ortadan kaldırabilmek için de makyaj yoluna gidilmiş.
Korkuluklar boyanmış boyanmasına ama, aynı korkulukların onarılması nedense unutulmuş.
Umarız bu haber ve bu haberin gazete ve televizyonlarda yer bulmasının ardından söz konusu köprü, gerekli onarımların yapılmasıyla daha güvenli hale getirilir.
......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Karı – koca cumartesi gecesini dışarıda geçirmek üzere hazırlanmışlar, ışıkları söndürmüşler, telesekreteri açmışlar, kuşun kafesinin üzeri kapatılmış, kedi arka bahçeye bırakılmış, yan duraktan taksi gelmiş, tam kapıyı kilitleyip çıkacaklarken kedileri kapı aralığından tekrar içeri girmiş.. evde kimse yokken kedi kuşu yemeye çalıştığı için evde kalmasını istememişler, kadın taksiye, adam da kediyi tekrar dışarı çıkartmaya gitmiş..
titiz kadın takside beklerken "ne olur ne olmaz" diye düşünüp şöför evin bütün gece boş olduğunu bilmesin diye "kocam da şimdi geliyor.." demiş, "annem'e iyi geceler demeyi unutmuş, o da çok kırılır bu tip şeylere, onun için gitti.. birkaç dakika sonra kocası da taksiye binmiş, "beklettim özür dilerim.." demiş nefes nefese, "aptal or....pu geleceğimi bildiği için yatağın altına saklanmış, elbise askısı ile dürte dürte zar zor dışarı
çıkardım, kaçmaya çalışınca ensesinden yakaladım, beni tırmalayıp zarar vermesin diye battaniyeye sardım, vurdum kıçına tekmeyi biz gelene kadar arka bahçede beklesin şıllık."