1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Siyaset yapıp kırgın olmayan var mı?

(br)(br)Siyaset yapmış insanlara bakıyoruz da, büyük çoğunluğunda gördüğümüz bir tespit ön plana çıkıyor.(br)Partilerinin yılmaz savunucusu olarak ortaya çıkıyor pek çoğu.(br)Parti kademelerinde bu gayretlerinden ötürü belli bir konuma geliyorlar.(br)Tabi hepsinin hedefi, parti kademelerinde bir yerlere gelmekten çok, bir koltuk sahibi olabilme amacı taşıyor.(br)İşte bu süreç boyunca inanılmaz parti savunucusu oluyorlar.(br)Karşı tarafla can hıraç bir kavgaya tutuşuyorlar.(br)Kendi partililerine şirin görünme uğruna söylemedikleri söz, yapmadıkları eylem kalmıyor.(br)İşte bu amansız mücadele veriyor görüntüsü, sonuçta onları ya bir yerlere getiriyor, ya da hiçbir yere gelemiyorlar.(br)Onca mücadele sonrasında hedeflediği koltuğun adayı olamayınca her şey bitiyor.(br)Parti savunuculuğundan ve diğer partilere karşı başlattığı mücadeleden eser kalmıyor.(br)Dahası küsüyor her şeye.(br)Bunun sorumlusu olarak önce kendi partisinde ki insanları gördüğü için, ilk eleştiri hedefinde kendi partisi ve partilileri oluyor.(br)Zaten sonra da ortadan kayboluveriyor.(br)Kısacası...(br)Sabah siyasetle kalkıp, gece siyasetle yatanlar, harcadığı emek ve paranın karşılığını "Aday" olarak alamadıkları zaman "Zaten işleri de ihmal etmişiz" bahanesiyle çekiliveriyorlar köşelerine.(br)Sonuç olarak...(br)Parti ve siyasi düşünce bir yana, herkes kendisine çalışıyor bu işlerde.(br)İnanmıyorsanız, şöyle bir geçmişten bu güne kadar geçen süreyi zihninizde tarayın.(br)Nerede o eski il başkanları, ilçe başkanları, milletvekilleri?(br)Bir zamanlar bıçağının her iki ucu da kesen, partinin ve fikirlerin en önemli isimleri olanlar nerede?(br)İsterseniz biz söyleyelim?(br)Hepsi köşesine çekilmiş vaziyette.(br)-"Ben koşturdum başkaları koltuğu kaptı" diye düşünüyor.(br)İsterseniz içlerinden birkaçı ile konuşun.(br)Hepsi de, bir zamanlar o gece gündüz koşturduğu partisini ve partilileri kötüleyecek, resmen kullanıldığını söyleyecektir.(br)-"O kadar uğraşmama rağmen beni aday yapmadılar ama, ben kırgın değilim" diyene rastlayamayacaksınız...Bundan emin olun...(br)......(br)(br)Bir şehir düşünüp hayal edin ki?(br)(br)(br)-Herkesin, birileri hakkında sürekli konuştuğu bir şehir düşünün.(br)-Birlikte oturduklarında "Sen benim bu şehirde en takdir ettiğim adamsın" diye başlayan sohbette, masadan kalktığı andan itibaren dedikodunun da anında başladığı bir şehir.(br)-Zenginlik ve tanınırlık ölçüsünü, gittiği mekânda garsonların "Hoş geldin Abi" demesine endeksleyenlerin olduğu bir şehir.(br)-Seçilmişleri küçükseyip, seçilmek için takla üzerine takla atmaya hazır yaşayanların olduğu bir şehir.(br)-Yeter ki onun olmasın. Varsın benim de olmasın diye düşünenlerin olduğu bir şehir düşünün.(br)-Herkesin en az eleştirdiği kadar defolu olduğu bir şehir hayal edin işiniz yoksa.(br)-Atanan ve seçilen insanlara ilk ziyareti yapmak için rüzgar hızı ile hareket edip, görev süreleri bittiğinde "İyi ki gitti" diyebilenlerin olduğu bir şehir.(br)-"Büyüdükçe küçülme"yi şiar edinme yerine, büyüdükçe daha da büyük olduğunu gösterme merakı içinde olanların gırla gittiği bir şehir düşünün hadi.(br)-Mekânlarda sanatçıya şampanya açtırmakla gecenin kahramanı olduğunu zannedenlerin yaşadığı şehir gelsin aklınıza.(br)-Zenginlik ölçüsünü, bindikleri araba, İstanbul'da aldıkları ev ve yurt dışına yaptıkları geziler ile kıyaslayanların yaşadığı bir şehir düşünün.(br)-Başarının sürekli küçümsendiği, başaranın sürekli eteklerinden çekildiği bir şehir hayal edin.(br)-Yapılan hiçbir şeyin gizli kalmadığı, kulaktan kulağa anlatılırken de abartıldıkça abartıldığı bir şehir düşünün.(br)-Her lafa başladığında "bu kent bizim" diye başlayan ve kendi menfaati yoksa suya sabuna dokunmayanların sıkça bulunduğu şehir gelsin aklınıza.(br)-"Bu şehrin çocuğu" diye başlayan cümlelerin, "Bu şehre ne faydası var ki?" diye bittiği ortamların olduğu bir şehir tasavvur edin.(br)-Birbirini bu kadar seviyor görünüp de, birbirlerinden bu denli nefret eden bir şehir gelsin aklınıza.(br)-Alışveriş yaptığı kişiyi yere göğe sığdıramayıp, alışveriş yapmadığı adamı yerin dibine sokanların yaşadığı bir şehir düşünün.(br)-Aynı partiden olup birbirine düşmanlık besleyenlerin olduğu bir şehir düşünün.(br)-Hangi kurum ya da kuruluşun seçimleri olursa olsun, birlikte yola çıkanların sonradan kanlı bıçaklı olduğu bir şehir gelsin aklınıza.(br)-Dünün kol kola girenlerinin bugün karşıyı karşıya olduğu bir şehri hayal edin oturduğunuz yerden.(br)(br)Ya da, düşünmek ve hayal etmek zor geliyorsa, gelin Eskişehir'de bunu bizzat görün.(br)Çünkü bu şehirde vaziyey maalesef böyle...(br)......(br)(br)Ne yıkılıyorlar ne de yapılabiliyor valla...(br)(br)-Eski Otogar 10 yıldır yapılmıyor.(br)Öyle durup duruyor.(br)Hem de tüm çirkinliğiyle...(br)-Eski Kılıçoğlu sineması 5 yılda ancak yıkılabildi.(br)Yerine ne yapılacağı belli değil.(br)(br)-Eski Tepebaşı belediyesi binası 3 yıldır yapılıp da açılamadı.(br)Kimse ne olacağını bilmiyor.(br)-Süleyman Çakır lise binası yıkıldı.(br)Üzerinde hala molozlar duruyor.(br)-Anadolu Üniversitesinin ilk kuruluş yeri olan eski İşkur binası yıkıldı, 2 yıldır yapılamıyor.(br)Yeri hala boş. Hiç olmazsa otopark olarak kullanılsa.(br)-Kütahya yolu üzerinde ki Kültür Merkezi binası, yıllardır bir türlü yapılamıyor.(br)Belkide Türkiyenin bitmeyen binaları arasında yerini bile aldı.(br)-Bir yıl önce boşaltılan eski Özgüven binası yıkıldı.(br)Yeri açık otopark olarak kullanılıyor.(br)Örnekleri daha da arttırmak mümkün.(br)Uzun sözün kısası...(br)Şehir merkezinde ne eskiyen binalar yıkılabiliyor, ne de yapılması gereken binalar yapılabiliyor.(br)Hepsi kötü durumda hepsi mezbele vaziyette.(br)Bazıları yasal olarak yıkılıp yapılamıyor, bazıları ise hatır gönül ilişkilerinden ötürü yaptırılamıyor.(br)......(br)(br)BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM(br)Kadın alışveriş için şehre iner. İlk girdiği dükkânda harika ayakkabılar, ikincide de nefis bir elbise..Üçüncü dükkânda ise her şey 5 dolardır. Gözlerine inanamaz, birden cep telefonu çalar.. Hattaki kadın doktor:(br)- Kocanız feci bir trafik kazası geçirdi, durumu kritik, yoğun bakıma kaldırıldı.(br)- Kocama çarşıda olduğumu iletir misiniz, bir an önce orada olacağım! der ve telefonu kapatır. Ancak devamında yaşamının en verimli alışverişini yapmakta olduğunu fark eder ve hastaneye gitmeden 1-2 mağazaya daha girer. Birkaç saat sonra sabah alışverişini bir fincan kremalı kahve ile tamamlar. Hesap verirken birden kocasını anımsar..(br)Suçluluk duygusu ile hastaneye koşar. Koridorda doktoruna rastlayıp kocasını sorar. Bayan doktor, kadının elindeki paketlere bakar ve bağırır:(br)- Buraya hemen gelmek yerine alışverişe devam ettin değil mi? Sanırım kendinle gurur duyuyor olmalısın! Adam burada yoğun bakımda, sen mağaza mağaza... Oh!! İyi be! Ama bu senin son alışverişin olacak.. Artık ömrünün sonuna kadar onun hastabakıcısı olacaksın, hem de başından 1 dakika bile ayrılamadan.. !(br)Kadın son derece üzgün, başını önüne eğer. Bayan doktor, onun bu haline uzun uzun bakar sonra da kıkırdamaya başlar:(br)- Şaka yapıyorum kıııız şakaaaa..Takıldım sana.. Kocan öldü.. Vallahi öldü.. Hadi aç bakayım şu poşetleri de neler aldın görelim..

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi