4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SURİYE'Yİ BIRAK IRAK' A BAK!

Türkiye Libya ve Suriye' yi uyarırken, Her gün verilen şehitlerimizin sorumlusu olan IRAK, özellikle de, PKK' nın hamisi olan BARZANİ' ye, gerekli uyarıyı yapmadığı gibi Siyasi iktidar, Kuzey Irak'a büyük ekonomik açılımlar yapıyor.
Sayın ERDOĞAN, "Suriye bizim iç meselemizdir." diyor. Oysa Irak da Türkiye' nin, iç meselesidir. Türkiye, Irak, özellikle de BARZANİ olan sorunları çözdü mü? Her gün şehit haberleri geliyor. Kandil Dağın da üstlenen, PKK teröristleri, burada eğitilip Türkiye'ye gönderiliyor.
Sayın ERDOĞAN, Irak ve ABD' ye, "Sizin denetiminizdeki topraklarda üslenen teröristler bize saldırıyor, icabına bakın, sabrımız tükendi" diyebiliyor mu?"
Oysa Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi'nin 51 ve diğer ilgili maddelerine göre her bir devlet, toprak bütünlüğüne, politik bağımsızlığına ve vatandaşlarının güvenliğine yönelik saldırıları gerektiğinde kuvvet kullanarak defetme hakkına sahiptir.
Bir ülkenin saldırıya uğradıktan sonra bunu defetmek için, silahlı güç kullanabilmesi konusunda (actual self defense) uluslararası hukukta hiçbir belirsizlik ya da duraksama yoktur. Tartışmaların yapıldığı konu, saldırıya uğradıktan sonra saldırganları takip edebilme hakkıyla daha saldırıya uğramadan gelmekte olan saldırıyı sezinleyip önlemek ve def etmek için silahlı güç kullanabilme hakkı vardır. Uluslararası hukuk ortada iken, Türkiye' nin Kandil' e harekat yapmaması dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Türkiye, ADB, Irak ve AB'ye, hatta dünyaya rağmen, ne yapılacaksa bir an önce yapılmalıdır. Ancak bu alandaki, dış ve iç baskılar karşısında, siyasi otorite suskun, pasif ve kabullenmiş bir tablo sergilemektedir. Bu tablonun, ne siyasi iktidara, ne de ülkemize, yararı vardır. O nedenle de ABD, AB ve Irak'a karşı daha cesaretli politikalar izlenmelidir.
Ayıca BARZANİ, "...Bizim Türkiye'ye verecek tek bir Kürt kedimiz bile yok.' demişti. Bu söylem ortada iken Barzani, cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde kabul edildi. Ayakları altına kırmızı halı serildi. Dışişleri Bakanını ağabeyi oldu. Ak Parti iktidarı, "Kürdistan Başkanı" sıfatıyla ağırladığı BARZANİ 'nin, ayağına, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve iş adamlarını gönderdi.
Barzani ve aşiretinin, Türkiye'de pek çok şirketi olduğu ve kişisel serveti ise iki milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Akşam yazarı Güler Kömürcü' ye göre, Tatilya Barzani ailesine geçti. Bayındır Holding'in kurduğu Tatilya, iflasın ardından, Barzaniler tarafından satın alındı. Malaşin Barzani, Tatilya' yı 1.1 milyon dolar ödeyerek sahip oldu.
Neçirvan Barzani'nin şirketleri, Irak'taki içki sigara, çay, şeker ve pirinç ihtiyacının neredeyse tümünü tek başına karşılıyor. Sigaralar, Kıbrıs Rum kesimi, ya da Mersin'deki serbest bölgeden alınıyor. Türkiye'nin kasasına bir kuruş bile girmeden, özel koruma eşliğinde doğrudan Irak'a gidiyor. Türkiye para kazanmadığı gibi, bu mallar dağlardan Türkiye'ye kaçakçılar aracılığı ile sokularak duble kâr sağlanıyor.
Türkiye geçmişte, Çekiç Güç' le yaptığı hatayı, Kuzey Irak'la ekonomik faaliyet yaparak tekerrür ettirmekte olup, 1.Körfez Savaşı'nda Irak'a karşı savaşan başta ABD, Batılı ülkelerin bölge politikalarının, bir uzantısını da devam ettirmektedir.
Irka' ta, Türkmenler baskı altında iken, ülkemizde yaşayan her etnik grup, Türkiye'nin, demokrasisinin sağladığı fırsat alanlarını kullanarak, gerek kamuda, gerekse özel sektörde, istediği yere gelebilme, mal-mülk edinebilme veya sistemin tamamında kendine yeni bir pozisyon sağlama şansına sahiptir. Oysa Kürtler için, komşu ülkelerde, bu imkânlar yok. Bu nedenle de PKK ve yandaşları, ülkemizde, fütursuzca hareket edebilmektedir.
Hülasa Türk insanı, BARZANİ' nin şirketleri ve Kuzey Irak' a yatırım yapan, işadamları aracılığıyla, PKK' ya destek veriyor. Bu sayededir ki, PKK'nın, Kuzey Irak' ta, fiziki açıdan, yeni bir döneme doğru hızlı bir şekilde gittiği yeniden örgütlenme için, birinci öncelikli güvenlikli bölge, Kuzey Iraktır.' O nedenle de siyasi iktidar, Libya ve Suriye' yi değil Irak'ı, Özellikle de Barzani' yi uyarmalıdır. Gerektiğinde de, Uluslararası hukukun kendisine tanıdığı sınır ötesi harekatı yapmalıdır. Aksi halde, ne PKK terörü biter, ne de anarların gözyaşı diner
Türk halkı, artık gerçekleri görmek zorundadır. Terör sorununu bitirmek, Kuzey Irak'tan geçiyor. Bağdat yönetimi mi, yoksa Kuzey Irak'taki Barzani yönetimi mi; egemenlik iddiasını hangisi sahiplenmişse, o toprakların Türkiye'ye düşmanlık için kullanılmasına imkân tanımamak yükümlülüğü altındadır. Ayrıca Barzani ve ABD, PKK terör örgütünü hangi amaçlarla koruduğunu açıklamak zorundalar. Çünkü El Kaide'ye, kıtalar aşırı işgal operasyonu yapan Amerika, teröre her gün şehit veren ve çare arayan Türkiye'ye mani oluyor. Bu İKİYÜZLÜLÜK DEĞİL DE NEDİR?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi