
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
SONUÇLARA SAYGILI OLUNMALI
Hiç şüphesiz, 12 Haziran seçimlerin galibi Ak Parti' dir. Bu sonuca saygı duymak gerekir. Çünkü ülkemizde kurulan siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kurulurlar. Milli iradenin oluşmasını sağlayarak, demokratik bir devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzelkişiliğe de sahiptirler. O nedenle de, siyasi partilerin iktidara gelmesinde "LİDERLER" etkilidir ama "PROĞRAM ve EKİPLERİ" ile mümkündür. O nedenle de partiler, halkın benimseyeceği program ve ekiplerle seçmenin karşısına çıkmak zorundadır.
Ayrıca demokrasi ile yönetilen ülkelerde, hiçbir iktidar, kendi meşruiyetiyle ilgili tartışmaları, anayasa ve hukuku değiştirerek ortadan kaldıramadığı gibi, gündeme bile getiremez. Siyasi iktidarlar, kendi hukukunu yapıp, buna göre ülkenin yönetimine de talip olmaz. Bu durum, demokratik kurallara ve çağdaş hukuk normlarına da aykırıdır. O nedenle de partiler mevcut yasalar içinde mücadele etmek zorundadır. Çünkü demokrasi kurallar rejimidir.
12 Haziran seçimlerinde, partiler büyük çoğunlukta yasalar çerçevesinde mücadele ettiler ama meydanlarda parti programları değil de kişisel eleştirilerle gündemi işgal ettiler. Hiç şüphesiz, eleştirmek, tartışmak için, "iyi düşünme" nin, "İyi konuşma" nın, gerekli olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. Bu meziyetleri taşımayan siyasetçilerden olumlu eleştiriler beklemek hayaldir. Ancak Türkiye'de siyasi platformda bu normlar dikkate alan eleştirileri olumlu karşılayan, azda olsa siyasetçinin olması seçmeni mutlu ediyor.
Nitekim Sayın ERDOĞAN," Bugün hesaplaşma günü değil, helaleşme günüdür. Kampanya sürecinde istemeden üzdüğümüz, kırdığımız kişilerden helallik diliyorum. Kampanya sürecinde, istemeden üzdüğümüz siyasilerden helallik istiyoruz. Ben ve partim adına Tüm Türkiye'ye hakkımızı helal ediyoruz." sözleri ile meydanlardaki eleştirileri dikkate almadıklarını gösterdi.
Aslında siyasetçilerin eleştirilerini normal karşılamak gerekir. Çünkü istesek de istemesek de işimiz ve mesleğimiz ne olursa olsun, yaşamımız süresince eleştiriden, tartışmadan uzak kalamayız. Hiç değilse günlük yaşantılarımızın gereği, ya eleştiririz, ya da eleştiriliriz. Gerektiğinde de kimi tartışmalara katılmak isteği, ya da zorunluluğu duyarız. Beğendiklerimiz veya benimsemediklerimiz de olur. Partiler arasında da aynı tablo yaşanabilir. Bu gelişmeler de doğaldır. Meydanlarda yapılan eleştiriler unutulmalı ve her parti önüne bakmalıdır. Çünkü Türkiye'nin çözüm bekleyen hayati sorunları var.
Sonuçlar belli olduktan sonra parti liderlerinin konuşmaları arzu edilen nitelikteydi. İlk konuşmayı yapan CHP Sayın KILIÇDAROĞLU, bütün Türkiye'ye: CHP kısa sürede 3.5 milyon yeni taraftar kazandıklarını seçimden daha güçlenerek çıktıklarını ve . 12 Eylül darbesinden bu yana en yüksek oyu aldıklarını söyleyerek taraftarlarına moral verdi.
Sayın KILIÇDAOĞLU' nun, AKP' ye başarılar dilemesi, Anayasa konusunun yakından takip olacaklarını, özgür ve bağımsız bir Türkiye hayalinden vazgeçmeyeceklerini vurgulaması önümüzdeki dönem için umut verdi.
Sayın ERDOĞAN, sonuçlar belli olduktan sonra yapığı konuşmada, "Türkiye'nin önüne yepyeni bir ter temiz bir sayfa açılmıştır. Yeni Ak Parti hükümeti, daha öncekiler gibi tüm Türkiye'nin hükümeti olacaktır." sözleri umut vericiydi.
Elbette Türk halkı, bu sonuçla AKP' ye sadece hükümet etme görevi vermedi. Aynı zamanda yeni anayasa yapmayı tevdi etti. Bu hususta, Sayın ERDOĞAN' ın, "330'un altında milletvekili çıkardı diye kapımızı kapamayacağız. Anamuhalefete gideceğiz, kabul ederlerse oturup uzlaşmayla halletmeye çalışacağız. Parlamento dışında olan partilerle, medyayla, sivil toplum örgütleriyle uzlaşma içinde olacağımızı daha bu akşamdan ifade ediyorum." sözleri, önümüzdeki dönemde nasıl gerçekleşecek bilinmez ama yeni anayasanın uzlaşma içinde gerçekleştirilmesi ülke yararına olacaktır. Tüm kesimler tarafından da kabul görecektir. Çünkü seçmenler, Erdoğan ve hükümetini bir dört yıl daha iktidar imkanı verdi. ama yeni anayasa için muhalefet partileri ile uzlaşmaya gitmesini şart koştu.
Ülke açısından en önemli sonuç, TBMM'de kadınların temsil oran artmasıydı. Çünkü bu seçimlerde 2007'ye göre yüzde 56 oranında arttı. Geçen dönem 50 kadın vekilin görev yaptığı parlamentoya dünkü seçimlerle bu dönem için 78 kadın milletvekili girdi.
Türk halkı, tercihini yaptı. . AKP beklendiği gibi bu seçimlerden de güçlü çıktı.
Girdiği seçimde oylarını artırarak üçüncü defa seçim kazanıyor; bu bir ilktir Diğer partiler de belli ölçüde kazançlı çıktılar. Bu tablo ile de Meclis'te tüm eğilimler temsil edilecektir. O nedenle de demokrasiye inanan herkesin, seçmenin tercihine saygılı olması gerekiyor.