
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Şu su fiyatı bir inse, kriz falan kalmayacak!
Hatırlıyoruz da...
Milletvekili genel seçimleri sonrasında AKP yüzde 47 gibi bir oy alıp, seçimlerden tek başına iktidar çıktığında, Bazı Oda ve Dernek yöneticileri birbiri peşi sıra AKP binasını ziyaret etmişlerdi.
Bu Oda ve Dernek başkanlarından bazıları;
-"Seçim hayırlı olsun. Başarınızı kutluyoruz" diyerek AKP binasından ayrılırken...
Bazıları da...
Adeta AKP'nin bu başarısında payının olduğunu gösterircesine ve göğsünü kabarta kabarta poz vermişlerdi gazetecilere.
Sözünü ettiğimiz Oda ve Dernek başkanları, elbette ki AKP'li oldukları tescil edilmiş isimlerdi.
Hemen hepsi de seçim sonrasında hatırlıyoruz da;
-"Bu seçimlerin bu şekilde sonuçlanması, ülkeye gelecek istikrar açısından çok önemli. Tek başına bir iktidar, Ekonomik istikrarın sağlanmasını sağlayacaktır" diye açıklama yapmışlardı.
Her ne kadar onlar bu gün hala açıkça itiraf etmeseler de...
Gelinen noktada Ekonomik istikrarın İ'si bile görülemedi.
Peki gelinen noktada ne oldu?
Piyasalar kilitlendi...
Döviz aldı başını gitti...
Çekler ödenmez oldu...
Para ortadan kalktı.
Dahası...
Alışveriş durma noktasına geldi...
Kar marjları yerlerde sürünür oldu...
Kiralar çıldırdı....
Herkes işçi çıkartmaya başladı...
Bu kadar da değil...
Protestolu senetlerde patlama yaşandı...
İcralar kapıya dayandı...
Elektrik, doğalgaz zamları adeta birbiriyle yarıştı.
Esnaf ve tüccar borcu borçla kapatmaya başladı...
Tüm bunlara rağmen seçim sonrası AKP binasına ziyaret için birbirleriyle yarışan Oda ve Dernek Başkanlarının ağzından;
-"Yahu biz size güvendik. Ama bini ne hale getirdiniz?" diyen bir Allah'ın kulu çıkmadı.
Peki bunu yapmayanlar, neyi yaptılar?
-"Eskişehir'de işyerlerine verilen kullanma suyu çok pahalı" diye ortaya çıkıverdiler...
Elbette ki işyerlerine verilen su pahalıysa, bunu söyleyecekler...
Su fiyatının yüksek olduğunu söyledikleri için onlara kızıyor değiliz.
Onlara kızmamızın asıl nedeni...
Hükümetten kaynaklanan ve piyasaları allak bullak eden olumsuzlukları söylemedikleri içindir.
Su fiyatında ki hassasiyeti, diğer olumsuzluklar yaşandığında niçin göstermediklerini soruyoruz.
Aslında boşuna soruyoruz...
Çünkü cevap ortada...
Yukarıda saydığımız tüm olumsuzluklar, AKP hükümetinden kaynanan olumsuzluklar.
Dolayısıyla bunları eleştirmeleri, bir anlamda kendilerinin de içinde tescilli oldukları AKP hükümetini eleştirmek olacaktı.
Halbuki, Su fiyatını rahatlıkla ve ortalığı birbirine katarak yapacakları eleştirinin karşısında, Belediye vardı.
Hem de hükümetten olmayan bir belediye.
O'nu eleştirmenin hiçbir sakıncası olmadığı gibi, yakın oldukları partiye Belediyeyi eleştirme yüzünden şirin bile gözükebileceklerdi
Öyle bir hale getirdiler ki olayı...
Sanki su fiyatlarının indirilmesi, Esnaf ve Tüccar'ı kurtaracak, ortada Esnaf ve Tüccar adına başka hiçbir olumsuzluk kalmayacaktı.
İşte AKP li oldukları tescilli Oda başkanlarının meseleyi getirdiği nokta bu...
-"Su parası pahalı, esnaf ve tüccar bu yüzden sürünüyor"
Ben olsam Belediye başkanı, indiririm suyun fiyatını.
Çünkü onlara göre yaşanan krizin tek sorumlusu, su fiyatı!
Başka hiçbir sorun yok piyasalarda...
Üstelik bunu ben demiyorum, bizzat Esnaf ve Tüccar'ın temsilcileri söylüyor...
Çıkıp ortaya;
-"Zaten hükümet uygulamaları bizi perişan etti, bir de belediye su parasıyla canımıza okuyor" deseler...
Vallahi de billahi de takdir edeceğiz onları ama...
Demiyorlar...