1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Siyaset yanlış yapmama sanatıdır...

AK Parti ile Büyükerşen ilk 2004 seçimlerinde karşı karşıya gelmişlerdi.
Büyükerşen 99 seçimlerini kazandıktan sonra 2004 yılı seçimlerinde yeniden Büyükşehir belediye başkan adayı olmuş, 2002 de kurulan AK Parti de 2004 de ilk mahalli seçimlerine girmişti.
Yeni kurulmuş 2 yıllık bir parti olmasına rağmen, 2004 yılında yapılan seçimlerde Türkiye'nin tüm belediyelerine talipti AK parti.
Eskişehir'de de iddialıydı.
Fakat, Büyükerşen Porsuğun düzenlenmesi ve tamamlayıp faaliyete soktuğu Tramvay projesi ile seçime avantajlı giriyordu.
Seçim öncesi AK Partinin en önemli eleştiri ve söylemleri de bu iki proje üzerine oldu.
AK Partinin Eskişehir'deki önemli isimleri, her iki projenin de gereksiz olduğunu söylediler sürekli...
Porsuk düzenlemesine tonlarca para harcandığını, Belediyeyi kazanmaları halinde Tramvay raylarının üzerine de asfalt dökeceklerini söylediler.
Her ne kadar, sonrasında "Biz böyle bir söylemde bulunmadık" denilse de, bu sözler kamuoyunda "AK partililer böyle diyormuş" şeklinde yayıldı.
Ve bu AK parti için seçim kaybettiren büyük birer hata oldu...
AK parti Büyükerşen ile ilk karşılaşmasında büyükşehir belediyesinde yenilgiye uğradı.
5 yıl sonrasında ikinci karşılaşma vardı.
Büyükerşen üçüncü kez adaylığını ilan etti.
AK Parti ise 2009 seçimlerinde Türkiye'nin her Belediyesine talip bir parti konumundaydı.
Eskişehir'de seçime son derece iddialı giriyordu.
Seçime birkaç hafta kala parti bir "protesto yürüyüşü" düzenledi.
AK Partililer ellerinde siyah çelenk ile ve kalabalık bir halde Büyükşehir belediyesinin önüne kadar geldi.
Halkın en kalabalık olduğu bir zamana denk getirilen bu yürüyüş sırasında, AK partililer Belediye önünde saatlerce bağırıp çağırdı.
Bu son derece gereksiz ve çağ dışı görünen bir eylemdi.
Zamanlama açısından da yanlıştı.
Bu protestonun yarattığı olumsuz etki, AK partiye seçim öncesi en az 5 puan kaybettirdi.
Nitekim hemen sonrasında yapılan seçimlerde AK Parti yine seçimlerden yenik ayrıldı.
Şimdi önümüzde yine bir mahalli seçim var...
Yine...
Muhtemelen Büyükerşen ile AK Parti karşı karşıya gelecek.
Siyaset, aynı zamanda yanlış yapmama sanatıdır.
AK Parti her iki seçim öncesi yaptığı yanlışların cezasını seçim kaybederek ödedi.
Bakalım bu kez seçim kaybettirecek yanlışı kim yapacak?
İki kez olduğu gibi yine AK Partiden mi gelecek yanlış?
Yoksa...
Karşı taraftan mı?
Hep birlikte göreceğiz...
........


Nasıl bir hale getirdiniz şu aday belirleme meselesini?
Cumhuriyet Halk Partisi'nde büyük bir kavga var.
Kavga: Odunpazarı Belediye Başkan adaylığı için...
Aday adaylarından bazılarının aday olmak için tek şansı Yılmaz Büyükerşen...
Bazılarının tek şansı ise Parti Genel merkezi...
Büyükerşen'e yakın olmasalar bazı adayların hiç mi hiç şansı yok...
Genel Merkez olmasa diğer aday adaylarının şansı bulunmuyor.
Sizin anlayacağınız CHP Genel Merkezi ile Büyükerşen karşı karşıya...
Genel Merkezin mi dediği olacak? Yoksa Büyükerşen'in mi?
Adayı Genel merkez mi belirleyecek? Yoksa Yılmaz Büyükerşen mi?
İş öylesine salakça bir hal almaya başlıyor ki, sanki CHP Genel Merkezi ile Büyükerşen, Odunpazarı adayı belirlemede birbirlerine güç gösterisinde bulunuyorlar izlenimi yaşanıyor...
Bunun sonucunda ne olacak biliyor musunuz?
Süreç içerisinde bir ismi "Odunpazarı adayı" diye ilan edecekler...
Kimin ismi açıklanırsa açıklansın mutlaka bir tepki doğacak partide.
CHP Genel merkezi "Vallahi Büyükerşen istedi" diyerek sıyrılacak işin içinden.
Büyükerşen ise "CHP Genel merkezi belirledi" diyecek.
Kimse kimsenin söylediğine inanmayacak.
Kimse kimsenin sözüne güvenmeyecek.
Hele bir de belirlenen adayla girilen seçim kaybedilirse var ya, CHP de kıyamet kopacak.
Senin parti olarak Büyükşehir ve Tepebaşı adayların zaten belli.
Belli olmayan bir tek Odunpazarı ilçen kalmış.
Yap bir ön seçim ya da temayül yoklaması çık işin içinden.
Kimse de kimseye "Ayak oyunu yapacak" gözüyle bakmasın...
Adaylığı için Genel merkeze güvenenler ile Büyükerşen'e güvenenler de, seçim öncesi kamuoyunun gözü önünde birbirine girmesin...
.......

Bu sözleri bir yerden hatırlıyoruz...
AK Partinin il Danışma Meclisi toplantısında konuşmuş Milletvekili Salih Koca...
Konuşması sırasında CHP ve Büyükerşen'e de bir hayli göndermede bulunmuş...

Kaprisle, kavgayla,davalarla anılmak istemediklerini belirtmiş ısrarla.
-"Biz, şehrin geleceğine, şahsi kaprisleri ile ipotek koyanlar olarak değil, Eskişehir için uzlaşmayı her şeyin üstünde tutan, Eskişehir sevdalıları olarak anılmayı arzu ediyoruz" demiş.
Ardından da...
Yerel seçimlerin hedef olduğunu gösterip, Eskişehir'de Belediyeleri alacaklarını belirterek:
-"Biz bu şehrin, sadece köprübaşının değil, her yerinin aydınlık, ışıl ışıl olduğu bir şehir olarak anılmasını arzu ediyoruz" diyerek tamamlamış sözlerini.
İşte bu "Köprübaşı" ve "Aydınlatma" sözleri bize hiç yabancı gelmedi.
Kısa bir hafıza zorlamasıyla bulduk nerede duyduğumuzu.
Ramazan ayı boyunca Türk dünyası İftar programlarına katılan sanatçı Ahmet Yenilmez ne demişti giderayak?
-"Eskişehir yeterince aydınlatılmamış ve birileri nerelerin görünmesini istiyorsa oraları aydınlatılmış" demişti değil mi?
Tesadüf işte...
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Temel ile Fadime birgün arabayla
dolaşıyorlarmış az sonra bunları polis durdurmuş ve yanlarına bir kamera ve bir muhabirle gelmişler.
Muhabir :
"Sizi tebrik ederiz beyfendi! kaç saattir burdayız emniyet kemeri takılı olarak araba kullanan tek sürücü sizsiniz ödül olarak kanalımız size 500 milyon veriyor! Eee ne yapacaksınız bu parayla ?"
Temel cevap verir :
"İlk fırsatta bir ehliyet alıcam!"
Fadime telaşlanır durumu düzeltmek için
"Kusura bakmayın alkollüyken ne
dediğini bilmez!"
Arka koltukta oturan idris atılır
"Ben dedim size çalıntı arabayla yola çıkmayalım diye yakalandık işte!"
Bu arada bagajdan bir ses gelir

"Ula hala geçmedik mi şu sınırı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi