4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TARIM DUAYENLERİ

Her alanda olduğu gibi, tarım alanında da meçhul kahramanlar var. Bu insanlarımız, kim olduğunu ve nereden geldiğini, hiç akıllarından çıkarmazlar. Geçmişinin en kıymetli hazine olduğunu da, hep hatırladılar ve hatırlattılar. Verdikleri her sözü tuttular, Hayatta en önemli unsurun iktidar ve makam değil, itibar olduğunu da, tavır ve davranışları ve de icraatları ile gösterirdiler.
Bu insanlarımız, ülkesini, yaşadığı kenti ve mesleklerini sevdiler ve ona hizmet etme yolları da aradılar. Bu insanlarımızdan biri de Eskişehir'in, büyük çiftçilerinden Rahmetli Tekin ÇOLPAN' dır. O, dünya için, ahretini, ahret içinde dünyasını, terk etmeyen, dengeli bir hayat görüşü ve anlayışı vardı.
Yaşamak için, yaşatmak gerektiğine inanır. Komşusu aç iken, tok yatanı kabul edemez. Sosyal adalet, dayanışma, tarım teknolojileri ve eğitim ise, onun olmazsa olmazları arasındaydı. Özellikle de Türki Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilere ve tarımla ilgilenen kurumlara, yaptığı yardımlar, herkese örnek teşkil edecek niteliktedir.
Pazartesi günü, Eskişehir'in, büyük çiftçilerinden ve Duayenlerinde, rahmetli Tekin ÇOLPAN' ın, ebediyete intikalinin, 40. gününde dolayısıyla, ESOGÜ Ziraat Fakültesi tarafından, Türk Tarımı'nın dünü, bugünü, yarını " konulu panel yapıldı.
ESOGÜ Ziraat Fakültesi' nin düzenlediği panele, Hasad Dergisi Baş Yazarı Prof.Dr. Celal ER, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr Sabahattin ÖZCAN, Eskişehir Tarım İl Müdürü Halil ÇANKAYA, Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Sabri ÇAKIR katıldılar.
Panel, ulusal ve Eskişehir tarımı açısından yararlı oldu. Çünkü Türkiye, geçmişte tarımsal üretim açısından kendi kendine yeterli yedi ülkeden biri olarak bilinirdi. Bugün ise Türkiye, daha fazla üreterek, dünya pazarlarında diğer ihracatçılarla yarışmak yerine, IMF ve Dünya Bankası'nın baskılarıyla üretimden vazgeçerek, iç pazarını dahi çok uluslu tekellere bıraktı. Sonuçta da Türkiye, tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline geldi.
Türkiye'de tarımsal üretim, 1930'lu yıllardan başlayarak, 1980'lere kadar sürekli diyebileceğimiz bir gelişme eğilimi gösterdi. Özellikle 2. Dünya Savaşı'nın dışında kalması nedeniyle, önemli bir avantaj yakaladı ve 50'li, 60'lı yıllarda Avrupa'nın gıda ve tarımsal ham madde açığı nedeniyle, bu avantajını kullanma başarısını azda olsa gösterdi.
Ülkemiz, 1980'li yıllardaki, "küreselleşme" dalgasına hazırlıksız yakalandı. Bu dönemde, tarımsal teknolojinin hızlı bir gelişme içine girmesi ile Avrupa'nın gelişmiş ülkeleri tarım ihracatçısı ülkelere dönüştü ve Türkiye'ye dayatılan, neo liberal politikalar, Türk tarımı önünde en büyük engel oldu.
1980'lerin ortalarından itibaren, uygulanan serbest Pazar politikaları nedeniyle Türk hayvancılığı, büyük bir darbe yedi. İkinci büyük darbe, Et Balık Kurumu kombinalarının büyük bölümünün özelleştirilme sonucu kapatılmasıyla geldi. 2001 krizi sırasında besicilere verilen kredi faizlerinin yüzde 200'lere ulaşması ise hayvancılığa vurulan son darbe oldu.
Türkiye, 1980'li yıllarda, 50 milyon dolar civarında tarım ürünü ithal edilirken, bugün 4.5 milyar dolarlık ürün ithal ediliyor. Ülkemiz, tarımda bilimsel bir model oluşturamadığı için, son 30 yılda, ihracat sadece 2 kat artarken, ithalat tam 90 kat artmıştır.
Türkiye'de tarım sektöründe, en önemli sorun, toprak dağılımının çok parçalı olması ve verim düşüklüğüdür. Tarım kesiminde, nüfus artış hızı ülke ortalamasının üstünde. Bu olgu miras yoluyla, toprakların küçülmesine sebep oldu. Kentlere göçü hızlandırdı.
Panele düzenleyen ve ev sahipliği yapan, ESOGÜ Ziraat Fakültesi, Sayın Hasan TOSUN' un, dekan olmasından sonra, "EĞİTİM", "AR-GE" ve "UYGULAMA" alanlarında, örnek olacak çalışmalar yaparken, diğer tarafından da, Türk tarımının duayenlerinden Rahmetli, "ALİ NUMAN KIRAÇ" adına kongre, Eskişehir' in, duayen örnek çiftçisi, Rahmetli Tekin ÇOLPAN' adına da panel düzenleyerek, Türk tarımının geçmişine ve duayenlerine de sahip çıkıyor. Övgü de alıyor.
ESOGÜ Ziraat Fakültesi, düzenlediği kongre, sempozyum ve panellerle, Ulusal ve Eskişehir tarımına, özellikle de Fakülte çalışmalarına ciddi katkıda bulunurken, Eskişehir ve ESOGÜ' nün, uluslararası ve ulusal bazda tanınmasına da ciddi katkıda bulunuyor.
ESOGÜ Ziraat Fakültesi, çağdaş bir şirket modeline göre tasarlanan, Market Model üniversite modelinin benimsedi. Ayrıca "Üniversite- toplum" ve "öğrenci- üniversite" ilişkisi, arzu edilen boyutlara ulaştı. Sonuçta da ESOGÜ Ziraat Fakültesi, bilgi öğreten değil, bilgi ve teknoloji üreten, en önemlisi de ülke sorunlarının çözümüne ciddi katkıda bulunan fakülte haline geldi.
Sayın Prof. Dr Hasan TOSUN ve ekibini kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi