
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Takıntı ve önyargı üst üste hata yaptırır ki, bunun adı Hata olmaktan da çıkar...
Belki dikkat etmişsinizdir.
Bu köşede çok sık mahalli seçimlere yönelik yazılar yazıyoruz.
En çok da, İktidar partisinin aday belirleme yöntemi konusunda yorumlarda bulunuyoruz.
Bunu yaparken, yine çok sık olarak iktidar partisinin özellikle Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusunda hatalı olduğunu söylüyoruz.
Zira...
İktidar partisi iki seçimdir Büyükşehir belediyesini kazanamıyor.
İki seçimi de kaybetmesinde en büyük faktör olarak da, aday tespitinde ki yanlışlıklar ortaya çıkıyor.
Kısacası şunu söylüyoruz:
-"Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanının karşısına, sırf "Belediyeci" dönemin ESKİ Genel Müdürünü çıkarttınız.
Vatandaş 'Aslı varken fotokopisine niye oy vereyim' mantığıyla düşündü ve gidip oyları Büyükerşen'e verdi.
Ardan 5 koca yıl geçti...
Bu kez mevcut Belediye Başkanının karşısına, sırf 'O da Profesör' denilerek İnşaat Bölüm Başkanını çıkarttınız.
Vatandaş yine 'Profesöre oy vereceksek, bildiğimiz tanıdığımız Profesöre oy veririz' mantığıyla düşündü ve oyları yine Büyükeşen'e verdi.
Her iki seçim sonunda da görüldü ki, iktidar partisinin Büyükşehir için göstermiş olduğu adaylar, kendi dallarında önemli isimler olsa bile, Eskişehir'de karşılığı olmayan isimlerdi.
Ve bu isimlerin adaylıkları, iktidar partisine seçim kazandırmaya yetmedi."
Bu tespitte bulunurken, iktidar partisinin önümüzde ki seçimlerde üst üste tekrarladığı bu hatayı tekrarlayıp tekrarlamayacağını sorguluyoruz.
Netice olarak da...
-"İktidar partisinin, Eskişehir'de karşılığı olmayan bir adayla seçim kazanması zor. Eğer önümüzde ki seçimde de aynı hata yapılırsa, iktidar partisinin büyükşehir'i alması mucize olur" diyoruz.
Biz bunları söylerken sevdiğimiz bir dostumuz aradı...
Takıntı ve önyargının çok kötü bir davranış biçimi olduğunu söyledi önce.
Ardından da...
-"Takıntısı ve önyargısı olan insanlar, düşüncelerini damıtamazlar. Çünkü sağlıklı düşünemezler. Aslında tecrübe denilen şey de budur. Yani, olayları akıl süzgecinden geçirip, sağlıklı bir düşünceye varmaktır. Bir kez yaptığınızda iş hatadır ama, aynı hatayı tekrarlamak benim burada söyleyemeyeceğim başka bir şeydir" dedi.
Düşündük ki son dere haklı dostumuz...
Eskişehir'de iktidar partisinin, özellikle aday belirleme konusunda üst üste yaptığı iki hata iki seçim kaybettirdi.
Tüm bu anlattıklarımızdan sonra bakalım üçüncüde ne olacak?
............
Tam da "Hayret! Osmangazi
Üniversitesi'nden ses çıkmadı?" diyorduk ki...
Göktürk-2 Uydu projesi ile ilgili ODTÜ'de yaşananlar hala ülkenin gündeminde.
Ne olmuştu ODTÜ'de?
Öğrenciler protesto gösterisinde bulunmuş, polis protestocu öğrencilere müdahale etmiş, Başbakan kampüse binlerce polisle girmiş, olayların ertesi günü protestocu öğrenciler evlerinden gözaltına alınmıştı.
Sonrasında ise...
ODTÜ Rektörü, protesto gösterisinde bulunan öğrencileri kollayan ve güç gösterisinde bulunan polisi eleştiren bir açıklama yapmış, bu durum da hükümetin tepkisini çekmişti.
Hükümetin ODTÜ Rektörüne tepkisi ortaya çıkınca, bazı Üniversite Rektörleri de bu tepkiye, yaptıkları açıklamalar ile ortak olmaya başladı.
Bazı Üniversite Rektörleri ardı ardına ODTÜ Rektörü ve ODTÜ'de ki protesto gösterisini eleştiren açıklamalar yapmaya başlayınca ve bir anlamda hükümete destek çıkınca, kendi kendimize "Hayret... Osmangazi Üniversitesi niye yok?" diye düşünmüştük.
Demeye kalmadı, Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof Dr Hasan Gönen'in açıklaması geldi
önümüze...
Bir anlamda beklediğimiz oldu...
Böylece...
Osmangazi üniversitesi de, ODTÜ deki olayları ve ODTÜ Rektörünü kınayıp, hükümeti destekleyen Üniversiteler arasında öncelikli yerini almış oldu.
.....................
Görevlendirmelerde adalet de lazım...
Adı değişmiş ama şu bizim bildiğimiz Gençlik Spor il müdürlüğü...
Bu müdürlük bünyesinde spor müsabakaları için görevlendirme yapılıyor.
Şube müdürleri ve personel, görevlendirildikleri spor müsabakaları için ek ücret alıyorlar.
Normalde...
Bu görevlendirmelerin adaletli bir biçimde yapılması lazım.
Yani...
Birilerine az sayıda görevlendirme, başka birilerine ise daha çok görevlendirme yapılmaması gerekiyor.
Neticede...
Her görevlendirme, görevlendirilen insana maddi imkan sağlıyor.
Durum böyleyken, müdürlük bünyesinde özellikle bir Şube müdürü daha azla görevlendirme alır olmuş.
Bu sayede...
Söz konusu Şube müdürünün görevlendirmelerden aldığı ücret de, diğerlerinin üç-dört katını bulmaya başlamış.
Bu da, başta söylediğimiz adaletli dağıtım ilkesine pek uymamış...
.................
Biraz da gülmek lazım
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. Görüşmeci matematikçiye sorar:
- İki kere iki kaç eder?
Matematikçi cevap verir:
- Dört!
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağı veya yukarı oynayabilir, ama ortalama
dört eder!
Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?