
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TAKIM RUHUNA İHTİYAC VAR
Eskişehir, 1950'li yıllarda, Türkiye'nin altıncı büyük kenti idi. Bugün ise sıralamadaki yeri ortalardadır. Geçmişte yatırımlar, sürekli ivme kazanırken, bugün durma noktasında. Sorunlara, her gün bir yenisi ekleniyor. Eskişehir'e düşünülen, hatta kaynağı bulunan pek çok proje, ya başka illere kaydırıldı, ya da ilgisizlikten atıl kaldı. Kırsal kesimden, kent merkezine göç hızlandı. Geçmiş yıllarda, her hükümete bakan veren kent, Siyasi platformda sürekli erozyona uğradı. Sonuçta da güç kaybetti.
Diğer yandan, Sosyo-politik gelişme sonucu, kamu yatırımları düştü. Ticaret ağırlık kazandı. Finansman ve girdi maliyetleri yükseldi. Kente gerekli beceri gösterip, verimlilik artışı sağlanamadı. Sonuçta da Eskişehir, bölgedeki etkinliğini kaybetti. Afyon, Kütahya gibi çevre illere verilen teşvikler ise yatırımları azalttı. Hatta Eskişehir'deki yatırımlar bile, bu illere kaydırıldı. Son yıllarda, SÜPER MARKETLER" sayesinde, Eskişehir, " ÜRETEN" değil "TÜKETEN" bir kent haline getirildi.
Elbette bu kötü gidişin, sebep/sebepleri ortada. İlde siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, bürokratlar, milletvekilleri ve halkımız arasında arzu edilen boyutta güç ve işbirliği yok. Kente nemelazımcılık, vurdumduymazlık, en kötüsü de "BANA NE " havası hakim. Özellikle de siyasi alanda ve kitle örgütlerinde, aynı kişilere görev veriliyor. Eskişehir'e hizmet getiren veya canla başla çalışan bürokratlara sahip çıkılmıyor. Sahip yöneticilik ise, adeta ilin kaderi. Ekip çalışması yok denecek kadar az. Üniversitelerle kurum/kuruluşlar arasında işbirliği arzu edilen düzeyde olamadığı gibi, toplum katılımı ise istenen boyutta değildir. Halka ve dünyadaki gelişim ve değişimlere rağmen, bir şeyler yapılmak isteniyor. Eldeki değerlere ise sahip çıkılmıyor. Makro hedefler, hamasi söylemlerde bulunuluyor ama ortada icraata yansıyan bir gelişme yok.
Bu tablo, kentin kaderi değildir. Olmamalıdır da. Çünkü Eskişehir, bünyesindeki maddi ve manevi değerleri ve demografik yapısı ile bu tabloya ne layık, ne de mahkûmdur. Yapılması gerekenlerde ortadadır. Bazı illerde olduğu gibi, ildeki tüm kitle örgütleri ve bürokratlar, Eskişehir'in sorunları karşısında birlikte hareket ederek, "EKİP" oluşturmak, Özellikle de ETO ve ESO, ESİAD gibi kuruluşlar, birlikte hareket etmek zorundadır.
Diğer yandan Eskişehir için verilen temel kararlar, "ORTAK AKIL" olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, ilgili kesimlerle mutabakat; kurum/kuruluşlarla ve kişi/kişilerle de işbirliği ve uyum içinde alınmalıdır.
Üniversitelerimizle, kurum/kuruluşlar arasındaki işbirliği mutlaka sağlanmalı. Tüm kesimlerin katılımı ile merkezi idareye karşı güçlü bir "lobi" oluşturulmalıdır. Sen-ben kavgası bitirilmeli, Kapalı kapılar arkasında iş çevirenler kentin yakasından düşmeli veya bu alışkanlıklarında da vazgeçmelidir.
Türkiye'de, her alanda söz sahibi olmuş iller, kentin sorunlarının çözümünde ve ilin menfaati olan gelişmelerde, merkezi idareye karşı birlikte hareket ediyorlar.
İşte Kayseri ve Konya!
Yıllardır birlikte düşünüp, birlikte karar vermeleri sonucu, her alanda çıtayı yükselttiler. Her iki ilin konumu, Eskişehir'den daha iyi olmamasına rağmen, sanayi de büyük aşama kaydettiler. Şehircilik de ise ciddi gelişmeler sağladılar.
Elbette Eskişehir'deki tüm sorunların çözümü, az veya çok kent seçmeninin elindedir. Artık belediye ve milletvekili seçimlerinde, partiden çok, kişiler değerlendirilmelidir. Eskişehir'in partilere değil, "TAKIM RUHUNA" ve "DOĞAL LİDERLERE" ihtiyacı vardır. O nedenle de parti tutkusu bırakılmalı barajı geçebilecek siyasi partilerde, "BAKAN" VE "DOĞAL LİDER" olabilecek insanlar tercih edilmelidir.
Ayrıca Eskişehir' de, her alanda görev alan her alandaki kişi/kişiler ya görevlerini takım ruhu içinde yapsınlar, ya da bu işi yapacakların önünü açsınlar. Çünkü Eskişehir' in, zaman kaybedecek vakti olmadığı gibi, lüksü de yoktur. Ayrıca da gidebileceğimiz bir başka Eskişehir' de yok.
Eskişehir'de üniversiteler, sanayi kuruluşları ve diğer kurum/kuruluşlar arasında işbirliği, mutlaka sağlanmalı, hatta kurumsallaştırılmalıdır. Çünkü Eskişehir'in, her alanda başarıya ulaşması, ekip çalışması ve toplum katılımı ile de orantılıdır
Diğer yandan demokrasi ile yönetilen ülkelerde, her türlü sorunun çözümü, seçmenin elinde olduğu göre, bugünkü tabloda Eskişehirli seçmeninde sorumluluğu vardır. Acaba seçmen, her alanda, Eskişehir sevdalısı, girişimci, yatırımcı, risk alan, kararlı, müteşebbis en önemlisi de karizmatik insanları, iş başına getirse, bu günkü arzu edilmeyen tablo meydana gelir miydi?
Hiç sanmıyorum.