4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SURİYE'YE DEĞİL PKK'YA BAKIN

Hakkari Çukurca, Dağlıca bölgesinde yaşanan karakol baskınında, 8 asker şehit oldu, 16 asker yaralandı ama Meksika'da düzenlenen G-20 zirvesine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le görüştü. İki liderin gündeminde Suriye vardı. ABD Başkanı Obama ile yapılan görüşmede de Putin görüşmesinde olduğu gibi, ağırlıklı gündem maddesinin, Suriye olduğu bildirildi.
Peki, Türkiye'nin, hayati sorunu, SURİYE mi yoksa PKK' mı?
PKK terörü, dış ve iç şer odaklı kesimler tarafından, özellikle de ABD ve AB ülkelerinden örtülü olarak destek görüyor. Türkiye'de ise yıllardır, her siyasi irade "Gerekirse gireriz, bizim de bir sabrımız var " gibi hamasi sözlerle, kamuoyuna yönelik mesajlar verdi.
Genel Kurma Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Dağlıca baskınından bir gün önce BBP lideri Mustafa Destici' yi kabulünde, terör yuvası Kandil'e ilgili, "Devlet kararlı olmalı, "ABD İKNA EDİLMELİ", kayıplara karşı hazırlıklı olunmalıdır." sözlerinin, Genel Kurmay Başkanlığı'nca, yalanlanması ise dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Oysa sınır ötesi harekâtın önündeki, en önemli engel ABD' dir. Ayrıca PKK' nın, ABD, AB ve Barzani himayesinde, Kuzey Irak'ta, PKK kampları var. Teröristler bu kamplarda eğitiliyor, sınırlarımızı aşarak, Türkiye'de eylem yapıyorlar. Hatta PKK örtülü olarak, Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'den, destek de görüyor. PKK saldırılarının, büyük çoğunluğu da bu bölgeden geliyor.
Siyasi İrade, Suriye'deki olaylara gösterdiği tepkiyi, ne Irak' a, ne de Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimine gösteriyor. Üstelik Irak'taki bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani, Türkiye'de, üst düzey konuk muamelesi gördü. Devlet başkanı gibi ağırlanan Barzani; Başkan, Başkan Yardımcısı ve bakanlarla görüşme yapabiliyor.
Hâlbuki PKK sorunu çözülmek isteniyorsa, Kuzey Irak'taki PKK kamplarına karşı, kararlı bir strateji izlenmeli, PKK kampları ile ilgili olarak, ABD ve kukla Irak hükümetine nota verilmeli. Bu nota dikkate alınmadığı takdirde,Türkiye'nin savunma hakkı doğacağı da, net bir şekilde belirtilmelidir.TBMM acilen toplanarak, terörle ilgili genel bir görüşme açmalı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, sınır ötesi harekât yapabilmesi için yetki verilmelidir. Bedeli ne olursa olsun gereği de yapılmalıdır.
Ayrıca Türkiye, BM Güvenlik konseyinden, Kuzey Irak'taki PKK kampları ilgili olarak, BM sözleşmesini 51. maddesi gereği, meşru savunma hakkını öne sürerek önlem alınmasını istemelidir. Ayrıca NATO sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca, Türkiye aynı başvuruyu, NATO' ya da yapabilir, hükümet Kuzey Irak'taki, PKK Kampları ile ilgili konuyu, Avrupa konseyi ve parlamentosu' na da götürebilirdi. Ancak iktidar bunların hiçbirini Irak' a yapmadı ama Suriye için, NATO' yu, göreve çağırdı.
Suriye ordusuna ait tanklar ve keskin nişancıların, Türkiye sınırı yakınındaki Kirbet el-Juz köyü yakınlarına yerleştikleri ve köyde yaşayanların Türkiye'ye kaçtıkları haberleri üzerine ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'tan Şam'a yönelik eleştiri ve muhtemel bir çatışma yaşanabileceği konusunda uyarı geldi. Suriye'nin, askeri birliklerini Türkiye sınırına sevk etmiş olmasını 'kaygı verici' bir gelişme olarak niteledi.
ABD, izin vermediği sürece, Türkiye' nin, Kuzey Irak'a, operasyon yapması, çıkarlarını, koruması, mümkün değildir ama ABD, Irak' a izin vermezken, Türkiye' yi, Suriye bataklığına sürüklemeye çalışıyorlar
Ayrıca Suriye'deki çekişmeleri arkasında, mezhep çekişmesinin olduğu söyleniyor. Türkiye'nin, yükselen aktif dış politikası, mezhepçi ülkeleri umutlandırıyor. Türkiye'nin, diğer Sünni ülkelerle birlikte İran'a 'dur' diyebileceğini umuyorlar. Büyük tehlike de burada başlıyor. Belki de Batı'da ve İsrail'de Ortadoğu'da yeni soğuk savaşı mezhepler arası kavga üzerine kurmaya oynuyorlar.
Türkiye, batı ve İsrail' in, bu senaryosuna alet olmamalıdır. O nedenle de dış politika gündeminin mezhep veya din merkezli olarak şekillendirilmesine mutlaka engel olmalıdır. Çünkü İslam dünyasında sorunların özünde, Şii veya Sünni olmak değil, üretim, özgürlük, insan haklarıdır.
Arap kalkışmalarındaki zincirin son halkası, Suriye olur mu önümüzdeki aylarda görülecektir. Ancak Suriye' deki, mezhep farklılıklarından kaynaklanan bir iç savaş yaşanabileceği yönünde uyarılar var. Böyle bir gelişme, bölgeye etkiler, Bölge ve Türkiye açısından da felaket olur. O nedenle de İktidar, Suriye' deki gelişmeleri bırakarak, IRAK' taki, PKK sorunu ile ilgilenmelidir.
İşin doğrusu ve Türkiye için de en hayırlısı bu değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi