
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Söyledi mi? Söylemedi mi?
CHP Odunpazarı Belediye Başkan adayı Kazım kurt, İstiklal Mahallesi'nde bir toplantı yapmış.
Toplantıya, Mahallede tanınan ve siyasetle uğraşan isimler katılmış.
İşte bu toplantıda Kazım Kurt önce nasıl aday olduğunun sürecini anlatmış.
Ardından da...
-"Yeni bir ekip kuruyoruz ve bu ekibin içinde Odunpazarı Belediye Başkanı AK Partili Burhan Sakallı'da yer alıyor" demiş.
Son günlerin en çok konuşulan dedikodusu bu.
-"Dedikodu" diyoruz çünkü, o toplantıda yoktuk.
Kazım Kurt'un sözü edilen toplantıda böyle bir konuşma yaptığına şahit olmadık.
Ancak...
Kulağımıza birden fazla yerden gelenlere bakılırsa, Kazım Kurt'un bu sözleri söylediği ifade ediliyor.
Yeniden söylüyoruz.
Kazım Kurt'un İstiklal Mahallesi'ndeki toplantıda -"Yeni bir ekip kuruyoruz ve bu ekibin içinde Odunpazarı Belediye Başkanı AK Partili Burhan Sakallı'da yer alıyor" dediğini duymadık.
Eğer böyle bir şey söylediyse, bu hem CHP'yi hem de AK Partiyi yakından ilgilendiriyor.
Çünkü...
Bu sözler söylendiyse, ortalık yeniden toz duman olabilir ve önümüzdeki günlerin siyasi gündemi, bu sözler üzerinden yeniden oluşabilir.
......
Önceden uyarmıştık ama...
12 Eylül darbesinin hemen sonrasında yapılan ilk seçimlerdi.
Anavatan Partisi kurulmuş ve seçimleri kazanacağı hemen hemen ortaya çıkmıştı.
Eskişehir'den belediye Başkan adayı olmak isteyenler akın etti partiye.
Hiç hesapta yokken Sezai Aksoy'un ismi "Aday" olarak açıklandı.
Öyle çok tanınan bir isim değildi Eskişehir'de...
Ancak...
Kardeşi Hüseyin Aksoy, Turgut Özal'ın Özel kalem müdürlüğünü yapıyordu.
Kardeş torpil işe yaramış Sezai Aksoy Belediye Başkanı olmuştu.
Hem de hiç hesapta yokken
***
Beş yıl sonra mahalli seçimler yine geldi çattı.
İbre SHP den yanı gözüküyordu.
Parti Eskişehir'de "Önseçim" kararı aldığı için aday olmak isteyenler sıraya girdi.
Önceki yıllarda Belediye Başkanlığı yapmış olan Selami Vardar işinde gücündeydi.
İkna ettiler uzun uğraş sonrasında.
Hiç hesapta yokken aday oluverdi.
Önseçimi kazandı, ardından Belediye Başkanlığını da.
Hâlbuki işin başında ismi hiç mi hiç konuşulmuyordu.
***
Bir Beş yıl daha geçti.
İbre bu kez DYP'den yanaydı.
Eskişehir Belediye Başkanı olmak isteyen isimler tek tek ortaya çıkmaya başladı.
Aday açıklanmasının bir gün öncesinde, hiç hesapta yokken Aydın Arat'ın ismi çıktı ortaya.
O güne kadar esemesi bile okunmuyordu.
Ne olduysa bir gecede oldu.
Eski Şeker Fabrikaları Genel müdürlüğü yapmış bir isim olan ve partinin en yetkili organı GİK'te görev yapan Aydın Arat önce Eskişehir adayı gösterildi, ardından yapılan seçimlerde Belediye Başkanı oldu.
***
Aydın Arat'ın ömrü, görev süresini tamamlamasına yetmedi.
Süresinin bitmesine 18 ay kala vefat etti.
Yeni Belediye başkanı Meclis içinden seçilecekti.
Tepebaşı Belediye Başkanı Orhan Soydaş mecliste seçilip, Arat'tan boşalan Büyükşehir Belediye başkanlığı görevine getirildi.
Hem de hiç hesapta yokken...
***
Ömer Eker Tepebaşı Belediye Meclisinde 35 meclis üyesinden biriydi.
Orhan soydaş büyükşehir belediye Başkanı olunca Tepebaşı belediye Başkanlığı boşaldı.
Mecliste seçim yapıldı.
Ömer Eker, sonuç alınamayan sayısız oturum neticesinde Tepebaşı Belediye Başkanı oldu.
Hem de hiç hesapta yokken...
HHH
Yılmaz Büyükerşen'e her seçim öncesi "Gel partimizden aday ol" teklifi yapılır, o da her defasında bu teklifleri geri çevirirdi.
