Eskişehir ile ilgili tahlilde bulunurken Eskişehirlilerin sosyal yaşantıyı seven insanlardan oluştuğunu çok sık yazıyoruz.
Eskişehirlilerin sevdiği bu sosyal yaşantıya bir kazanım olarak baktıklarını da dile getiriyoruz.
O yüzden…
Bu kazanıma tehdit oluşturabileceğine inandıkları parti ve kişilere oy vermek istemediklerini açık açık ifade ediyoruz.
özellikle, Eskişehirlilerin büyük önem verdiği sosyal yaşantıyı kötüleyen ve bunun sona ermesini isteyen kişilerin, sırf bu düşünceleri yüzünden, Eskişehir’de seçilme şanslarının olmadığını iddia ediyoruz.
O yüzden…
Eskişehir’de seçim kazanmak isteyen parti ve kişilerin öncelikle Eskişehir’de alışkanlık haline gelen sosyal yaşama saygı duyması, insanların kazanım olarak gördüğü bu alanla ilgili tehdit oluşturabilecek söylem ve eylemlerden kaçınması gerektiğinin altını çiziyoruz.
AK Parti, 2002 yılından bu yana Eskişehir ile ilgili söylediğimiz bu hususu pek ciddiye almadı.
Zaman zaman “belediyeleri aldığımızda, başka bizim tasvip etmediğimiz bazı alışkanlıklar değişecek”  anlamı taşıyan söylemlerde bulundu.
Bunun sonucu olarak Eskişehir’de yaşayan büyük bir kitle bu söylemleri “Bunlar gelir gelmez içki yasaklanacak, içkili yerler kapatılacak, giyim-kuşam değişecek, cinsiyetler arası aleni ilişkiler düzenlenecek” şeklinde anladı.
Bu anlayış da sandığa AK parti aleyhine yansıdı…
AK parti il başkanı Dündar ünlü’nün Yenigün gazetesine verdiği mülakatta bu konuya dikkat çekmesi, bize göre önemli.
Zira…
Yıllardır dile getirdiğimiz husus il ilgili olarak şunu söylüyor Dündar ünlü:
-“Bazı hemşerilerimiz başkan değişirse Eskişehirlilerin yaşam tarzının değişeceği gibi yanlış bir düşünceye kapılmış. özellikle AK Partili bir Büyükşehir Belediye başkanı ile şehrin çizgisinden hiçbir şey kaybetmeyeceğini göstereceğiz.”
Bu aslında meselenin can alıcı noktası…

Ancak “AK partili bir belediye başkanı seçildiğinde Eskişehirlilerin yaşam tarzına müdahale etmeyeceğiz” sözünün verilmesi kadar, bu sözün yerine getirileceğine ilişkin söylem, eylem ve ikna’nın seçim öncesi yapılabilmesi daha bir önem taşıyor olsa gerek…

.....

Yanlışların götüreceği doğrular…

-Cumhuriyet Halk Partisi’nde hiçbir müdahale olmaksızın kongre süreci normal bir biçimde işlerse…
- Eskişehir’de bundan böyle her aday ön seçim ile belirlenirse…
- Partiye gönül vermiş insanların her şeye rağmen sahip olduğu toleranslarının tükenmemesi için çadır tiyatrosuna konu oluşturabilecek olaylardan biran önce vaz geçilirse.

Ve…
- Belediyeler CHP üzerindeki tahakküme biran önce son verip, partinin parti binasından yönetilmesinin yolunu açarsa.
İşte bu dört doğru, bu güne kadar yapılan tüm yanlışları ve yaşanan tüm saçmalıkları alır götürür.
Aksi halde…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu güne kadar birbiri ardına yapmış olduğu yanlışları ortadan kaldırabilecek bir tek doğrusu yok.

Sonuç olarak:
Yanlış kapıdan girdiğinizde, kesinlikle doğru kapıdan çıkamazsınız.
Eğer CHP seçimlere yukarıda saydığımız doğrularla girmez ise, yapılacak olan seçimin kapısından da doğru bir şekilde çıkamayacaktır.

Demek ki,bu güne kadar yapılan yanlışları doğru hale getirme adına CHP’nin önünde hala bir şans var…
Bakalım bu şansı “doğru” mu kullanacak?, yoksa hiç mi kullanmayacak?
Doğru kullanırsa mesele yok…
Kullanmaz ve yanlış’ta ısrar ederse, olası bir erken seçim sonucunda hiç kimse çıkıp “Biz nerede yanlış yaptık?” falan diye suçlu aramasın.
Bu yazıyı 2 yıl önce yazmıştık.
Kongre sürecinin başlayacağı CHP ile ilgili olarak bugünden söyleyebileceklerimizi aslında 2 yıl önceden söylemişiz.

Yani…
CHP için o  gün yazdığımız, bugün için ve 2019 seçimleri için de aynı…

.....

Siyaset bulaşsın mı? bulaşmasın mı?

-“Eskişehirspor’a siyaset bulaşmasın” görüşü, Eskişehirspor ile ilgili adeta ortak ve genel bir kanaattir…
Bu hatta hemen herkesin ağzından düşürmediği bir kanaattir.
En ufak bir siyasi müdahale karşısında Eskişehirspor’a gönül verenler isyan eder.
Herhangi partiden bir kişinin Eskişehirspor ile ilgili herhangi bir hareketi ya da söylemi, büyük tepki görür.
Eskişehirspor’a gönül vermiş hemen herkes, Eskişehirspor’un bu şehrin ortak değeri olduğunu bilir ve bu ortak değerin siyasete alet edilmemesini ister.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Eskişehirspor’a siyaset sokulması, siyasetçilerin Eskişehirspor üzerinden pirim yapmaya kalkması, partilerin Eskişehirspor’a bir şekilde müdahale etmesi yanlıştır.
Ancak…
Hemen herkes bu görüşte olmasına rağmen…
Yani…
Siyasetin Eskişehirspor’dan uzak durması gerektiği konusunda herkesin hemfikir olmasına rağmen…
İş döner dolaşır ve mesele siyasete geliverir.
Bu da otaya anlamanın mümkün olmadığı bir çelişkiyi çıkartır.
Tıpkı şu günlerde yaşadığımız çelişki gibi…
örneğin:
-“İktidar partisi niçin Eskişehirspor’a yardım etmiyor” diye eleştiri yapılıyor mu?
Yapılıyor…
-“CHP’li belediyeler niçin Eskişehirspor’a katkı sağlamıyor?” deniyor mu?
Deniliyor…
-CHP’li belediye başkanı “Eskişehirspor’un başında bu yönetim durmalı” diye açıklama yapıyor mu?
Yapıyor…
-MHP ve DP’li yöneticiler tesislere gidiyor mu?
Daha önceki gün ordaydılar…
-Siyasetçi maça gitse de gitmese de eleştiriliyor mu?
Bal gibi de eleştiriliyor…
-“Aday çıkmazsa AK parti il başkanı kulüp başkanı olsun” diye çağrı yapılıyor mu?
Dün o da yapıldı…
-“Eskişehirspor ile ilgilenmeyen siyasetçiye oy falan yok” deniliyor mu?
Tabii ki deniliyor…
O halde, öncelikle şuna bir karar verilmesi gerekiyor…
Ya “Eskişehirspor’a siyaset bulaşmasın” falan demeyeceğiz…
Ya da…
Eskişehirspor ile ilgili her gelişen olumsuz olay sonrasında “siyasetçiler nerede?” demekten vaz geçeceğiz…
Aksi takdirde…
Bir taraftan “Eskişehirspor’a siyaset bulaşmasın” derken, diğer taraftan her olay sonrası siyaset ve siyasetçiyi göreve çağırmak çelişki yaratıyor…