4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SİYASETTE İLKELİ DAVRANMAK

CHP lideri, Sayın KILIÇDAROĞLU, Atatürk Kültür ve Sanat Kongre Merkezi'nde, Eskişehir, Bilecik, Bursa, Kütahya ve Sakarya illerinden partililerin katıldığı bilgilendirme toplantısına katıldı. Toplantı da, genellikle de yolsuzluk üzerinde durdu. Ön seçim sözü verdi.
CHP Genel Başkanı, Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, "Biz, yeni şeyler yapmak, demokrasimizi geliştirmek zorundayız. "sözler yanında, yaşam standardını yükseltecek proje/projelerden, bahsetmesi de beklenirdi. Çünkü demokrasi, yaşam standardı ile orantılıdır.
Ayrıca Sayın KILIÇDAROĞLU, genel başkan olduğu ilk Kuruyla da, " TÜRKİYE'Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ" sözlerinden sonra, " CHP, Kuvayi Milliye demektir. CHP, müdafaa-i hukuk demektir. CHP, Anafartalar'dır, Conk Bayırıdır. CHP, İzmir'de Hasan Tahsin'dir, K.Maraş'ta Sütçü İmamdır. CHP'nin genlerinde ulusal çıkarları korumak vardır. CHP değişimci ve devrimcidir. Demokrasinin, çıtasını yükselteceğiz. Demokrasiyi hukukla güçlendireceğiz " ifadeleri ile de aklıselim insanlarımızı rahatlatmıştı. Ancak bir müddet sonra, bu söylemler unutuldu.
Öte yandan, Sayın KILIÇDAROĞLU, göreve geldiği Kurultayda, ülke için, hayati önem taşıyan, "ÜRETİM", "SİYASİ AHLAK YASASI", "AİLE SİGORTASI", "AVRUPA BİRLİĞİ" "DOKUNULMAZLIK" ve "SEÇİM BARAJININ" kaldırılması, "KESİN HESAP KOMİSYONU" gibi vaatlerde bulunmuştu. Bu vaatlerde,söylemlerde kaldı.
CHP' de, yıllarca, yeni yüzlere, yer verilmedi. Hatta bazı partililere, parti içinde pasif görevler verildi. Ya da partiden, ihraç edildi veya ayrılmasına da neden olundu. En önemli neden ise son yıllarda, sol vurgusu, ikinci plana atıldı.
CHP, son yıllarda, Atatürk ilkelerinden, sosyal demokrat çizgiden, taviz verdi. Daha sonra Muhafazakâr kesime göz kıptı. Ayrıca CHP, kendi düşünce ve vizyonunu halka taşımakta sıkıntı çekti. Belki çok güzel çalışmaları ve projeleri var. Ana sıkıntı, CHP'nin sorunlara çözüm üretme konusunda değil. Sıkıntı; projelerini, bir strateji dahilinde, belli bir takvime bağlayarak, doğru takdim biçimleriyle, halka ulaşamamasıdır..
Elbette CHP, iktidara gelmek istiyorsa, Atatürk ilkelerinden taviz vermeden, her kesime de hitap etmek zorundadır. Türkiye'de, kendini solda tarif edenlerin oranı yüzde 20' dir. Türkiye'de, seçmenin, büyük çoğunluğu, yüzde 50'den fazlası, kendisini merkezde görüyor. Ancak CHP, bugün eleştirdiği akımlarda, etkili olan kişileri partiye transfer ediyor. Tabanından ve kamuoyundan da tepki görüyor.
CHP' nin, iktidar alternatifi olması için, önümüzdeki dönemde, varoşlarla, özellikle de kırsal kesimle, kucaklaşması şarttır. CHP'nin, din üzerinden, politika yapması gerekmiyor, ama o kesimi incitmeyecek, yerel seçimlerde olduğu gibi, şova dönüştürmeyecek, bir duruş sergilemesi de gerekir. Kırsal kesim, sabit ve dar gelirlilere, yönelik projeler üretmesi, iktidar şansını artıracaktır.
Aslında CHP' yi, analiz eden ve teşhislerini de kamuoyu ile paylaşan pek çok düşünür, yazar ve bilim adamı var, Ancak CHP kurmayları, partiye yeni transferlerle çok sesli yapmada karalıdır, Bu strateji sonucu, partiden kopmalar başladı. Özellikle de bazı illerde, belli kesimlerin, kişi/kişilerin, hâkim olması ise CHP tabanında, rahatsızlık yarattı.
Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU' nu, ODTÜ Mezunları Derneği'nde ," Oturduk, sıcak evlerimizde, gazete okuduk. Ankara'da sosyolojik uçurumlar var. 'Ankara'nın öbür tarafına gidelim' dedik mi? Altındağ'da bir aileye misafir olduk mu, onları misafir ettik mi? Onlar bunu yapıyor, biz yapmıyoruz. Rahata alıştık, tatillere gidiyoruz." demişti. Ancak lider olduğu dönem içinde, bu alanda, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir çalışma olmadı.
Sayın KILIÇDAROĞLU ve CHP, son yıllarda, stratejilerini yolsuzluk üzerine kurdu. Halka umut olacak proje/projeler, gündeme gelmedi. Varoşlara özde değil, sözde sahip çıktı. Yerel siyasete, önem vermedi. Oysa çağımızda, siyasetin olmazsa olmazı, yerelden başlamasıdır. Tüm demokratik ülkelerde, siyasetin işleme biçimi budur.
Tüm partilerde olduğu gibi, CHP' de, lider odaklıdır. Oysa çağımızda, lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Gerçi karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların üzerinden odaklanan, reklâm kampanyaları, ülkemizde, hala prim yapıyor ama lider, ekibi ve programıyla liderdir.
CHP, Atatürk' ün kurduğu, bir siyasi partidir. Ancak Atatürk ilkelerinden, sürekli taviz verdi. Oysa siyasi partiler, ilkeli davrandığı ve gerçek yüzlerini ilkelerinin dışında bir maskeyle kapamadıkları sürece, kalıcı olurlar ve iktidara gelirler. Ayrıca Siyasete ilkeli davranmak, siyasetçilerin namusudur. O nedenle de CHP, Atatürk ilkelerinden taviz vermeden, gelişmeleri değerlendirmek, her alanda proje/projeler, üretmek ve uygulamaya almak zorundadır. Çünkü çağımızda, kurum/kuruluşların, zenginliği bünyelerindeki proje ile orantılıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi