2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

SİZ HİÇ "ESKİŞEHİR ROKASI" DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ MU?

Hatırlarsınız aylar önce buradan dile getirdik.


“Pandeminin en fazla hasar vereceği kentlerden biri olacağız; lütfen tarıma el atalım, tarımda markalaşalım diye.”


Tarım, tarım, tarım diye defalarca yazdık pandeminin başından bu yana.


Ve bugün geldiğimiz noktada, pandeminin kent ekonomisine verdiği zarardan söz eder olduk.


+++


Biz bunu Mart ayından beri söylüyoruz.


“Pandemi en fazla hizmet sektörü yoğun kentleri etkileyecek.” diye…


“Bunu minimuma indirmemiz için tarım şart” diye anlatıyoruz ama hala kimse oralı olmuş değil.


örneğin;


Bursa Yolu, Ankara Yolu, Kütahya Yolu üzerinde markalaşmış Eskişehir ürünlerini tanıtmamız lazım. üretici marketleri merkeze değil, bu üç ana arter üzerine kurmalı.


Markalaşma adına üreticilere destek olunmalı, kasaların üzerlerinde Eskişehir ibaresi yer almalı.


+++


Eskişehir'in ürünleri, bölgemizde, Marmara'da, Ankara'da pazar tezgâhlarında yer alıyor ama kimse bilmiyor.


Yeşillikler, domates, kuşkonmaz, kiraz, vişne, ayçiçeği hatta zeytin.


Şehir olarak bunların kıymetini artık bilmemiz gerekiyor.


Yurdun her köşesinde; bas bas bağırmamız gerekli;


“Eskişehir kirazı diyeceğiz, Eskişehir marulu, Eskişehir vişnesi” diyecez…


“Eskişehir domatesi, Eskişehir dutu” diyeceğiz...


Pazar tezgâhlarına giden kasaların üzerinde Eskişehir yazmalı artık.


+++


Bakın size sadece bir örnek ile anlatayım;


Roka dersiniz, değil mi?


Türkiye’nin roka üretimi 13,654 ton.


Bunun 7,568 tonu sadece Eskişehir’de yetişiyor.


Yani ülkenin roka ihtiyacının neredeyse yarıdan fazlasını Eskişehir üretiyor.


Pekiyi, “Eskişehir Rokası” yazan bir yer, diyen bir kişi duydunuz mu?


Ya da şehir dışında, çarşıda, pazarda rokaların üzerinde Eskişehir yazdığını gördünüz mü?


Göremezsiniz…


+++


Söyleyeceğim şu;


“Artık şehrin ticari yapısını çeşitlendirmemiz şart!”


Sadece hizmet sektörü ile ancak bir yere kadar geliyoruz.


Oysa tarım bu saatten sonra en stratejik öneme sahip sektördür.


çünkü pandemi ile birlikte, toplumun istekleri, sosyal ihtiyaçlardan öte artık gıda tüketimine eğrildi.


Bunu fırsata dönüştürmek gerekli!


Hizmet, Sanayi, Tarım üç kulvarda da bastırmak elzem haline geldi…


+++++


Sonuç olarak;


Eskişehir, pandemi ile birlikte önünde duran tarıma dair bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli.


Belediyelerin bu konuda oldukça hassas olduğu da ortada…


O yüzden, tarıma dair şehrin artık bir adım ileri doğru adım atmasının tam da zamanı.


ülkenin tarım deposu olarak bilinen ve Sarıcakaya gibi bir nimete sahip olan Eskişehir, bu imkanı elinden kaçırmamalı.


Anadolu’da pek çok kent, tarımın imkânlarından fazlaca faydalanıyor.


Değil sadece şehrin ve ülkenin ihtiyacını üretmek, milyarlarca dolara varan ihracat yapma kabiliyetine erişiyorlar.


Ama Eskişehir hala ihracatından 4 katı kadar tarım ürünü ithal eden bir noktada.


Bu durum, Eskişehir’e hiç ama hiç yakışmıyor.


Bu nedenle başta hükümet temsilcileri, belediyelerin bu konudaki çırpınışlarına destek olmak zorunda.


En büyük desteği verecek olan kurum kuşkusuz hükümet kanadı.


Bu konuda projeler geliştirip, şehir halkını da tarımda marka bir şehir olma planlarının içerisine çekmeli.


Şu süreçte en azından Eskişehir, tarımda Afyon, Kütahya, Bursa, Manisa gibi kentlerin ayarına gelmeli.


Koskoca bir kent ekonomisinin, üniversitelere bağlı yaşayamayacağı gün gibi ortada artık çünkü…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi