Eskişehirspor'un Ordu ile oynadığı müsabaka ile ilgili söyleyeceklerimiz var.
Ancak;
Öncesinde şeref tribününde yaşanan manzara ile ilgili konuşmak gerekiyor.
***
Operasyonla birlikte gözlerin çevrildiği Büyükerşen, yaşananları iyi değerlendirdi doğrusu.
Belediye önünde vatandaşla bütünleşmesi, söyledikleri vs. puanını artırdı.
Ardından beraberinde 6 CHP'li vekillerle birlikte maça gelmesi de dikkat çekti.
Şeref tribününün en sağına sıralandı CHP'liler.
Maç başlayınca, açık tribünden de bir pankart açıldı.
'Büyükerşen'e destek veren' bir pankarttı.
Kendisine kapalı tribünde de destek geldi.
'Eskişehir seninle gurur duyuyor' sloganları atıldı.
Büyükerşen, siyaseten istediğini o anlarda yine alıyordu.
Zaten ikinci yarı başlamadan CHP'li heyet ayrıldı maçtan.
İstenilen erkenden elde edilmişti belkide...
***
CHP'liler ile AKP'lileri ayıran ise kulüp başkanı Halil Ünal oldu.
Çünkü Ünal'ın diğer tarafına ise AKP'liler sıralandı.
Daha birkaç gün öncesine kadar bakan olan İdris Naim Şahin yerini alanlar arasında oldu.
O da Ordu halkı için mesaj verircesine katıldı maçı.
'Bakanlık gitti ama Ordu'nun hep yanındayım' der gibiydi.
Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can'da maç boyunca oturanlar arasında oldu.
'Bakan Ankara'da, Eskişehir bize emanet' mesajını verir gibiydiler.
Burhan Sakallı ise gelen misafirlerini ağırlama telaşına kapıldı.
Bir ara kendisine oturacak yer dahi kalmadı.
Küçük bir sandalye ile idare etti.
***
Kısaca, sahada yaşanan mücadele kadar, şeref tribünündeki siyasi tabloda dikkat çekti.
Şehirde yaşanan ayrım, tribüne de yansıdı.
Bir tarafta CHP, tam tersi tarafta AKP!
Yani şehirdeki siyasi manzara, Eskişehirspor maçına da yansıdı.
***
Maça gelirsek;
Her iki takım arasındaki kalite farkı daha maçın başında çok belliydi.
Bunun yanı sıra rakip takımda hayli eksikti.
Fırsat bu fırsat daha ilk dakikalarda bastırmaya başladı Es-Es.
Tüm bunlara birde Ordu'nun eksik kalması eklenince, maçın gidişatı da belli oldu.
Tamamen kapanan bir Ordu, kilitli çözmeye çalışacak bir Eskişehirspor şeması oraya çıktı...
***
Yüzde yüz goller kaçmaya başlayınca, kolay çözülecek kilit daha da sağlamlaştı.
Katı defans artık geçilemez hale geldi.
Sağlı sollu ataklar golü bulmaya yetmedi.
Ta ki Es-Es'in artık bizce yıldızı Nuhiu'nun kuvveti ile ceza sahasına topu sokarken yere indirilmesine kadar.
O sağlam kilit ancak bu şekilde çözüldü.
Kolayca hatta farklı alınacak olan üç puan, zor bela geldi.
***
Neyse;
Önemli olan puanları almaktı, alındı.
Ancak takımdaki form düşüklüğünün sürdüğünü söylemekte fayda var.
İyi bir golcünün kaçırmayacağı goller kaçıyor.
Usta ayaklar boş kale yerine ıska geçiyor.
Kısa mesafeli paslar bile zaman zaman yerini bulmuyor.
En önemlisi takımın sistemi aksadıkça aksıyor.
***
Umarız tüm bunlar takımın galibiyete olan hasretinin getirdiği gerginlikten kaynaklanıyordur.
Ve umarız takım bu gerginliği artık üzerinden atmıştır.
Yoksa çanların kötüye doğru çaldığını yinelemek gerekiyor.