CHP'nin mevcut stadyum alanına TOKİ tarafından yapılacağı iddia edilen yapılar ile ilgili eleştirilerini herkes okudu.
'Haksızlar' demek elbette mümkün değil!
Çünkü;
Şehirdeki herkesin bu alanın 'kent meydanı' olarak kullanılmasını istediğini biliyoruz.
Bu kişilerin arasında elbette bizlerde varız.
Öyleyse, alanın tamamını içine alan bir yapılaşma planına hepimiz karşı çıkarız.
***
Ancak;
Birde işin karşı tarafı var.
İktidar yöneticileri olmaları dolayısı ile TOKİ'nin temsilcileri sayılacak kişiler.
Açık ve net şekilde konuşuyorlar;
"Eskişehir'in en büyük meydanını buraya yapacağız" diyorlar.
Üzerine de ekliyorlar;
"Anlamayanlar için başka türlü nasıl ifade edelim?" diye soruyorlar...
***
Öncelikle kendi fikrimiz olarak şunu söyleyelim;
'Mevcut alana, bugünlerde estirildiği gibi, komple bir yapılaşma yapma riskine bizce hiçbir iktidar girmez."
Bugünkü iktidarda girmeyecektir!
Alanın yarısı yapılaşma için, diğer yarısı meydan olarak kullanılacaktır.
En kötü senaryo bizce bu olur.
Meydan alanının daha da artması ise kentin kazancına olacaktır.
Artık bu meseleye bu yönden bakmalıyız, yapılaşma alanını küçültebildiğimiz kadar küçültmek için çabalamalıyız.
Bunun içinde sadece muhalif olan kesimler değil, iktidarın bizzat kendi temsilcileri yani vekilleri de olmalıdır...
***
Bugünlerde yaşadığımız bu tartışmaların bugüne gelmesi sürecinde yaşananlara da bir bakmak gerekli.
"Stadyum nereye yapılacak?" tartışmaları arasında gözden kaçırdığımız asıl mesele bugün karşımıza çıkıyor.
Yani;
Yeni stadyum karşılığında illa ki mevcut alanın TOKİ'ye devri ile ilgili kısım...
Keşke yeni stadyumun planlandığı günlerde şehir olarak bu konuya daha fazla dikkat çekebilseydik.
"TOKİ Eskişehir'de yaptığı 20 bin konutu satarak, belki de üç stadyum parası kazandı, bir stadyumda kente armağanı olsun" söylemlerinin arkasında fazlaca dursaydık.
Ya da;
"Mevcut alan yerine, devletin kent yakınındaki bir başka arazisi TOKİ'ye devredilseydi" fikri...
Ancak olmadı...
Çünkü şehirde ısrarla "yeni stadyum nereye olsun" tartışmaları yapıldı.
Ve tartışmanın her iki tarafı ise Büyükerşen ile Salih koca oldu.
Bu ikili arasında gidip gelen tartışmaları 'muhalefet' dediğimiz tüm kesimler izledi.
Ve bugün 'mevcut alanımıza dokunmayın' tarzı savunma mekanizması çıktı.
Yani bugüne gelinen süreçte büyük sıkıntı vardı.
Bugün ise mevcut alanı kurtarmaya soyunuyoruz.
Ki çok geç kaldık.
O yüzden, demem o ki, bundan sonra yapılacak tek şey var.
Onu da yukarıda söyledik.
Mümkün olduğu kadar alanı kente meydan olarak kazandıralım.
Bunu da sadece CHP ya da bir başka muhalif kanat olarak değil, iktidarda dahil hepimiz bu işe ortak olalım.
Kentin planlamasının Ankara'dan yapılmaması için gerekli gündemi oluşturalım...
Böylesi daha iyi olacak.
Çünkü artık kayıkçı kavgasına dönen tartışmalar bugüne kadar olduğu gibi, hem bu konuda, hem de benzer tüm konularda kente hiçbir şey kazandırmadı, kazandırmayacakta...