4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SU HAVZALARI KORUNMALIDIR

Dünkü İstikbal Gazetesi'nde, "Eskişehir'in su garantisi" başlıklı haber, İstanbul ve Ankara'daki yaşanan su sıkıntısı düşünüldüğünde, aklıselim her insanımızı sevindirdi. Gerçekleştirenleri kutluyoruz. Ancak Prof. Dr. Nazmi ORUÇ, göndermiş olduğu e-mail de "...Kamu kaynakları kullanılarak, yapılan Sarısungur Göleti' nde, günümüzde yaklaşık üç milyon metreküp su toplanmıştır. Kentin gelecekteki içme suyu ihtiyacında kullanılmak amacıyla inşa edilen, gölet, ESKİ' nin, İçme Suyu Havzalarını Koruma Yönetmeliğinde, korunması gereken göletler arasında yer almaktadır. ESKİ, mevzuatın açık hükümlerini, dikkate almayarak, gölletin, doğu yönünde, su kotunun 3-5 metre yakınında, "ANFİ- TİYATRO" inşaatına devam etmektedir. Oysa bugünkü mevzuata göre, koruma alanı içinde, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan yüzeysel su kaynaklarının kirlenmesine sebep olacak, hiçbir faaliyet yapılamaz," diyerek bir yanlışlığı gündeme getirmiş.
Yine iddiasında, inşaatın ESKİ' nin, İçme Suyu Havzalarını Koruma Yönetmeliğindeki 5. maddesine aykırı olduğu, ESKİ' nin tabi olduğu, 2560 sayılı Kanun ve eklerinde, anfi-tiyatro yapımı gibi bir görevi olmadığın da belirtilmiş.
Eskişehir, Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdürlüğü (ESKİ), bu iddialar karşısında ne düşünür veya bir açıklama yapacak mı bilinmez. Ancak Sayın Oruç, Anakent Belediye meclis üyesidir. Üstelik AK Parti, Anakent belediye meclisinde çoğunluktadır. Söylediği gibi, bir yanlışlık varsa, işin başında, bu duruma niçin müdahale etmediler? Kamuoyu, bu konulardaki gelişmeleri de bilmek ister.
Gülpınar Köyü Sarısungur Deresi üzerinde, yapılan baraj, Eskişehir açısından hayati önem taşır. Gölet, "İÇME SUYU" amaçlı, yapılmış ise elbette mevzuatın öngördüğü şekilde korunması gerekir. Nitekim İzmir' de, İZSU, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan yapay veya doğal göllerde, maksimum su seviyesinin, kara ile oluşturduğu çizgiden itibaren yatay 300 m. genişliğindeki karasal alan olarak tespit etmişti. Orta Mesafeli Koruma Alanı; Kısa mesafeli koruma alanı üst sınırından itibaren, yatay 1000 m. genişliğindeki karasal alanı kapsamaktadır.
Eskişehir'de, kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar, mevcut su kaynaklarını korumak ve verimli kullanmak ve su kaynaklarının, özellikle de yeraltı sularının kirletilmemesi içinde, her türlü tedbiri almak ve eksiksiz hayata geçirmek mecburiyetindedir. Bu, ESKİ için olduğu kadar, Eskişehir' de yaşayan, kişi/kişiler ve kurum/kuruluşlar içinde, bir görev, ödev ve bir haktır da
Doğrudur. İnsanların hataları nedeniyle, ekolojik dengenin bozulmasına bağlı olarak, ülkemizde ve Eskişehir' de, su kaynakları giderek yok olmakta veya kirletilmektedir. Yine bilim adamlarına göre, kişi başına düşen su miktarının giderek azalmakta, 2050 yılına gelindiğinde, iklim değişiklikleri yüzünden, 60 ülkede toplam 7 milyar insanın su kıtlığı yaşayacağı belirtiliyor. Günümüzde bile 6 milyar insanın, yaklaşık yüzde 20'sinin güvenli su kaynaklarından yoksun olduğu biliniyor. Dünyanın en büyük sorunu olarak gösterilen su kıtlığı ilerde daha ciddi boyutlara ulaşacaktır.
Türkiye' de, durum dünyadan farklı değildir. Hatta ülkemiz, birçok ülkeye göre su fakiri bir ülkedir. Nitekim UNESCO'nun hazırladığı, "Dünya Su Gelişme Raporu"nda, su potansiyeli bakımından 45. sırada yer alıyor. Dünyada su zengini ülkelerde, kişi başına düşen su miktarı ortalama 10 bin metreküpün üzerinde iken, Türkiye' de bu rakamın bin 570 metreküptür.
Dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye'de de su en fazla tarımsal sulamada kullanılıyor. Kontrolsüz su kullanımı nedeniyle Türkiye'de tarımsal sulama yüzünden su kaynaklarımız, giderek yok olmaktadır. Son yıllardaki yağışların azlığı ve kuraklığın etkisi, özellikle de tarımsal sulamanın artmasıyla yeraltı suları hızla azalıyor. Tedbir alınmazsa, bu bölgelerde yaşam tehlikeye girecek, göçlerde hızlanacaktır.
Eskişehir, sanıldığı gibi, su zengini bir kent değildir. Aksine, gerekli önlemler alınmadığı taktirde yakın gelecekte, su sorunları yaşamaya aday bir kent konumundadır. Başlıca nedenleri de, topografyadaki düzensizlikler nedeniyle kaynakların, kontrol edilemeyişi, yağışların ve kaynakların, dengesiz dağılımı, su kaynaklarının bütüncül havza bazında yaklaşımlarla, uzun vadeli planlamalar yerine, bölgesel, bağımsız ve kısa vadeli projelerle, kullanıma açılması girişimleridir.
DSİ Bölge Müdürlüğü ve ESKİ, Eskişehir' in, su havzalarını yeniden ele almalı ve detaylı bir değerlendirme yapmalı, bu havzaların, korunmasını, özellikle de halkın, bu alanda eğitilmesini, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir şekilde gündemde tutmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi