Bizde 'bu takımda var bir şey' diyorduk!
Kötü sonuçların neticelerini 'muhalif gruba' bağlayanlar olsa da, bu mazerete herkesin güldüğünü mutlaka kendileri de biliyordur.
O yüzden biraz gerçekçi, elle tutulur nedenler düşünmeye koyulmuştuk.
Ki, aynı anda para sorununun patlak verdiğini öğrendik.
Gelen haberlere göre, tam üç aydır parasını alamayan bir futbolcu antrenmana katılmamış.
Emeğinin karşılığını alamadığı için böyle bir tepki göstermek istemiş.
Ve elbette son derece haklı bir tepki olmuş.
***
Anlayacağınız, muhalif grubun üstüne yıkılmak istenen bu kötü futbol ve kötü sonuçların nedeni paraymış.
Bunu bir futbolcunun gösterdiği tepkiden anlıyoruz.
Antrenmana çıkmamış.
Diğer futbolcularda daha değişik bir şey yapıyor.
Değil antrenmana, çoğu maça bile çıkmıyor!
Soruyorum;
Kayseri maçında izlediğimiz ayaklar, bizim bildiğimiz ayaklar mıydı?
Topu kalenin önüne götürmekten bile imtina edenleri gördük.
İleri yerine geri geri gitmeye çalışan ayakları da...
***
İlerleyen süreçte neler olur bilinmez.
Ancak;
'Türkiye'de borcu en az olan kulübüz' denilen yerde bunlar yaşanıyorsa, oradaki sorunun büyük olduğu muhakkaktır.
Çünkü;
Eskişehirspor artık yönetim krizleri, kaosları, skandalları ile değil, futbolcusuna para veremeyen bir kulüp olarakta konuşulmaya başlandı.
İşte bu, bir anda işleri tersine çevirebilir.
Çok övündükleri, gurur duydukları ve arkasına geçebilecek tek varlıkları olan sportif başarıda bir anda elden kayıverir.
En büyük zararı da yine bize, hepimize ve koca şehre olur.
Umarız her şey bir an önce yoluna girer.
Yoksa ipin ucu bir kaçarsa, iş takım içindeki huzursuzluğa, ikiliklere ve kötü olaylara kadar gider.
Onun sonucunu da biliyorsunuz...

CHP'de işler durgunlaştı,
barış rüzgarları da esiyor!

CHP, tarihinde olmadığı kadar sessizliğe gömülmüş durumda.
Bırakın parti yöneticilerini, yıllardır kenarda durup, parti içi siyaset yapanların bile ağzını bıçak açmıyor.
Bunun pek çok nedeni olabilir.
Seçimlere girilecek kadroların artık neredeyse belli olması, en başlıca sebep olabilir.
Yapılacak parti içi mücadelenin pekte sonuç getirmeyeceği gerçeği de insanları suskunlaştırmış olabilir.
Ya da;
Hem Büyükerşen'e, hemde Ahmet Ataç'a olan güven ve inanç ve ardından yaşanan savcılık soruşturmaları herkesin durulmasına neden olmuştur.
Belki de teşkilatlar ile Büyükerşen'in arasının son derece düzeldiği yönünde kulağımıza çalınan söylemler de bu yüzden oluyordur.
Bilemiyoruz.
Ancak şunu söyleyebiliyoruz.
CHP son derece sessizliğe gömülmüş durumda.
Bu sessizlik iyi mi, kötü bilinmez.
Ancak iyi olarak bildiğimiz ya da gözlemlediğimiz bir şey var.
O da partide ki görülmedik huzur.
Ama şimdilik!