Demiryolunun yer altına alınması meselesi 6 yıldır bitirilemedi.
İstasyon Köprüsünün yıkılması 1,5 yılda ancak tamamlanabildi.
Bu arada...
Muttalip Geçidi 3 ay, Bağlar geçidi 6 ay, İstasyon köprüsünün olduğu alan ise 1 yıl kapalı kaldı.
Bu süre içinde başka ne mi oldu?
DDY sık sık büyükşehir belediyesini suçladı "Çalışmalar engelleniyor" diye.
Büyükşehir belediyesi sık sık DDY'yi suçladı "İşlerini bir türlü bitirmiyorlar" diye.
Ha bunlar olurken...
İstasyon köprüsünün etrafında bulunan esnaflar tek tek dükkân kapattı.
Birbiri ardına iflaslar başladı.
Sonunda DDY ile Büyükşehir oturup anlaştı.
Hummalı bir çalışma başlatıldı.
Bir yandan Tren rayları, diğer yandan Tramvay güzergâhı bölgede yapılmaya başlandı.
Başlandı başlanmasına ama, birlikte çalışmaya rağmen bir türlü o da bitirilemedi.
Ne, yeni rayların üzerinden Trenler, ne de yeni rayların üzerinden Tramvaylar hala hareket edebildi.
Böyle bir durumda ne olur sizce?
Hemen söyleyelim. Olan vatandaşa olur.
Nitekim öyle de oldu.
Gelinen noktada.
Söz konusu bölgede ne Tren yürütülebilindi ne de Tramvay.
Kurumların birbirlerini suçlaması, yapılan protokole rağmen devam ediyor.
Üzerinden Tren ve Tramvayların yürümediği raylarda ise, yayalar "Tabanvay'a kuvvet" demeye devam ediyor.

.....

Dört gün müsaade...
Aylar öncesinden planlanan bir gezinin tarihi gelip çattı.
Yaptığımız iş gereği, gündemden de ayrı kalmamak adına bazı şeylerden feragat etmemiz gerekiyor.
Tatil de,biz gazeteciler için ister inanın ister inanmayın bu feragatlerin başında geliyor.
İnternet ortamının yaygın bulunduğu bir dönemde Eskişehir gündeminden tam anlamıyla olmasa da uzak kalmayacağız ama, takdir edersiniz ki, burada bulunmadığımız süre içinde günülük yazılarımızı kaleme alma imkanı bulamayacağız.
Ancak...
Döndüğümüzde, özellikle seçimlere daha da az bir süre kalmış olacağından ve siyasi gündemin kendisini daha da ağırlıklı olarak hissettireceğini bildiğimizden, bunun öncesinde dört gün de olsa gezmek, dinlenmek, belki de eğlenmek iyi gelecek galiba...
Dönüşte yeniden birlikte olmak dileğiyle...
.......

Bakanın ismiyle açılan sahte hesaplarla başı dertte.
Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz Nabi Avcı ismiyle Twitler atılmaya başlanmıştı.
Genelde, hükümeti eleştiren ve Tİ ye alan twitlerdi bunlar.
Sonradan açıklama yapma gereği duydu Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı.
-"Benim kendi adıma açılmış, sosyal Medya üzerinde ne Twitter hesabım ne de Facebook hesabım var. Ama birileri benim ismimle,bana aitmiş gibi sosyal medya hesapları oluşturmuş ve bu hesaplardan sürekli benim adıma mesajlar atılır olmuş. Siz siz olun benim smimle internet üzerinde yazılan hiçbir mesaja inanmayın" dedi.
Önceki gece yine Twitter üzerinde ki Nabi Avcı ismiyle bir Twit atıldı.
Nabi Avcı ismiyle atılan Twitte, Nabi Avcı'nın AK partiden istifa ettiği duyuruluyordu.
Daha öncekiler gibi adres Bakan Nabi Avcı'ya ait değildi.
Buna rağmen...
Atılan Twitlerin Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı tarafından atıldığına ve gerçekten de AK partiden istifa ettiğine inanların sayısı bir hayli fazla oldu.
.......

Madem bizim oylarımız az, o halde CHP'li arkadaşlar "Oy bölünecek" endişesi taşımasın
DSP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Dilara Tambova ile konuşuyoruz Es TV'de.
Tambova aynı zamanda DSP'nin üst yönetiminde bulunan bir isim.
-"Geride bıraktığımız 2009 Mahalli seçimler öncesinde CHP bölen olarak suçlanıyordu. Eskişehir'de aday çıkartması bile istenmiyordu. Büyükerşen ve beraberindekiler şimdi CHP'de. Ama bu seçim öncesi aynı durum DSP için geçerli. Bugün de DSP'nin bölen olacağı konuşuluyor. Bu hayli ilginç bir durum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" diye sorduk.
Verdiği cevap ilginçti...
Öncelikle, DSP olarak Sol düşüncede bir fikri temsil ettiklerini söyledi Dilara Tambova.
Bu fikri ayakta tutmak için de her seçimde aday göstermelerinin son derece doğru bir yaklaşım olduğunu ifade etti.
Dahası...
Bunun, rahmetli Bülent Ecevit'in kendilerine bir vasiyeti olduğunu hatırlattı.
Sonrasında da...
-"CHP'li arkadaşlar, DSP'nin oy oranı söz konusu olduğunda bizi bir hayli küçüksüyorlar. Alacağımız oyun son derece az olacağını söyleyip, zaman zaman bu konuda alaycı yaklaşımlar içinde de oluyorlar. Ama aynı oy oranı,CHP'nin kendi oylarına yapacağı etkiye gelince, nasıl oluyorsa DSP oylarını 'Bölen' olarak nitelendiriyorlar. Madem bizim oyumuz CHP için kayda alınmayacak oranda az, o halde bizim oylarımızın CHP'yi bölmesi de söz konusu olmamalı. Ama CHP li arkadaşlar için oluyor işte" diyor.
Ne dersiniz?
Değişik ve doğru bir yaklaşım değil mi?
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yakışıklı bir Amerikalı çiftçi kasabaya inmiş. Bir kova, bir çekiç, iki tavuk ve bir de horoz satın almış. Çiftçinin bütün bunları taşımakta zorlandığını gören dükkân sahibi ona akıl vermiş - Çekici kovanın içine koy, kovayı bir elinde taşı. Tavukları koltuk altlarına sok ve horozu da öbür elinde taşı..! Çiftçi, adamın dediğini yapmış ve kamyonetine doğru yürümeye başlamış. Yakışıklı çiftçinin yolunu bir kadın kesip: - Affedersiniz, acaba Çılgın Boğa Çiftliği'ne nasıl gidebilirim? Çiftçi Şansınız var, benim çiftliğim Çılgın Boğa'ya çok yakın. Atlayın kamyonete sizi götüreyim...! Kadın : Peki ama, sizin beni şimdi bir duvara yaslayıp, bana tecavüz etmeyeceğinizi nereden bileyim ? Çiftçi - Hanımefendi insaf, bir elimde içinde çekiç olan kova, koltuklarımın altında birer tavuk, öteki elimde bir horoz varken, ben sizi nasıl duvara yaslayıp tecavüz edebilirim? .. Kadın - Çok basit..! Horozu yere koy, üstüne kovayı geçir, çekici de kovanın üstüne koy ki horoz kaçamasın...! Ben de tavukları tutarım...'