
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
SİZ HEP GELİN...
Atatürk stadında son dönemlerin en güzel gecelerinden biriydi. Tribünden sahaya yayılan kadın sesleri bir zarafet konserini andırıyordu.
İnsanları futboldan soğutanlara, örnek olacak en özel görüntüler...
Sadece futbol izlemek için gelmişlerdi.
Bazıları belki de ilk defa bu duyguyu yaşadı.
Bugünümüzün anaları, yarının anne adayları...
Azdılar ama özdüler...
Zeka kokan esprili pankartları da vardı.
Onların futbolun ruhunu ve güzelliğini yaşamaya geldikleri her hallerinden belliydi.
Ve maçı en ince ayrıntısına kadar yaşadılar. Mücadele edeni alkışlarken, taçlar penaltı, kornerler gol kadar değer kazandı.
Sadece Eskişehirspor değil, her iki kalede yaşanan pozisyonlara tepkileri ise çığlıktı.
Sporun en güzel yönünü bize gösterdiler.
Onlar hem keyif aldılar, hem de bizim gözlerimizi onlardan alamamamızı sağlayarak keyif verdiler.
Çok şık bir gösteriydi; teşekkürler...
Eskişehirspor'un yine klasik tedirgin bir başlangıcı vardı. Orta alanda iki takımda birbirine diş geçirmenin derdindeydi.
Dönen toplarda ikinci hareket eksikliği yine tavan yaparken, maç boyunca futbol adına seyir zevki sıfırdı.
İki takımda kaybetmemeyi kazanmaktan daha değerli saymış.
Bienvenu'ye baktım.
Yine pozisyon tutulmasında.
"Ruhu gitmeyen adamın ayakları da kalkıp gitmez!" dedim.
Kaçırdığı bir pozisyon var ki tribünde ki bayanlar dahi ne olduğunu anlayamadı.
Buna karşılık Kasımpaşa futbolun sözünden dışarı çıkmayan öğrenciler takımı gibiydi.
İki kale arasında mekik dokurken, sadece istedikleri kontraları yakalayamadılar. Bunda Eskişehirspor savunmasının çabuk oyunculardan kurulu olması en büyük etkendi.
İkinci yarıda dengelerin Eskişehirspor lehine gelişeceğini düşündüm ama gördüğüm Eskişehirspor garipti. "Bunların bugün kazanmaya niyeti yok" dedim.
Bu takımın rakip alanda topla oynama hızı, bu sezon bir sorun zaten. Sadece Erkan Zengin'in kurtarıcı yanını aradım. Baktım ki O da yalnızları oynuyor.
Futbola ait kriterlerin olmadığı bir mücadelede Eskişehirspor'un galibiyete endeksli bir yanını beklemek de tuhaf olurdu zaten. Garip bir teslimiyet vardı takımda. Ertuğrul Sağlam oyuna müdahale etmek istiyor ama onun da cephanesi zayıf olduğu için atacak mermisi yok. Hamleler yetersiz.
Eskişehirspor hak ettiği neticeyi oluşturan sebepleri içinde aramalı.
Kupada final oynamak için kendi gerçeklerini iyi bilmeli...
Dün gecenin asıl gerçeği ise tribünler maçın sonucunun, pozisyonların ve taktik anlayışının da üzerine çıktı.
Atatürk stadından ayrılırken, bir anne çocuğuna eğildi ve dedi ki: 'Bak evladım maç böyle izlenir. Baban ve ağabeyin aynı hatayı yapmaya devam ederse biz yine ders vermek için geliriz...'