Evet evet, Ak Parti’den söz ediyoruz.

Hani son dönemde, politikayı sadece twitter üzerinden yapmayı deneyen Ak Parti’den.

++++

Hükümetin zaman zaman yaptığı bazı açılışlar olmasa, aslında ülkede Ak Parti’nin varlığına dair bir işarette göremeyeceğiz.

Ak Parti’yi şu günlerde dirençli tutan aslında yapılan birkaç yatırım.

özellikle pandemi süreci ile birlikte bir bir açılan yeni hastaneler, “Gerçek Ak Partililerin” ruhunu okşamaya devam ediyor.

Beri taraftan “devletin” dış politikadaki adımları ve savunma sanayindeki gelişmeler de, sağ seçmenin Ak Parti’nin kıyısında durmasına devam etmesini sağlıyor.

İşte bu iki unsuru bir kenara koyduğunuzda ise, Ak Parti’nin topluma tutunacak çokta bağının artık kalmadığını söyleyebiliriz.

+++

İşin parti adına daha vahim tarafı ise, liyakatsizliğin diz boyuna ulaştığı dönemde bile kendisine taraftar bulma çabası içerisine girmesidir.

Bunun için kullanılan mecra ise, başta da söyleyegeldiğimiz gibi sosyal medya…

özellikle twitter üzerinden yoğun bir propaganda yapılması işine girişildi.

Parti’nin giderek oylarının düşüşünün, sosyal medyanın yeterince kullanılamadığından ileri geldiği söylendi.

İşte bu tespitten yola çıkılarak, twitter kampanyaları düzenlenip, Ak Partililerin birbirlerini takip ederek, partiyi sosyal zeminde savunması gerektiği belirtildi.

+++

Bu kararın hemen ardından bazı kesimler bir anda bu propaganda ile bir araya toplandı.

Birbirlerine binlerce takipçi armağan edip, binlerce takipçi kazandılar.

Ve partiyi hep birlikte bu platformlardan savunmaya başladılar.

Ama ne savunmak!

Bir güreşçinin, devlet bankasının yönetimine getirilmesini bile ayakta alkışladılar.

Böylesi bir atamanın doğru olmadığını söyleyenleri linç etmeye kalkıştılar.

Doğruya doğru diyenlerin ne vatan hainliği kaldı, ne teröristliği!

+++

Bu konu sadece bir örnek!

çok bilindiği için bunu yazdık.

Oysa, Ak Parti’de, her parti gibi siyasi hayatında çeşitli yanlışlar yapıyor.

Hele hele tek başlı bir iktidarın daha çok yanlış yapma potasiyeli olur.

Bunlar siyasetin zaten doğasında vardır.

Yapılan politik bir hamleye, halktan tepki gelirse o hamleyi yapanlar, yaptıklarını gözden geçirirler.

Yapılanı ya düzeltirler ya da komple iptal edip yerine farklı bir uygulama getirirler.

İlk önceleri de Ak Parti’de işleyiş böyle değil miydi?

Halkın her beklentisine karşılık veren parti sürekli trendini yükseltirken;

Toplumdan gelen seslere de kulak verip yaptığı hatalardan çabucak dönerek zirvede kalmayı başarmadı mı?

Tam da böyle yaparak ulaştı zirveye Ak Parti.

Ve şimdi o zirveden aşağı doğru da her geçen gün inmeye başladı.

Neden mi?

çünkü;

Artık sokak siyasetini bırakıp, twitter siyasetine dönen parti yöneticileri, gerçekleri görmekten çok uzaklaştı.

Twitterdaki binlerce çıkarcı, menfaatçinin gazı ile yaptıkları yanlışları görememeye başladılar.

Hatta bu çıkarcı gruplar işi öyle bir yere getirdi ki;

“Ak Parti asla hata yapmaz” algısını bile partinin genel merkezine sokmayı başardılar.

Kısacası…

Ak Parti hata yaptıkça, görmediği hatasını ne düzeltmeye, ne de iptal etmeye yelteniyor artık!

Aksine yapılan hatalara karşı, “En doğrusunu biz yaptık” düşüncesine giriyorlar;

Hata üzerine hatayı da beraberinde çağırarak, halktan giderek uzaklaşıyorlar.