4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SOMALİDEN İBRET ALINMALI

Somali'de, açlık yüzünden can kayıpları artıyor. En savunmasızlar yine çocuklar. Son üç ay içinde açlıktan ölen çocukların sayısı 29 bin. Hepsi beş yaşın altında. Ülkenin güneyindeki beş bölgede resmen açlık ilan edilmiş durumda. Gereken yardım ulaşmazsa, 500 bin çocuk ölümle burun buruna olacak. _
Aslında dünyada, açlık geliyorum demişti. Dünya Bankası Başkanı Zoellick, gıda fiyatlarının son 3 yılda, ikiye katlanmasının yoksul ülkelerde geliri düşük 100 milyon insanı açlık tehlikesi ile karşı karşıya bıraktığını söyledi. The Food and Agricultural Organization (FAO) araştırmasına göre ise bu yıl 36 ülkede toplam tam 1.1 milyar kişi gıda yardımına muhtaç olacak
Tablo, tam bir felakettir. Önümüzdeki yıllarda dünyada, en büyük tehlike, açlık ve susuzluktur. Dünya' da, açlık ve susuzlukla ilgili tedbir alınmaz ise, bu iki unsurla ilgili savaşlarda, kaçınılmaz olacaktır.
Peki, Türkiye ve Eskişehir, dünyadaki bu gelişmeler karşısında ne yapıyor?
Eldeki tarım alanlarını korumak, daha da verimli hale getirmek yerine, tarıma elverişli arazileri yok ediyor, Tarım ürünleri ihracatını da adeta teşvik ediyor. Oysa Tunus'ta, isyanın ülkede, ithal gıda ürünlerin fiyatlarındaki artış nedeniyle, halkın daha da yoksullaşmasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Dünyada tablo bu iken, Türkiye ve Eskişehir' de geliyorum diyen açlık tehlikesi, kıtlık ve susuzlukla ilgili olarak ciddi hiçbir önlem alınmıyor. Günlük gelişmelere göre toplantılar yapılıyor ve hamasi nutuklar atılıyor. Hâlbuki Eskişehir' de, Tarım alanlarının korunması hususunda, acil önlemlerin alınarak hayata geçirilmesi şarttır.
Eskişehir'de,Hasanbey Köyü, Ankara yolunun sol ve sağ tarafları ve Şarhöyük tarafında. Tarım alanları ile ilgili ciddi sorunlar var. Buraları, birinci sınıf tarım arazisidir. Buraların, tarımsal faaliyet için, korunması gerekiyor. Bursa yolunda sağ tarafta Söğütönü, Keskin köyleri civarı tehdit altında.
Yine Sivrihisar-Eskişehir arası da, Tavuk Çiftliklerinin ve bazı tesislerin istilası ile güzelim tarım alanları hızla yok edilerek, Eskişehir, adeta intihar ve torunlarımıza da ihanet ediyor. Maalesef yıllardır da Türkiye' nin, en verimli Eskişehir ovası, "POLİTİK" ve" ELİT" güçler tarafından, adeta yağmalanıyor. Ne hazin ki yasalar, gereği sorumlu olan ilgillerde bu durumu seyrediyor.
Hülasa, Eskişehir'de, valilik ve belediyeler, tarım alanlarını, iskâna açarak hem bu alanları, hem de sulama tesislerini, yok ediyorlar. Devlet kamu kurumlarının üst derecedeki yetkilileri ve medya, tarım toprakları üzerine yapılan tesislerin, temel atılış ve açılışlarında, bu çelişkiye seyirci kalıyorlar.
Devlet kurumu olan TOKİ, Şeker Fabrikası' ın, en verimli arazisi olan tarım alanlarına konut yaparak, Belediyeler' de imara açarak, bu alandaki yağmalamaya ortak ve önder olurken, devlet yönetiminde olan kişi/kişilerin, dünyadan haber olmadığının ve geleceğe nasıl baktıklarının da tescili oldu.
Oysa tarım alanları, torunlarımızın bize emanetidir. Dünyada yaşananlar ise ortada. Yükselen gıda fiyatları, yoksul halkları vururken, Mısır'da açlıkla yüz yüze kalan halk polisle çatışmaya girdi. Tahılın önemli bölümünü ithal eden ve ekmek tüketiminin çok yüksek olduğu Mısır'da, Şubat ayından beri fırın kuyruklarında çıkan kargaşalarda 11 kişi öldü. Mısır' olduğu gibi, Bangladeş, Tunus ve Haiti'de milyonlarca insan, sokaklara döküldü
halk, günlerdir güvenlik güçleriyle çatışıyor.
Ülkemiz ve Eskişehir'de, sanayide görülen gelişmeler ve kırsal kesimden kentlere göç, büyük yerleşim merkezlerinin çevresindeki tarım topraklarını, yağmalama derecesine hızla yok etmektedir. Son 20 yıl içine, ülkemiz de bu şekilde yok olan tarım alanları, 500.000. hektar civarındadır. Bu alan Eskişehir ovasının 30 katıdır.
Eskişehir'de, yanlış kentleşme sonucu, ülkemizin en verimli ovasını yok edildi. Hiç olmazsa elde kalan tarım alanları, mutlaka korumalı ve tarım ürünlerinin sanayinin motoru olması için de projeler üreterek hayata geçirmelidir. Özellikle de Organik tarım, teşvik edilmeli, bu alanda her türlü destek de verilmelidir.
Türk halkı, özellikle de Somali'ye gidecek olan, Sayın ERDOĞAN ve Sayın KILIÇDAROĞLU yaşananlardan ibret alarak, torunlarımızın bize emaneti olan TARIM ALANLARINA ve SU KAYNALARINA sahip çıkar mı önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak Tarım alanlarına halk sahip çıkmalıdır. Çünkü gelecekte savaşların nedeni "YİYECEK" ve "SU" olacak. O nedenle de tarım alanları ve su kaynaklarımız, iktidara ve muhalefete bırakılmayacak kadar hayati önem taşımaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi