4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TARIM ARAZİLERİ YOK EDİLİYOR

Geçmiş yıllarda, tarımda, kendi kendine yeten ülkeler arasında yer alan Türkiye, tarımsal üretim arazilerini, hızla kaybetti ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TüİK), resmi verilerine göre de tarımda, tam bir ithalat ülkesi olduğunu ortaya koydu.
TüIK’ e göre, 2015-2016 üretim dönemi itibarıyla, buğday ve arpada kendi kendine ‘yeterlilik oranı' iyi durumda bulunuyor. Aynı şekilde, mısır, çavdar ve patateste de tehlike sınırına yakın olmakla birlikte, yeterlilik seviyedir.
TUİK verileri, Türkiye'nin, yeşil mercimekteki açığı kapatabilmesi için, bu yıl yüzde 57'ye yakın oranda, ithalat yapması gerekecek. Yeterlilik oranı pirinçte, yüzde 69.9, ayçiçeğinde,  yüzde 78.9, kırmızı mercimekte, yüzde 81.6, kuru fasulyede, yüzde 82.6, şekerde yüzde 94.4, nohutta, yüzde 98.1 düzeyinde bulunuyor. Kuru baklagillerde, genel yeterlilik oranı ise yüzde 86.7 ile tehlikeli düzeye inmiş durumda. Türkiye 2002 yılında, bu ürünlerin büyük bölümünde, kendi kendine yetecek düzeyde üretim yapılıyordu.
Hülasa Türkiye'de, tarımsal üretim alanları, hızla geriliyor. " GAYRİMENKUL RANTI" nın, öne çıkması, tarım arazilerinin gerilemesine yol açtı. 2002'de, 41.2 milyon hektar olan tarım alanı, 2016'da, 38.4 milyon hektara, kuru baklagillerin ekilebilir alanı  da13.6 milyon dekardan, 7.1 milyon dekara düştü. Kuru baklagillerin üretimi ise 1.5 milyon tondan, 1 milyon tona geriledi.
Türkiye’de, son yıllarda büyüyen, inşaat sektörü, bir yandan ekonominin büyümesine katkı sağlarken, öte yandan,  "YAŞAM" için, olmazsa olmaz bir kaynak olan, en verimli tarım alanlarının, kaybolmasına neden oluyor.
Tarım ülkesi olan Türkiye’de, tarım toprakları giderek azalarak, yerini konut sanayi ve turizm tesislerine bırakıyor.  Ak parti iktidarının, 2003-2014 yılları arasındaki döneminde yaklaşık.  3 milyon hektar tarım arazisi kaybedildi. Kaybedilen tarım arazilerinin, büyüklüğü, Belçika’nın, büyüklüğüne denk geliyor.
Oysa Anayasamız, tarım arazileri, çayır ve meraların, amaç dışı kullanılmasını önlemeyi, devletin asli görevleri arasında saymıştır. İmar ve çevre kanunları ve yönetmelikleri tarım topraklarının, özellikle de sulanan tarım alanlarının, tarım dışı gayelerle kullanılmasını yasaklamıştır.
ülkemizde,"TARIM ALANLARI, YOK EDİLEREK, ANAYASAL SUç İŞLENİYOR."  ama bu alanda, ceza alan tek kişi yoktur.
Anayasamızın, kanun ve yönetmeliklerimizin, açık ve emredici hükümlerine rağmen, ülkemiz ve Eskişehir, tarım topraklarını, "KONUT RANT" ı, dolayısıyla, hızla kaybediyor. Bu aynı zanda, mimarlık ve şehirciliğinin, kara lekesi haline gelmiştir,
Bu yanlışlıklar, ülkemizi, tarım alanlarını yok ederek, tarım ürünleri ithal eden ülke haline getirdi. Nitekim Türkiye'nin, son 4,5 yılda, sebze ve meyveye 4,5 milyar lira ödedi.
Devlet Su İşleri tarafından, inşa edilerek, işletmeye açılmış, tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Hâlbuki bu toprakla, 1.sınıf tarım toprağı vasfında, sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda, iki ürün alınan tarım alanlarıdır. Bu şekilde yok olan tarım alanı, Bursa, Manisa, Tokat, Bolu, Söke, Mersin ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir.
Eskişehir ovası da, büyük ölçüde yok olmuştur. Halan kent sınırları içinde, kalan topraklar ise ortadadır. Maalesef, ovanın betonlaşmasına ve çeşitli nedenlerle yok olmasında, belediyeler ve valilik, tarım alanlarını iskâna açarak, hem sulama tesislerinin, hem de tarım topraklarının, yok olmasına neden olmuşlardır. Oysa ülkemizin ve Eskişehir’in, tarım alanlarını kaybetmek gibi, bir lüksü de yoktur.
Ayrıca Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahiptir. 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahip Eskişehir’de, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si, tarım arazisidir. Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi, 350133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226102 ha (40.46) dır.
Ancak Eskişehir’ in, en verimli ovası beton yığını haline geldi.  Son yıllarda, Anayasa ve yasalara rağmen, Büyükşehir Belediye Meclisi, merkezde, son tarım alanları olan 73 hektarlık tarım alanını, fabrikalar bölgesini, söğütönü ve batı kentteki tarım alanlarını, yok ederken, Eskişehir’ deki,  Toprak Koruma Kurulu ve diğer ilgililer, adeta seyretti.
Bugünde,  Eskişehir, Alpu’da, gerçekleştirilmek istenen,  URAYSİM projesi ve Termik santral, 51 bin hektar, Alpu Ovası’ nı yok edecektir.

Oysa bitkiler, toprakta ve toprakla büyür, sonra da doğrudan, ya da dolaylı olarak, dünya üzerindeki tüm canlılar için, besin sağlarlar. Yani, insanlar, konutsuz, termik santralsiz yaşayabilir ama toprak olmazsa yaşayamazlar. Ayrıca toprak, tüm canlılar için, yaşam kaynağı olup, canlıların da varlık nedenidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi