Mahalli seçimlerin yapılmasının ardından 20 gün geçti.
Bu 20 gün içinde seçilen belediye Başkanları mazbatalarını alıp göreve başladı.
Hatta.
Meclisler toplanıp, komisyonlar da belirlendi.
Öte yandan.
Belediye Başkanlarının "Hayırlı olsun" ziyaretleri de devam etti.
Peki bu 20 gün içinde, bu anlattıklarımızın haricinde neler yaşandığını, Belediyeler ve partiler bünyesinde hangi olayların konuşulduğunu biliyor musunuz?
Doğrusu biz de bilmiyorduk ama baktık ki 20 gün içinde tüm bu anlatacaklarımız çok yoğun bir biçimde konuşuluyor, tüm bu konuşulanlardan sizlerin de haberi olsun istedik.
Örneğin:
-Odunpazarı Belediyesi'nde, meclis üyelerinden Nükhet Yücesan'a bir oda tahsis edilmiş. Bu durum da, "Nükhet Yücesan meclis içinden Belediye Başkan yardımcısı mı olacak?" sorusunu akla getirmiş.
-Odunpazarı Belediyesi'nde Erdal Caferoğlu ve İbrahim Arslan'ın meclis içinden Belediye Başkan yardımcılığı görevlerine getirilmesi kesinleşmiş. Zire, Hem Caferoğlu hem de Arslan bütün gün elde dosya Belediye'de çalışıyormuş.
-Büyükşehir'de, Oğuzhan Özen, Genel sekreter yardımcılığı görevine vekâleten getirilmiş. Yazısı çıktıktan itibaren Genel sekreter yardımcılığı görevine vekaleten bakıyormuş ama, asaleten atanması gündemdeymiş.
-Tepebaşı Belediyesi'nde, Orhan Soydaş döneminde işe başlayan ve bu seçimde de çaktırmadan Soydaş için çalışanlara ciddi ikazlar yapılmış. Bu isimlerin bulundukları görevden başka bir göreve kaydırılması an meselesiymiş.
-Odunpazarı Belediye Meclis üyelerinden ve aynı zamanda Büyükşehir meclis üyesi Mehmet Biçerli her iki meclis görevinden de ayrılma kararı almış. Biçerli'yi ikna için özellikle odunpazarı cephesindeki bazı isimler adeta seferber olmuş. Biçerli'nin bu kararı almasına neden ise Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan bir olay olmuş. Olay Büyükerşen'in kulağına kadar gitmiş ama Mehmet Biçerli her yerde "Yeter artık! Bu saçmalıklarla uğraşamam. Benden bu kadar!" diyormuş.
-AK Parti, mecliste çoğunluğu sağladığı Büyükşehir Belediyesi'nden, komisyon toplantılarının yapılacağı bir Oda talep etmiş. Büyükşehir belediyesi "Binada boş odamız yok" cevabı verince AK Partililer bina içinde komisyon toplantılarını yapabilecekleri oda arayışına girmiş. En az 5 oda tespit eden AK partililer ilk meclis toplantısında bu durumu gündeme getirecekmiş.
-Odunpazarı Belediyesinde, eski başkan Burhan Sakallı'nın Odunpazarı bölgesinde ki bir işyerine ortaklığı şu sıralar konuşulur olmuş.
-AK partide, Bakan Nabi Avcı ve Milletvekilleri, seçim sonrasında adaylardan hiç birini arayıp sormamış. Bu durum parti içinde "Seçim öncesi ortalarda yoklardı ki seçimden sonra olsunlar" diye yorumlanıyormuş.
-MHP'de de benzeri bir durum yaşanıyormuş. Seçimlerin ardından adayları ne arayan varmış ne de soran.
-Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Harun Karacan'ı aramış "Bazıları bizi en zor günümüzde yalnız bıraktı ama sen bunu yapmadın" demiş.
-Büyükşehir Belediyesi'nde, Genel Sekreter yardımcılığı kadrosuna bir atama daha yapılmış. Ataması yapılan isimle ESKİ yönetim kurulu üyeliğine yapılan ismin aynı soy ismi taşıması, parti ve Belediye çevresinde konu olmuş.
-Büyükşehir Meclisi'nde AK partililerin "Gündeme bizden habersiz eklenecek maddeleri ancak komisyona sevk edilmek suretiyle kabul ederiz" demesi ve bunun CHP'liler tarafından kabul edilmesine rağmen, komisyona havale edilen maddeler nedeniyle CHP'lilerin eleştirileri AK partilileri çok kızdırmış. AK Partili Mustafa Birsen'in "Hem bizim şartımızı kabul ediyor ardından da etmemiş gibi yapıp kamuoyu önünde eleştiri yapıyorsunuz" çıkışının ardından Kazım Kurt, Birsen'in telefonunu isteyip "Bu böyle gitmez. Bizim daha çok diyalog içinde olmamız lazım" demiş.
Sonuç olarak...
Seçimden bu yana geçen 20 günde, yukarıda saydığımız bu olaylar yaşanmış.
Anlattığımız tüm bu olayların yaşandığına bizzat şahit olmadık ama... Hangi parti ve hangi Belediye çevrense girerseniz girin, işte yukarıda anlattığımız bu olaylar 20 gündür konuşuluyor...
-------------------------------------
Her Belediye Başkanı Hamamyolu'ndan başlamıştı işe...
Hamamyolu Eskişehir'in en güzel ve en hareketli yeriydi.
Adeta, şehrin vitrini konumundaydı.
İçinde, doğal bir Park, parkın içinden geçen doğal bir kanal vardı.
Sezai Aksoy'un Belediye Başkanlığı'ndan itibaren her gelen Belediye Başkanı, ilk olarak Hamamyolu'ndan başladı işe.
Önce, Hamamyolu boyunca akıp giden ve porsuk ile buluşan kanalın üzeri kapatıldı.
Sonra...
Her gelen Belediye Başkanı Park'a mutlaka el attı.
Önce seramikle kaplandı park.
Olmadı, tartan pist konuldu.
Olmadı, seramikler söküldü.
Ardından taşlar konuldu.
Bu arada, hem doğal suyun gelişi önlendi, hem de suyun toplandığı park ortasında ki alan küçüldükçe küçülüp, bir havuz halini aldı.
Sonuç itibarıyla.
Hamamyolu ve içindeki en tanınır park, eskisinden eser kalmayacak bir hale dönüştü.
Yani...
Her yapılan dönüşüm, bir öncekinden daha kötü bir durum ortaya koydu.
Dün öğrendik.
Odunpazarı yeni Belediye Başkanı Kazım Kurt Hamamyolu esnafıyla bir toplantı yapmış.
-"Nasıl bir Hamamyolu?" nun önerilerini almış.
Anlaşılan o ki Kazım Kurt da Hamamyolu'ndan başlayacak işe.
Tıpkı, diğer Belediye Başkanlarının yaptığı gibi...
Umarız yapılmak istenilen bu seferki değişim, bundan da kötü olmaz.
-----------------------------------------------
Tamam, biletsiz binmek istemişler ama...
35 tane Üniversite öğrencisi Tramvay'a bilet almadan binmek istiyor.
Belli ki, karar verilmiş toplu bir eylem bu.
Böyle bir eylemi yapmanın da mantıklı bir açıklaması olmalı. Öyle ya, durup dururken 35 Üniversite öğrencisi niçin Tramvay'a ücretsiz, bilet almadan binmek istesin ki?
Bilet alarak Tramvay'a binenler Tramvay'ın yürümesini istiyor.
Bilet almadan binenler nedeniyle Tramvay yürüyemiyor.
Sonuç olarak...
Bu durum gazetelere "Tramvayda gerginlik" başlıklarıyla yayınlanıyor.
Kimse sormuyor "bu çocuklar niçin bilet almadan tramvay'a binmek istiyor? Bu çocuklar hangi olumsuzluğu ortaya koymaya çalışıyor?" diye.
Eğer Üniversite öğrencileri "Cacnımız bilet almak istemedi" diyerek bu eylemi yaptılarsa, bu eylemlerinin savunulacak hiçbir tarafı yok.
Ama...
Eğer bu çocukların bu eylemi yapmaları için geçerli bir nedeni varsa, bu neden de biran önce açıklanmalı. En azından, bizim merakımız giderilmeli...
---------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Rehber İstanbul da bir
Amerikan turist kafilesini gezdiriyormuş ve İstanbul hakkında bilgiler veriyormuş
- "iste burası 1. boğaz köprüsü su tarihte yapıldı inşaatı 3 sene sürdü" anlatmaya başlamış ki Amerikalı lafı bölerek
- "ooooo biz ayni köprüyü 2 senede bitirdik hem de bundan daha büyüktü." der rehber bozulur biraz derken... sabancının ikiz kulelerin yanından geçerken rehber gene anlatmaya başlar
- "su kadar metre yüksek 2,5 senede yapıldı" Amerikalı gene lafa karışır
- "bizde daha yüksekleri var 2 senede bitirdik" der ve rehber gene bozulur... tur devam ederken gurup Sultan Ahmet camisinin önünden geçerken
- "Amerikalı sorar bu ne zaman yapıldı" diye sorar Rehberde
- "iki gün önce yoktu ne zaman yapmışlar bende hatırlamıyorum..."