
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Tarih tekerrürden ibarettir ama ilkinde trajedi, ikincisinde komedi vardır.
Yılmaz Büyükerşen'in Büyükşehir Belediye Başkanı olarak en başarılı olduğu dönem, 2004 ila 2009 yılları arasındaki ikinci dönemidir.(br)Tramvayın faaliyete başlaması, Porsuk düzenlemesinin tamamlanması, Parkların planlanarak yapımına başlanılması, Tiyatro sahnelerinin açılması hep bu dönemde olmuştur.(br)Zaten bu başarılı dönem Büyükerşen'e üçüncü dönemi getirmiş, 2009 seçimlerinde oyunu arttırarak yeniden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişti(br)Büyükerşen'in bu en başarılı dönemi olan ikinci dönemde dikkat çeken en önemli durum, Büyükerşen'in mecliste çoğunluğa sahip olmamasıydı.(br)Belediye Başkanıydı ama meclis çoğunluğu AK Partinin elindeydi.(br)Bu yüzden de mecliste hemen her oturum tartışma ve kavga ile geçiyordu.(br)AK Parti grubu öyle basit konularda bile muhalefet yapıyordu ki, bu durum, haklı oldukları bazı konularda bile kamuoyu nezdinde haklılıklarını ispat etmeye yetmez hale geldi.(br)Özellikle Tramvay hatlarının uzatılması ve Bademliğe yapılacak olan Termal otel konularında mecliste yaşanan tartışmalar yüzünden kararların gecikmesi, ortaya Büyükerşen'in engellendiği algısını yarattı.(br)Bunun en büyük nedeni, meclis çoğunluğunu elinde bulunduran AK Parti grubunun son derece basit konularda bile güç gösterisinde bulunması ve "Bizim dediğimiz olacak" düşüncesiyle hareket etmesiydi.(br)Zira.(br)Basit gündem maddeleri için mecliste takındıkları tutum, ciddi ve şehri ilgilendiren konularda gösterdikleri ve haklı oldukları tutumla aynı kefeye konuldu ve itibar da görmedi.(br)İşte o yüzden AK Partililer Büyükerşen ile girdikleri her tartışmada haksız bulundu.(br)Büyükerşen ile yaptıkları her kavgada yenik duruma düştü.(br)Haklı oldukları konularda bile haklılıklarını anlatamadılar.(br)Haklı olduklarını kamuoyunda bir türlü ispatlayamadılar.(br)Çünkü, ta en başından mecliste kopmuştu iş.(br)Gelelim bu güne.(br)Tıpkı 2004-2009 yılları arası, yani Büyükerşen'in ikinci döneminin bir benzeri durum var.(br)Yılmaz Büyükerşen Belediye Başkanı ama, mecliste yine AK Parti çoğunluğu var.(br)Yine, tıpkı o dönemin başında olduğu gibi AK Parti grubu, meclis çoğunluğunu her daim hissettirmek için en küçük ve basit kararlarda bile "Çoğunluk biziz. Bizim dediğimiz olacak" görüntüsü içinde.(br)En basit komisyon seçimi, en basit yurtdışı gezisi izni kararında bile güç gösterisi yapıyor izlenimi vermeye başladı.(br)Bu görüntüsüyle, ilerde mecliste görüşülecek ciddi konularda bile haklı olmasına rağmen haksız konuma düşebileceğinin adeta yeniden zeminini hazırladı.(br)Sonuç olarak.(br)Yaşananların benzerliği itibariyle adete Büyükerşen'in ikinci dönemi sanki yeniden yaşanıyor.(br)Ne demişler: "Tarih tekerrürden ibarettir. İlkinde trajedi, ikincisinde komedi vardır"(br)Büyükerşen'in ikinci dönemi AK Parti için tam bir Trajedi oldu.(br)Mecliste AK Parti çoğunluğu olmasına rağmen Büyükerşen üçüncü dönemi, hem de oy oranını arttırarak kazandı.(br)Bakalım bu dönemin sonunda tekerrür eden tarih karşımıza komediyi mi getirecek? Hep birlikte göreceğiz.
......
Büyükerşen, Ataç ve Kurt ilk arayanlar arasındaymış
İzmir'e giderken Gediz yakınlarında geçirmiş kazayı Harun Karacan.
İçinde bulunduğu otomobil sağlam bir otomobil olmasa, kaza daha ağır sonuçlar doğurabilirmiş.
Kafa kafaya çarpışma anında açılan tüm hava yastıkları, otomobil içindeki herkesin kazayı hafif sıyrıklarla atlatmasını sağlamış.
Kaza sonrası önce Kütahya hastanesine götürülen ve sol bacak bileğinde kırık olan Harun Karacan, oradan Eskişehir'e, Hava Hastanesine getirilmiş.
Kaza duyulur duyulmaz Hava Hastanesine gelmiş sevenleri.
Tedavi altına alındığı hastane odasının bulunduğu koridor gönderilen çiçeklerle dolmuş.
Doktoru izin vermediği için hastaneye gelenler ziyaret edememiş Harun Karacan'ı ama "Geçmiş olsun" dileklerini iletmek için bakanlardan TOBB Başkanına, milletvekillerinden dost ve arkadaşlarına kadar aramayan kalmamış.
Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kurt da Karacan'a "Geçmiş Olsun" dileklerini iletmek için ilk gün arayanlar arasındaymış.
.......
Bu bir devrimdir aslında
Bir evin terasında bir köpeğin sahibi tarafından dövülmesi videoya çekiliyor.
Sahibinin köpeği döverken çekilen bu görüntüleri Basında yer alıyor.
Bunun üzerine, Orman ve Su işleri Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Tepebaşı Belediyesi, Baro ve Hayvanları Koruma Derneği temsilcileri önce köpeğin dövüldüğü evi tespit ediyor, ardından da söz konusu evin kapısına dayanıyor.
Dövülen köpek ve iki yavrusu sahiplerinden alınarak, hayvan barınağına götürülüyor.
Çok iyi bilmiyoruz ama bu, bu yönde ki ilk uygulama.
Oldukça da yerinde bir uygulama.
Eskişehir, böylesine bir konuda böylesine bir uygulamaya imza attı.
Farklı bir şehir olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Şimdi pek çok kişi "Ne olmuş canım, biri köpeğini dövmüş, dövülen köpek de döven sahibinden alınmış" diye düşünecek ve olayın abartıldığını söyleyecektir.
Hatta.
-"Köpek dövüldü diye ortalığın ayağa kaldırılmasının ne alemi var" diyenler bile çıkacaktır.
Kim ne söylerse, kim ne düşünürse düşünsün, eziyet gören bir hayvanın sahibinden alınıp, koruma altına alınması, hayvan hakları konusunda bir devrimdir...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. Görüşmeci matematikçiye sorar:
- İki kere iki kaç eder?
Matematikçi cevap verir:
- Dört!
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağı veya yukarı oynayabilir, ama ortalama
dört eder!
Ekonomist de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?