
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TARİHTEN DERS ALMADIK
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde yapılan inceleme sonucunda, 2003'ten bugüne kadar toplam 4 milyon 420 bin 272 metrekare alanın yabancılara satıldığı ortaya çıktı.
Yabancılar arasında 1 milyon 784 bin 721 metrekare taşınmaz alan Almanlar, ilk sırada yer alırken, ABD'liler 816 bin, Arjantinliler 195 bin, Avustralyalılar 28 bin 553, Avusturyalılar 190 bin 672, Azeriler bin 9,Bahreynliler 4 bin 380, Bangladeşliler 15 bin, Belaruslular 87bin,Belçikalılar 78 bin 85, Bosna-Hersekliler 941 bin, Danimarkalılar 127 bin
930, El Salvadorlular 787 bin, Finlandiyalılar 4 bin 953, Fransalılar 67 bin739, Güney Afrikalılar 303 bin, Gürcüler 25 bin, Hırvatlar 188 bin,Hollandalılar 255 bin 544, İngilizler 1 milyon 260 bin 361, İranlılar 313 bin metrekare arazi almış.
Ayrıca, İrlandalılar 174 bin 852, İspanyollar 839 bin, İsrailliler 30 bin 219, sveçliler 7 bin 340, İsviçreliler 67 bin 496, İtalyanlar 30 bin 682, Japonlar bin 514, Kanadalılar bin 553, Kazaklar 303 bin, Lüksemburglular bin 20, Macarlar 15 bin 67, Makedonlar 952 bin, Nijeryalılar 19 bin, Norveçliler, 23 bin 469, Polonyalılar 727 bin, Ruslar 7 bin 96, Sırplar 12 bin 338, Slovenler 44 bin, Ukraynalılar 128 bin, Ürdünlüler 389 bin, Yeni, Zelandalılar 446 bin ve Yunanlar 129 bin 351 metrekare arazi satın adıkları söyleniyor.
Oysa 1870'te Theodor Herzl, Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Hedefi, bir Yahudi şirketi kurup, vaat edilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek genişlikte toprak satın almaktı. Ancak Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını istediğinden idi. Sonuçta da amacına ulaştı. 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde, tarımsal yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870-1896 yılları arasında, Filistin'de on yedi" TARIM KOLONİSİ " kuruldu. Herzl, Osmanlı Sultanı İkinci ABDÜLHAMİD HAN ile görüşerek, o Filistin'de bir Aristokratik Cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu.
İkinci ABDÜLHAMİD HAN, devletin mali durumunun kötü olmasına rağmen, bu teklifleri kabul etmedi ve siyasi iktidarlara örnek olacak şu cevabı verdi. "Newlinsky Efendi! Eğer Mr. Herzl, senin, benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. "BEN BİR KARIŞ DAHİ OLSA, TOPRAK SATMAM, ZİRA BU VATAN BANA DEĞİL MİLLETİME AİTTİR. MİLLETİM, BU DEVLETİ KANLARINI DÖKEREK KAZANMIŞLAR VE YİNE KANLARIYA, MAHSULDAR KILMIŞLARDIR. O BİZDEN AYRILIP UZAKLAŞMADAN, TEKRAR KANLARIMIZLA ÖRTERİZ. BENİM SURİYE VE FİLİSTİN ALAYLARIMIN, EFRATI BİRER BİRER PLEVNE'DE ŞEHİD DÜŞMÜŞLERDİR. BİR TANESİ DAHİ GERİ DÖNMEMEK ÜZERE HEPSİ MUHABERE MEYDANLARINDA KALMIŞLARDIR. TÜRK DEVLETİ BANA AİT DEĞİLDİR. TÜRK MİLLETİ'NİNDİR.
Tarihte, İsrail'le ilgili senaryo ve Abdülhamit Han' ın verdiği cevap orta iken, Siyasi iktidarlar, yabancılara toprak satmakta kararlıdır. Oysa İsrail, geçmişte Filistin topraklarında, İngilizlerin himayesinde, tarım kolonileri kurarak, topraklarının sahibi oldu.
Türkiye'nin, birçok maden sahasında yabancı şirketlerin maden arama ve işletme konusunda önünün açıldığı, özellikle Karadeniz bölgesinde altın, gümüş, bakır, çinko madenlerinin, yabancı tekeller tarafından işletildiği söyleniyor.
Yabancılara satılan topraklarımızı parselleyen yabancılar, yeraltı kaynaklarımıza da el koydu. Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, 5 Haziran 2004'te TBMM'den geçirilen bir yasayla, yabancı şirketlerin, Doğu Anadolu bölgesine denk gelecek kadar alanın maden arama ve işletme ruhsatını eline geçirdiğini açıkladı.
Türkiye'de milyonlarca metrekare toprak ve binlerce konut satın alan yabancılar, ülke genelindeki maden arama ve işletme yetkisinin önemli bir kısmını da ellerine geçirdiler. Türkiye'nin maden işletmesi konusunda, Afrika'dan daha kötü durumda olduğu söyleniyor. Türkiye'nin, tüm maden sahalarının ruhsatını mevcut yasalar gereği, 1.3 milyar dolara satın alınabileceği de tespitler arasındadır. Maden sahalarının, yabancılara açılmasının toprak satışlarından hiçbir farkı bulunmamaktadır. Hatta Türkiye, maden sahalarını, yabancılara açmakla yerin hem üstünü, hem de altını yabancılara devretmiş oluyor.
Türkiye Maden Mühendisleri Odası'na göre de uluslararası firmaların Türkiye'ye ilgisi artarak devam ediyor. Son yıllarda Rio-Tinto isimli ABD- İngiliz sermayeli uluslararası bir şirketin, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de faaliyetlerini arttırdığına dikkat çeken oda yetkilileri, şirketin, Türkiye'deki yerli bir uzantısı aracılığıyla, Doğu Anadolu Bölgesi büyüklüğünde bir alanda, maden arama ruhsatını eline geçirdiği söyleniyor.
Ayrıca Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 'nın, "Borçlara karşılık gösterilen ülke topraklarının yabancılara satışının, Osmanlı'nın yıkılış nedenlerinden biri olduğunu ve İsrail'in Osmanlı'da yabancılara taşınmaz satışının serbest bırakılmasıyla, Filistinlilerden aldıkları topraklar üzerinde kurulduğunu unutmayalım." sözleri dikkate alınmalıdır.