1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Siyasette ne Şiraze kalmış ne de Şakül...

-Kendi partisinde, partiye sırt çeviren Hain!
Aynı adama göre...
Başka partide, partisine sırt çeviren Kahraman...
***

-Kendi partisinde, partiden istifa edip giden Menfaatçi
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinden istifa eden Onurlu...

***

-Kendi partisinde, partiden istifa edip başka partiye giden kötü insan...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinden istifa eden ve kendi partisine katılan iyi insan...
***
-Kendi partisinde, partisinin adayına isyan eden ihanet içinde...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisinin adayına isyan eden doğruyu bulmuş...
***

-Kendi partisinde, partisine oy vermeyeceğini söyleyen nankör...
Aynı adama göre...
Başka partide partisine oy vermeyeceğini söyleyen süper insan...
***

-Kendi partisinde, partisini eleştiren cebini düşünüyor...
Aynı adama göre...
Başka partide, partisini eleştiren adam Ülkeyi düşünüyor.
***
Hâlbuki...
Kendi partisinde yaşanan yanlış ile, başka partide yaşanan yanlış arasında hiçbir fark yok...
Yanlış, nerede yapılırsa yapılsın yanlıştır.
Ama yok...
Nedense...
Siyasette insanlar, kendi partisinde yaşananlarla, diğer partilerde yaşananların aynı olduğunu bile bile farklı bir yaklaşım içinde olmaya özen gösteriyor.
Hiçbir siyasetçi oturup;
-"Yahu, bizim partiden istifa edip giden adama hain damgası vurduk. Başka partiden istifa edip de bize gelen adamı nasıl kahraman ilan ediyoruz? Hâlbuki ikisi de aynı şey" diye düşünmüyor.
Gidene" kötü", gelene" iyi" diyerek, kendisiyle çelişme pahasına bu davranışı sergiliyor.
İşte bu yüzden aynı yanlışın nerede yapılırsa yapılsın "yanlış" olması mümkün olmuyor.
Aslında bu durum, siyasetin geldiği en son noktadır.
O nokta da...
Siyasette ne Şiraze ne de Şakül kalmadığının açıkça göstergesidir.
-------------------------------
Seçim kapıya dayanmış, kendilerini ara da bulasın
Eski Milletvekillerinden Münir Sevinç'i görürüz bazen.
Keza İbrahim Yaşar Dedelek'i görürüz sıklıkla.
Çoğunlukla düğünlerde karşılaşırız.
Demir Berberoğlu,Murat Kahya, Vedat Yücesan, Mehmet Ali Arıkan, Murat Sönmez, Fahri Keskin,Fevzi Yalçın,Mail Büyükerman bir yerlerde çıkar karşımıza.
Çünkü bu şehirde yaşıyorlardı, bu şehirde Milletvekili oldular.
Milletvekillikleri bitti ama...
Bu şehirde yaşamaya devam ediyorlar.
Hani olur ya, yaşadığınız bir olay yüzünden hesap sormak isteseniz, Eskişehir'in cadde ve sokaklarında dolaşıyor hepsi.
Mesela, Tayfun İçli yok artık.
Murat Mercan, Nedim Öztürk, Kemal Unakıtan, Cevdet Selvi, İsmet Oktay, Erol Zeytinoğlu gibi isimler de yok ortada...
Milletvekillikleri bitti, Eskişehir ile olan ilişkileri de...
Eskişehir Cadde ve sokaklarında göremezsiniz kendilerini.
Dolayısıyla...
-"Sen geçmişte şöyle yaptın" diye hesap sorma şansınız da yok.
İşte bu yüzden kendimizi yırtıyoruz...
İşte bu yüzden;
-"Eskişehir'de yaşayan, Eskişehir'de kazanan ve Eskişehir'de siyaset yapan insanlar milletvekili olsun. Bu insanlar aday listelerinde yer alsın" diyoruz.
Bunu ısrarla söylüyoruz ki, milletvekillikleri bitse dahi, cadde ve sokaklarda gördüğümüzde kendilerini tebrik edelim ya da hesap soralım istiyoruz.
Bu konu bizim her seçim öncesinde sıklıkla değindiğimiz bir konudur.
Her defasında "Bu şehrin Milletvekilleri bu şehirde yaşayanlardan olsun" deriz.
Bakın bu gün bu konuda ne kadar haklı olduğumuz açıkça ortaya çıkıyor.
Önümüzde Mahalli seçimler var.
Topu topu 2 aylık bir süre kaldı seçimlere.
Partilerin Belediye Başkan adayları belirlendi.
Hepsi harıl harıl çalışmaya başladı.
Ancak...
Ortalıkte ne AK Partili Nabi Avcı var ne de CHP'li Süheyl Batum.
Ne de MHP li Ruhsar Demirel.
Arada sırada gelseler bile, geldikleri ile gittikleri adeta bir oluyor.
Halbuki şu sıralar bütün işlerini askıya alıp, gece gündüz adayları için harıl harıl seçim çalışmasına katılmaları gerekmiyor mu?
Yok... Biri "Ne yani! Bakanlığı mı bırakıp geleceğim?"diyecek, diğeri "Genel Başkan yardımcılığını mı bırakayım?"diyecek.
Bir diğeri ise ne diyecek gerçekten de bilemiyoruz?
Ama üçünü de şu sıralar ara da bulasın.
İçinizde bu yazıyı okuyup da "Eskişehir'de yaşayanlar Milletvekili oldu da ne oldu? Baksana, Milletvekili olarak seçtiklerimiz Belediya Başkan adayı oldu" diyenler çıkacaktır.
Ne diyelim?
Nasreddin Hoca misali " Siz de haklısınız kardeşim" demekten başka diyecek bir sözümüz yok.
-----------------------------------------
Recep Taşel yazılarıyla geldi.
Recep Taşel Eskişehirli bir sanayici.
Aynı zamanda...
İyi de bir siyasetçi.
Geçmişte, Cem Boyner'in liderliğinde kurulan Yeni Demokrasi Hareketi içinde kurucu olarak yer alıp, daha sonra siyaseti CHP'de sürdürmüş de bir isim Recep Taşer.
Bunun yanı sıra...
Sosyal medyayı da çok iyi kullanan, paylaşımları ile önemli fikirler ortaya atan biri.
Dahası...
Eskişehir'de geniş bir çevresi olan da bir isim.
Uzun süredir ikna etmeye çalışıyorduk kendisini yazı yazması için.
-"Bilgiyi paylaşmayacaksan ne diye ediniyorsun ki?" diye takılıyorduk.
Sonunda ikna oldu ve "Yazayım" dedi...
Ancak, şartları vardı.
Bu şartlarını da espriyle karışık;
-"birincisi: Yazdıklarıma müdahale etmeyeceksin, ikincisi bilmediğim bir konu olduğu için gazete yazısı şekline sen getireceksin" diye dile getirdi.
-"Yazdıklarınla bizi cezaevine sokma da, gerisi kolay" dedik espriyle ve kabul ettik.
İlk yazısı bugün çıkıyor 7 nci sayfada.
Haftanın çeşitli günleri devam edecek yazılar.
Bakarsınız bir gün Siyasetin içinde bulunduğu sıkıntılar yer alacak o köşede, başka bir gün ise sanayi ve sanayicinin sıkıntıları.
Kısacası...
Değişik bir renk, değişik bir yorum olacak Recep Taşel'in yazıları.
------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Orkestra gecelik programına başlarken şef, sanatçıyı yanına çağırdı:
- Dinle! Bu gece yine April in Paris'le başlayacağız. İlk iki mezuru iki nota geriden izleyeceksin, sonraki sekiz mezurda nedeni anlaşılmaz bir hızla 6 nota öne geçeceksin.Orkestra seni yakalamaya çalışırken sen birden allegroya geçip son iki mezurda şarkı sözlerini yutarak ''Na ,na,naa'' falan diyerek parçayı bitireceksin!. Tamam mı?
Sanatçı:
- Durun bir dakika!! diyerek itiraz etti ve:
- Prova yapmadan böyle bir şeyi beceremem ki!!
Şef gayet sakin:
- Neden? İki haftadır her gece inatla pekâlâ beceriyorsun ya!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi