4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SURİYE KRİZİ!

İngiliz Times gazetesinde, Roger Boyes imzalı bir analiz yazısında "Türkiye Ortadoğu'da önemli bir oyuncu olarak belirdi. Özgür Suriye Ordusu'na, ev sahipliği yaparak Esad rejimini devirme mücadelesinde önemli bir cephe oldu. Çok sayıda Türk, Erdoğan'ın kendilerini kaosa sürüklediğine inanıyor. Suriye'deki patlama büyük olasılıkla bağımsız Kürdistan kurma hamlelerini, Türkiye'de istikrarsızlığı, hatta ülkenin parçalanmasını teşvik edecek." görüşü yer aldı.
Türkiye'de, İngiliz Times gazetesinin iddiaları gerçek olur mu zaman gösterecektir. Ancak ülkemizde, Siyasi iktidarlar, ulusal ve global bazdaki olayları, çok iyi analiz etmeden, ne getirip, götüreceğini de hesap etmeden hareket ettiler. Sonuçta da ya hüsrana uğradılar, ya da arzu ettikleri hedeflere ulaşamayarak ülkemize ağır fatura çıkardılar.
BOP' la birlikte gündeme gelen, "ARAP BAHARI" ve "SURİYE KRİZİ" nde bu durumu, ne bir şekilde gördük. Her iki gelişmede de siyasi iktidar, ön saflarda hareket etti. Sonuçta da ağır faturalar ödemeye başladı.
Nitekim İngiliz gazetesi Financial Times, Suriye krizinin Türkiye'ye maliyetinin giderek arttığını belirtti ve "Ankara'nın, beklenmedik yükü" başlıklı değerlendirmesinde "ABD, Türkiye'yi Esad'a karşı kilit önemde görüyor. Ancak bu durum Türkiye için ağır bir yüke dönüştü" diyerek bir gerçeği gündeme getirdi. .
Gerçekten de Suriye krizinin Türkiye'ye maliyeti "ağır" oluyor. Bugüne kadar sığınmacılara harcanan para, 380 milyon TL olduğu açıklandı. Her geçen günde maliyet artıyor. Hatta Türkiye'yi giderek artan biçimde komşuları ve küresel müttefikleriyle ters yöne ittiği belirtiyorlar. Muhalif güçler, ABD ve AB'den de eleştiri alıyor.
Ayrıca İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in yardımcısı ve askeri danışmanı Yahya Rahim Safevi, Suriye'de meydana gelen gelişmelerde, asıl kaybeden tarafın Türkiye olduğunu öne sürdükten sonra,"Ankara bölgesel güçler tarafından, tıpkı bir maşa gibi kullanılıyor" dedi.
Maalesef batı ülkeleri, özellikle de ABD tarafından, Türkiye, bu çatışmanın içine hiç beklemedikleri şekilde çekildi. ABD, Türkiye'yi, Esad'ı devirme operasyonunda kilit önemde görüyor. Bu gelişme, Suriye krizinde, Türkiye için ağır bir yüke dönüştü.
Suriye yönetimi, ayaklanmanın, yabancı savaşçıların da devreye sokularak uygulandığı bir komplo olduğuna inanıyor. Katar ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Türkiye'nin de bu komploda payı olduğunu iddia ediyor. Hatta Türkiye' nin, muhalifler silahlı eğitim verdiği de iddialarda yer alıyor.
Türkiye, Suriye Krizinde, BM'nin daha güçlü şekilde gelişmelere müdahale etmesi çağrısında yalnız kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, tampon bölge talebinde bulunması da gerek BM, gerekse diğer ülkeler tarafından dikkate alınmadı. Hatta yabancı basın, Türkiye'nin, Özgür Suriye Ordusu'na, destek vererek gereğinden ileri gittiği kanısında.
Türkiye, Suriye Krizinde, Ekonomik açıdan da ciddi kayıplara uğradı.
Nitekim Ekonomi Bakanı Sayın Çağlayan, normal koşullarda bu yıl Suriye'ye 3 milyar dolar ihracat yapılması gerektiğini, ancak yaşanan olaylar nedeniyle 4 Ekim itibarıyla ihracatın 350 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini, yani yaklaşık 2.5 milyar dolarlık kayıp yaşandığını söyledi.
Öte yandan, bölgede İran, Irak, Suriye ve Lübnan Hizbullahı'ndan oluşan bir eksen var. Rusya ve Çin ve diğer üç ülke Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'dan oluşan, bir eksen de mevcut. Dolayısıyla artık bölgede güçler dengesinde önemli bir değişiklik ortaya çıkmış durumdadır. Suriye'ye saldırı demek Rusya'yla, savaşı göze almak demektir.
Suriye'de, gösterilere sert müdahale devam ederken, BM Güvenlik Konseyi Suriye'ye yönelik karar alabilmek için toplandı. Ancak Rusya ve Çin'in vetosu sebebiyle BM Güvenlik Konseyi'nde bir karar alınamadı. Arap Birliği, Avrupa Birliği ve Türkiye, Suriye'ye yönelik yaptırımlarını sertleştirdi Ancak sorun, daha da büyüdü. Türkiye, tek başına kaldı.
Suriye'de, ayaklanma ve iç savaşın başladığı günden beri 100 binin üzerinde insan, Türkiye'ye sığındı ve çeşitli şehirlerdeki kamplara yerleştirildi. Evlerini, işlerini, akrabalarını, ailelerini terk eden bu insanlar, canlarını kurtarmak için iç savaştan kaçmak zorunda kaldılar. Aralarında, silah veya bombalarla yaralanmış pek çok insan da bulunuyor. Kamplarda bitişik nizam çadırlarda, yardım kuruluşlarının yardımlarıyla yaşıyorlar.
Türkiye-Katar-Suudi Arabistan işbirliğinde, Suriye'de muhalefet yaratarak, ya da dış müdahale yoluyla "rejim değiştirme girişimi" karşısında Esad, ya başarılı, ya da başarısız olabilir ama Suriye krizi, Türkiye için "dış politika çıkmazı" yarattı. Türkiye, Suriye meselesinde yalnız kaldı. Büyük ekonomik zarara uğradı. maliyeti de her geçen gün artıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi