
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TARIM ALANLARI KORUNMALI
Eskişehir'in, 2009 yılında, Büyükşehir Belediye İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı'ndaki şehir plancılarının, uzun uğraşlardan sonra hazırladığı, 1/25.000'lik planının, Meclisten geçerek kanuna göre kamuoyunun bilgisi için, askıya çıkarıldığı günden itibaren, bu alanda yapılan çalışmalar, kentte sürekli tartışma konusu oldu. .
Elbette kentin geleceğini ilgilendiren, 1/25.000'lik planın, üzerinde, kişi/kişilerin ve kurum/kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, görüş belirtmesi ve eleştiri de bulunmasını olumlu ve doğal karşılamak gerekir.
Çünkü 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlar, konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi, sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında, koruma ve kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen planlardır.
O nedenle de bu tür planlamalar yapılmadan önce, kişi/kişilerin, kurum/kuruluşların ve sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının, öneri ve görüşmelerinin alınması, hem plan, hem de planın, kentte kabul görmesi açısından önemlidir.
1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarında, tarım alanları yeteri kadar korundu mu bilinmez ama Eskişehir' de, imar planlarına, Anayasa ve mevzuata rağmen, en çok zararı tarım alanları görüyor.
Eskişehir' de , 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7'si, tarım arazisidir.Eskişehir'de sulanabilir tarım arazisi, 350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102 ha (%40.46) dır. Ancak yasalara ve planlamalara rağmen, tarım alanlarının, yeteri kadar korunamadığı da ortadadır.
Tablo bu oluca da, Türkiye ve Eskişehir'de, sanıldığı kadar, tarım toprağı, ne de sulanabilecek tarım alanı bulunmaktadır. Bundan böyle, yeni tarım alanları bulmamız veya mevcut tarım alanlarının sınırlarını da büyütmemiz, mümkün olmadığına göre, halan ülkemizde ve Eskişehir'de, mevcut tarım arazilerini gözümüz gibi korumamız gerekmektedir.
İmar Planları ve yasalara rağmen, devlet kuruluşları, valilikler ve belediyeler, tarım alanlarını iskâna açarak, hem sulama tesislerini, hem de tarım alanlarını yok ediyorlar. En üzücü taraf ise, bu alanları korumakla görevli üst dereceli kamu yetkilileri ve medya, yapılan tesislerin temel atma törenlerine ve açılışlarına katılıyor, hamasi nutuklar atıyorlar...
Ülkemizde, ovaların sulaması için, baraj ve sulama kanalları inşa edilirken, diğer yandan sulaması öngörülen, tarım alanları, üzerine konut ve sanayi tesisi inşaatına izin veriliyor. Belediyeler ise, yapılmış olan sulama tesislerinin, yol geçişlerine mani oldukları gerekçesi ile kaldırılmalarını talep edebiliyorlar. Tesisleri yıkılıp, kaldırılması için de milyarlarca lira harcamak durumda kalıyorlar.
Eskişehir' de gerçekleştirilecek 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarında ve diğer imar planında, "TARIM ALANLARI" nasıl korunuyor bilmiyoruz ama imar planlarına ve yasalara rağmen, Eskişehir ovası yok edilerek, beton yığınına dönüştürüldü.
Oysa Anayasamız, tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını önlemeyi, devletin asli görevleri arasında saymıştır. İmar ve çevre kanunları ve yönetmelikleri tarım topraklarının, özellikle de sulanan tarım alanlarının, tarım dışı gayelerle kullanılmasını yasaklamıştır. Ne var ki anayasamızın, kanun ve yönetmeliklerimizin, açık ve emredici hükümlerine rağmen, ülkemiz ve Eskişehir'de topraklarını hızla kaybediyor
Hülasa ülkemizde ve Eskişehir'de, tarım alanları yok edilerek anayasal suç işleniyor ama Ne ilgili makamlarda ne de yargıda bir hareket olmadığı gibi, ceza alan kişi/kişiler yok.
Kent dışından gelen bilim adamları da bu gelişmelerin, farkındadır. Nitekim geçmiş yıllarda, Eskişehir' i ziyaret eden, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Makineleri Bölüm Başkanlarından, Sayın Prof Dr. Ediz ULUSOY ve Eşi Ziraat Yük. Müh. Renan ULUSOY' la, Eskişehir ve Türk tarımı, üzerinde sohbet etme fırsatı bulmuştuk.
ULUSOY Ailesi, Eskişehir'den, övgü ile söz ettiler. Ancak Eskişehir'de, tarım alanlarının, özellikle de Eskişehir ovasının, yok edilerek, beton yığını haline dönüştürülmesinin Eskişehir' e, yakışmadığını söylemişlerdi.
Eskişehir' de, gerçekleştirilecek, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında, kentteki, "TARIM ALANLARI" mutlaka korunmalıdır.
Anakent Belediye Başkanı, Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN' in, belediye başkanı olarak göreve geldiği günlerde, Eskişehir' deki "TARIM ALANLARI" ile ilgili, felaketi anlatmış, nasıl çözüm düşündüğünü de öğrenmek istemiştik.
Sayın Prof Dr. BÜYÜKERŞEN, Batı ülkelerinden, örnekler vererek, kentin mevcut yerleşim alanını eleştirmiş, bilerek tek karış tarım alanının, zayi edilmeyeceğini, uçakla bakıldığında, aynen batı ülkeleri standardına, kentin tarım alanlarına da sahip olacağını, hatta büyüme koridorlarının, tarım alanları dışında, çorak arazileri kapsayacağını da vurgulamıştı.
Sayın Prof. Dr BÜYÜKERŞEN, bugün aynı düşünde mi bilinmez ama Eskişehir, torunlarımızın, emaneti olan, mevcut "TARIM ALANLARINI" mutlaka korumak zorundadır. Çünkü yıllardır, "POLİTİK" ve " ELİT" güçlerin, Türkiye ve Eskişehir' de, yaşam kaynağımız olan, tarım alanlarını, talan ederek, ortaya koydukları, tablo ortadadır.