99 Seçimlerinde ibre DSP den yanaydı.
Apo yakalanmış, DSP rüzgârı esmeye başlamıştı.
Sonunda siyasete girmeye karar verdi Büyükerşen,
DSP den milletvekili adayı olmak istedi.
Olası iktidarda Milli Eğitim bakanı gözü ile bakılıyordu kendisine.
O yıl Milletvekili ve mahalli seçimler birlikte yapılıyordu.
Dönemin DSP lideri Ecevit "Sen gel Büyükşehir Belediye Başkan adayımız ol" teklifi yaptı.
Büyükerşen bunu geri çeviremedi.
Hiç hesapta yokken DSP nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı, ardından da Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
HHH
İsmail Haşim Ateş, Selami Vardar'ın Belediye Başkanlığı döneminde, Belediye şirketi olan İmar limited şirketinde Mühendis olarak görev yapıyordu.
Çoğu kişinin tanıdığı bir isim değildi.
Hiç hesapta yokken DSP nin Odunpazarı adayı oldu.
Ardından da Belediye Başkanı...
Eskişehir'de yaşanan bu olayları niçin kaleme aldık?
Hemen söyleyelim...
Önümüzde mahalli seçimler var...
Bu seçimlerde de aday olmak isteyen insanlar.
Bu üne kadar yaşanan olaylar şunu gösteriyor ki, "Aday olabilmek için bunu çok istemek yetmiyor"
Biraz torpil, biraz şans ve en önemlisi de nasip gerekiyor...
O nedenle...
2014 yılında yapılacak olan mahalli seçimlerde aday olmayı çok isteyenlere bir "yol haritası" olsun amacıyla hatırlattık bu yaşanılan adaylık hikâyelerini.
Yarın bir gün o çok istedikleri "Belediye Başkan adaylığı" koltuğunda hiç hesapta olmayan birilerini görürlerse çok şaşırıp kahrolmasınlar istedik...
***
Ta Ağustos ayında yazmıştık bu yazıyı.
Bugün ne oldu dersiniz?
-Hiç hesapta olmayan Harun Karacan AK Parti Büyükşehir adayı oldu.
-Hiç hesapta olmayan Orhan Soydaş AK Parti Tepebaşı adayı oldu.
-Hiç hesapta olmayan Kazım Kurt CHP Odunpazarı adayı oldu.
Hiç hesapta yokken aday olamayan isimleri de eklediğinizde, siyasetin kime niyet kime nasip olduğu daha çok anlaşılır oluyor.
Sizce de öyle değil mi?
.....
İlk çağrı birlikte siyaset yaptıklarına olmuş
Belediye Başkanlığı görev süresi bittikten 15 yıl sonra aktif siyasete dönen Orhan Soydaş ilk çağrısını sosyal medya üzerindeki sayfasından yapmış.
Aday ilan edildikten hemen sonra parti binasına giden Soydaş, adına yeni oluşturulan sosyal medyada ki sayfası üzerinden ilk çağrıyı da, birlikte yıllardır siyaset yaptığı isimlere yapmış.
Ne mi söylemiş Soydaş yaptığı çağrıda?
Aynen şunu söylemiş:
-"Geçmişte siyaset yaptığım çok değerli arkadaşlarım hepinizi bu seçimlerde yanımda birlik ve beraberlik içerisinde görmek istiyorum. Kazanılacak bu zafere ortak olmanızı diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle kucaklıyorum."
.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
İki arkadaş bir gece, bir parti dönüşünde yürüyerek eve dönerlerken bir tanesi, biraz macera olur eğleniriz düşüncesiyle ilerideki mezarlığa girip kestirmeden gitmeyi önerir ve diğeri de hemen kabul eder.
Mezarlığın içine girerler ve yürümeye başlarlar. Çok derinlerden "tong tung" diye garip seslerin geldiğini fark ederler. İki arkadaş bir taraftan tırsarak bir taraftan da tırstıklarını birbirlerine belli etmeyerek yürümeye devam ederler ama bu korkunç ses onlar yürüdükçe artmaktadır. Epey ilerledikten sonra ilerideki sis bulutunun arkasında bir kıpırtı görürler. İyice tırsmışlardır artık ama "erkeklik" ya, yürümeye devam ederler.
Sis biraz dağıldığında, fark ederler ki, bir mezar başında bir yaşlı bir adam, elinde çekiçle mezar taşına bir şeyler yazmaktadır.
Bunu gören iki arkadaş, müthiş bir şekilde rahatlayarak sorarlar adama :
"Üf yahu amca, bu saatte çalışılır mı? Biz de seni hayalet sanıp korkmuştuk !"
Yaşlı adam da şöyle bir kafasını kaldırıp gençleri süzdükten sonra sinirle homurdanır: Adımı yanlış yazmış geri zekalılar!