
Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)
TAM ZAMANI
Ercan Saatçi gençlik yıllarımızın pop sanatçısıydı. İzel-Çelik-Ercan üçlüsü olarak dinlemiştik onları. Ercan Saatçi zaman içinde daha farklı alanlara yöneldi. Çeşitli şirketlerde patronluk yaptı, ülkemizin önemli kurumlarında yönetici oldu. Uzun süreden beri Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. Bu konuda tanınmış gazeteci Ertuğrul Özkök'ün kızı ile evli olmasının ne kadar etkisi var bilmiyoruz. Tek bildiğimiz kendisinin aşırı fanatik bir Fenerbahçe taraftarı olduğu. Fenerbahçe Dergisinde bile yazılmayacak yazıları bu ulusal gazetede yazmaktan çekinmiyor.
Ercan Saatçi "Tam Zamanı" başlığını attığı yazısında fanatiklikte sınır tanımadığını bir kez daha gösterdi. Şike soruşturması sürecinde kendi tuttuğu takım için adalet arayan, diğer kulüplerden destek bekleyen Saatçi, işler biraz normale dönünce hak, hukuk ve adaleti çok çabuk unutmuş. Diyor ki ; " Anadolu kulüpleri ne hakla yayın gelirlerinden daha fazla pay istiyor. Ligden çekileceklermiş, keşke çekilseler de derslerini alsalar." Yazı baştan aşağı, küçümseme, hor görme ve kibir dolu. Türk futbolunu sadece İstanbul Takımlarından ibaret gören, Anadolu Takımlarını yok sayan, sporun ahlakını ve ruhunu algılamayanların hastalıklı düşüncelerinin yazıya dökülmüş hali. Aynı zamanda bu kişilerin kafasına yerleşmiş bir düşünce var. Neymiş efendim, Aziz Yıldırım sayesinde Anadolu Kulüpleri daha çok para alıyorlarmış. Bizde yedik. Tamam, Anadolu Kulüplerinin gelirleri arttı. Beş iken on oldu. Ya, İstanbul Kulüpleri... Otuz iken altmış oldu. Eskiden fark yirmi beş ise şimdi oldu elli. Böylece aradaki fark daha fazla açıldı. İstanbul takımları hiçbir zaman kendi menfaatleri dışında birşeye izin vermezler. Bir taraftan kendi aldıkları gelirleri artırırken diğer taraftan insanları susturmak için Anadolu Kulüplerinin geliri arttı yalanını ortaya atıyorlar.
Anadolu şehirlerindeki futbolseverler kendi kulüplerini tutmak yerine İstanbul Takımlarını tutmaya devam ettikleri sürece Ercan Saatçi gibi düşünenleri engelleyemeyiz. Ülke futbolunu sadece bu üç takımdan ibaret gören, diğerlerine figüran rolü biçen bu zihniyetle baş etmenin tek yolu, her şehrin kendi takımına sahip çıkması ve yalnız bu takımı tutması ile olur. Aksi halde uzun yıllar Saatçi'nin yaptığı gibi dilenci muamelesi ile muhatap kalınır. Kulüpler Birliği Başkanı Halil Ünal'ın yayın gelirlerinin daha adil dağıtımı için İstanbul Kulüplerinin bu kutsal ittifakına karşı direnmesi çok zor... Yine de Saatçi'nin yazı başlığında belirttiği gibi en azından birşeyler koparmanın Tam Zamanı.