4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SİYASETTE HALKA RAĞMEN BAŞARILI OLMAK ÇOK ZORDUR

Eskişehir'de düzenlenen ve yerel yönetimlerin tartışıldığı bir panel gerçekleştirildi. Konuşmacı olarak da Anakent Belediye Başkanı Prof Dr. Yılmaz Büyükerşen, eski İstanbul Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen, Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan ile  Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen katılmıştı..
Panelde, Yerel yönetimlerden ziyade, " Sosyal Demokratlar" konuşulmuştu.
Nitekim Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Sosyal demokratların, büyük bir dağınıklık içinde olduklarını belirtti. Halkın solda işbirliği ve güç birliğini gerçekten istediğini, ancak partilerin genel merkezlerinin bu konuda samimi olmadıklarını kaydetti. Ve "Bu benim düşüncem, elbette farklı düşünenler olabilir" dedi.
Sayın Prof Dr. Büyükerşen haklı. Halk yıllardır, bu birlikteliği istiyor ama en büyük engel, soldaki siyasi partiler ve liderleridir. Yıllardır Ecevit-Baykal çekişmesi buna en güzel örnektir.
Bu hususta en dikkat çekici konuşma,  Sayın Celal Doğan tarafında yapıldı. Sayın Doğan' ın, " Cumhuriyetten bugüne tam 22 sol parti kurulmuştur bu ülkede. Çok zor altında kurulmuşlar ama çok kolay kapatılmışlardır. Atatürk CHP'yi kurma kararını verdiğinde, tam 3 ay boyunca Anadolu'yu karış karış gezmiş, halkın nabzını ölçmüştür. Sonunda da, halkı kucaklayacak, halkla bütünleşecek bir parti kurmaya karar vermiş ve CHP'yi kurmuştur. Bugün ise, sol partilerin genel başkanları, ancak haftada bir gün yapılan grup toplantılarında halkla yan yana geliyor. Yani halkın içinde değiller, halktan kopuklar. Sosyal demokrasinin içinde halk yok." Sözleri aslında doğru teşhistir. Çünkü yalnız siyasette değil, her alanda "HALKA RAĞMEN BAŞARILI OLMAK VEYA VERİM ELDE ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR."
Gerçekten de sol partiler,  yıllardır halktan kopuk bir kulvarda mücadele ediyorlar.
Asıl sorgulanması gereken de budur.
Ayrıca sol partilerde, örgütlenme ve icraat , "sosyal düşünceye" uygun değildir. Partilere liderler hakimdir. Oysa çağımızda lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik, bir kadronun temsilcisi insanların üzerinde odaklanan reklâm kampanyaları, ulusa bazda hala pirim yapıyor ama Lider ekibi ve programı ile liderdir.  Ayrıca çağımızda  bir kadro hareketi öne çıktı.
Diğer yandan siyasetin, olmazsa olmazı yerelden başlamasıdır. Ülkemizde sosyal demokrat partiler hala bunu farkında değildir. Türkiye' de, bunu ilk keşfeden parti RP' dir.  Önce mahallelerde, sonra ilçelerde, sonra illerde faaliyetlerini sürdürdü. Aslında tüm demokratik ülkelerde, siyasetin işleme bicimi de budur.     
Şu bir gerçek ki, Sosyal Demokrat kesimin ideoloji ve somut program tartışmaları sürekli gündemde oldu. Oysa  "Sosyal Demokrat" ideolojinin de, Türkiye'deki temelleri, bir yandan evrensel kaynaklardan, öte yandan ülkenin tarihsel düşünce kökenlerinden gelir.
Türkiye'deki ideolojileri etkileyen en önemi kaynak, Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun,     ideolojisidir.
Sosyal demokrat Partiler, Kemalizm' den yana hep taraf oldular ama gereğini yapmadılar. Ayrıca ferdin sosyal, ekonomik ve politik yönlerinde hak ve hürriyetleri olan her iki unsuru da ön planda tutmadılar. .
Yine Kemalizm' de, parlamento üyelerini halk, doğrudan doğruya hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir. Üyelerin seçiminde aracılığı ne devletin yürütme kurumu olan hükümet,  ne de partiler yapabilir. Çünkü halk değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişiler bizzat kendisi seçecektir.
Kemalizm' e ve sosyal demokrasiye göre, halkın hükümetin veya partilerin empoze edecekleri kişileri seçmek zorunda bırakmak, tamamen antidemokratiktir.
Bugüne kadar, sosyal demokrat olduğunu iddia eden partilere, ne sosyal demokrat düşünce ne de Kemalizm hakim oldu.  Sonuçta da bugünkü tablo meydana geldi.
İsterdik ki panelde,  sosyal demokrat partiler, bu yönü ile de ele alınsın, Ancak her zaman olduğu gibi güncel sorunlar konuşuldu ve esas sorunlar ise askıda kaldı.
Sosyal demokrat kesimler, artık gerçekleri görmelidir. Halka ve tarihsel sürece rağmen,  başarılı veya iktidar olmak mümkün değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi