1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Sonra da "Niye sahip çıkılmıyor?" diyorsunuz ama...

İlk 6 ayı boşa geçen Türk dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında nelerin yapılabileceği düşünülüp taşınılmış ve:
-"Hiç olmazsa şu Ramazan ayını iyi değerlendirelim" denilmiş.
İyi, güzel düşünmüşler.
Ardından...
-"Her akşam bir iftar programını değişik mahallelerde, üstelik yeni Mahalle statüsüne kavuşan Mahallelerde gerçekleştirelim" demişler.
Bu da güzel...
Hatta...
-"Ramazan boyunca her akşam yapacağımız bu iftar programlarına 'Halil İbrahim sofrası' ismini verelim, bir de Ahmet yenilmez diye bir Tiyatro sanatçısı var. O'nu da getirip, program yaptıralım. Hatta her iftar yemeğine anlam katan bir de davetli getirelim' diye karar vermişler.
Ehh, hadi buna da güzel diyelim.
Öyle bir ilham gelmiş ki programı hayata geçirmek isteyenlere, o istekle:
-"Hatta her akşam yapacağımız iftar programını Türki bir Devlete ithaf edelim ve iftarda ki yemekleri de o Devletlerin kendine has yiyeceklerinden oluşturalım" demişler...
Bu da güzel fikir...
Tüm bu anlattıklarımızdan sonra, Ramazanın ilk iftarının verileceği Mahalle olarak Karacaşehir Mahallisi'ni tespit edenler, burada verilecek olan iftarı da "Bahçesaray Kırım Özerk Cumhuriyeti" adına gerçekleştirmişler.
Kırım tatarlarının yoğun olarak yaşadığı mahalle ve merkez köyler varken,iftar için Karacaşehir'i nasıl bir anlayışla tespit ettiklerine pek de anlam veremedik ama...
Her neyse...
İftar masalarını, kırım tatarlarının kendine has yiyecekleri ile donatıp, bir güzel iftar yapmışlar.
Bu arada, verilen gazete ilanlarına Tuncer Kalkan diye yazdıkları, aslında ismi Tuncer Kalkay olan Kırımlı yazarı da davet etmeyi unutmamışlar.
Neyi unutmuşlar biliyor musunuz?
Eskişehir Kırım Türkleri dernek başkan ve yöneticilerini, kırım adıyla verilen iftara davet etmeyi unutmuşlar.
Türk Dünyası kültür Başkenti Projesi kapsamında neler yapılabileceğinin fikrini almak için dernek başkanlarını toplamayı unutmayanlar, aldıkları fikirler çerçevesinde yaptıkları etkinliklere aynı Dernek başkanlarını davet etmeyi unutuvermişler.
Ne diyelim?
En iyisi hiçbir şey demeyelim.
Zira...
Ağzımızı açtığımızda, "Hep eleştiri hep eleştiri" denilerek hedef oluyoruz...
İyisi mi bildikleri gibi yapsınlar...
Kırım Cumhuriyeti adına düzenledikleri iftara Kırım Dernek Başkan ve yöneticilerini, Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti adına yapacakları iftara da, Kafkas dernek başkan ve yöneticilerini çağırmasınlar.
Sonra da kalkıp;
-"Niye sahip çıkılmıyor?" diye kimseye kızmasınlar...
Çünkü...
Bu işe sahip çıkacakların başında, o iftar sofrasında olması gerekenler geliyor...
......

Led ekranları oraya kim koydu?
Espark'ın önünde ki kavşağa üç yönlü Led ekran yerleştirildi.
Daha önce de yazmıştık.
Söz konusu yere Eskişehir'in en güzel heykelinin dikilmesini beklerken, getirip led ekranların konulduğunu söylemiş ve "hay sizin estetik anlayışınıza" yorumunda bulunmuştuk.
Dün bir ortamda sohbeti geçti.
Sohbette...
Bu Led ekranların söz konusu yere konulmasında Hoca'nın haberdar olup olmadığı konuşuluyordu.
Sohbete katılanlardan biri aynen şunu söyledi:
-"Eğer o yere o led ekranların konulması başkasının fikri olsaydı, Hoca o kişinin heykelini oraya o anda dikiverirdi"
......

Sözleri çok konuşulacağa benziyor
İstanbul Taksim Gezi parkı olayları esnasında en çok konuşulan isimlerin başında geliyordu İstanbul valisi.
Hüseyin Avni Mutlu, olaylar esnasında gerek yaptığı açıklamalar ve gerekse Sosyal medya üzerinden yaptığı yorumlarla gündeme geldi.
Benzeri bir durum Eskişehir'de yaşanacak gibi.
Eskişehir'de, yürüyüş sırasında yaralanan ve kaldırıldığı hastanede tedavi altındayken yaşamını yitiren Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü ile ilgili Vali Güngör Azim Tuna'nın sözleri bir anda gündeme oturdu.
Görünüşe bakılırsa...
Vali Tuna'nın konu ile ilgili yaptığı açıklama daha uzun süre tartışılacağa benziyor...

.......

Bu nasıl bir iş ki?
Bundan yaklaşık 20 gün önce, Mihalıççık ilçesinde kaçak göçmenler yakalandı.
Sayısı 30'u buluyordu yakalanan göçmenlerin.
Suriye'den kaçtıkları ve Mihalıççık'a kadar bir şekilde geldikleri ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde Seyitgazi ilçesinde yakalandı kaçak göçmenler.
Onlar da Suriye'den sınırı geçerek Seyitgazi ilçesine kadar gelmişlerdi.
Önceki gün de Sarıcakaya'da 14 Suriye uyruklu kaçak göçmen jandarma tarafından yakalandı.
Tıpkı diğerleri gibi, Suriye sınırını geçerek Türkiye'ye giriş yapmışlar ve nasıl geldilerse Sarıcakaya ilçesine kadar gelmişlerdi.
Bu haberler üst üste gelmeye başlayınca insan ister istemez merak ediyor ve;
-"Suriye nere, Seyitgazi, Mihalıççık ve Sarıcakaya nere" diye düşünüyor.
Gerçekten de...
Suriye'den Türkiye'ye giren kaçak göçmenler bu şehrin ilçelerine kadar nasıl gemliyi başarıyor?
Anlamak mümkün değil...
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avustralya'da tatil yapmaya karar vermişlerdi. Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı. Sessizliği pilotun anonsu bozdu:"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."
"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu,gözlerine endişeyle baktı;
"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?" "Hayır sevgilim,unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu: "Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?" "Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı. "Aferin". Karısı şaşkın, korkarak sordu. "İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü bankacılar bizi kesin bulur!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi