
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TEKNOLOJİ ÜRETİCİ GÜÇTÜR
Toryum' la ilgili, yazımızdan sonra, e-mail gönderen bir okuyucumuz, "Ülkemizde, 60 civarında maden türünde, üretim yapılmaktadır. Dünyada, 132 ülke arasında maden çeşitliliği açısından ise 10.sırada bulunuyor. Ayrıca onlarca, maden fakültemiz var ama madenlerimizi işleyecek, teknolojiye sahip değiliz." eleştirisinde, bulundu.
Elbette madenlerimizi, ülke ekonomisine kazandırmada, öncelikle ülkemizin sahip olduğu madenleri işleyecek teknolojiye sahip olması gerekir. Bu alanda girişimcilere, özellikle de üniversitelere, ciddi görevler düşüyor. Çünkü çağımızda, üniversiteler, bilgi ve teknoloji üreten, ülke sorunlarına da çözüm bulan kurumlardır.
Ülkemizde mevcut, maden fakültelerinde, Maden İşletme, Kaya Mekaniği, Cevher Hazırlama ve Kimyasal Analiz Laboratuarları bulunmaktadır. Bu laboratuarlarda, bütün testler standartlara uygun bir şekilde yapılmakta olup, cevher hazırlama testleri, yeraltı ve yerüstü maden işletmeleri ve tüneller ile ilgili, her türlü hizmet verilebilmektedir. Ancak madenleri işleyecek, maden teknolojisine sahip olmaya, ülkemizde, madenler sanayinin motoru olmadı.
Aslında ESO Başkanlarından, Rahmetli Mümtaz ZEYTİNOĞLU, İldeki madenlerin sanayinin motoru olması hususunda, hedefler belirledi. Hatta bazı kararda, alındı ama daha sonra gelen, ESO yönetimleri, madenlerle ilgili aynı duyarlılığı göstermedi.
Ayrıca çağımızda, bilimle teknoloji arasındaki etkileşim, yalnız madenlerde değil, sanayileşme ve ekonomik gelişmenin de itici gücü oldu. Üniversiteler, bilimsel ilerlemenin temel üreticileridir. Bilimsel ilerleme ise, ekonomik büyümenin dinamiğini oluşturmaktadır.
Eskişehir' de, sanayi, üniversite ve Devlet işbirliği, ekonomik büyüme, istihdam, en önemlisi de yaşam standardı açısından bir zorunluluktur. Kentte bir dönem, üniversite duvarları arkasında oturan akademisyenler ve kendi çabalarıyla, varlıklarını sürdürmek isteyen sanayiciler, Bugün üniversite- sanayi işbirliğinin, öneminin fakına vardılar.
Çağımızda, bilimin ve teknolojinin, doğrudan bir üretici güç haline dönüştüğü, sanayinin teknoloji içeriğinin arttığı bir gerçektir. Eskişehir'in, bu gelişmelere ayak uydurması ve global pazarlarda rekabet edebilmesi, Ar-Ge çalışmaları ve kullandığı, ürettiği teknoloji ve üniversitelerle, işbirliği ile orantılı olacaktır.
Eskişehir' de, bilim ve teknoloji üretiminde, her kesim de elini taşın altına koymalı, imkânları ölçüsünde maddi ve manevi fedakârlıkta bulunmalıdır. Çünkü.'AR-GE'siz ilerleme ve büyüme, artık hiçbir sektörde, söz konusu olamaz.
Ar-Ge çalışmalarının, ön plana çıktığı çağımızda, üniversitelerin, kurum /kuruluşlar, özellikle de Üniversite-sanayi işbirliği, mutlaka sağlanmalı, hatta yasal zorunluluk haline getirilmelidir. Çünkü sanayide kullanılan teknolojiyi, geliştirmek ve nitelikli üniversite öğrencisi yetiştirmek için, bu işbirliği şarttır.
Bugün, dünya üzerindeki gelişmiş ülkelerde, bilim ve teknolojide için, Ar-Ge harcamaları, GSMH' nin, yüzde 4' ünü oluşturuyor. Ülkemizde, Ar-Ge harcamaları için GSMH' dan ayrılan pay ise %0.6'dır.
Ülkemizin ve Eskişehir' in, ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmesi, Ar-Ge çalışmaları ve kullandığı ve ürettiği teknoloji ile de orantılı olacaktır. Ancak bugüne kadar Eskişehir' de, Ar-Ge ve üniversite-sanayi işbirliği, arzu edilen boyutta sağlanamadı.
Türkiye'nin, kalkınması, her sektörde, özellikle de sanayide, başarılı olabilmesi için, ülke olarak Araştırma Geliştirme (AR-GE) yeteneklerine sahip, insan gücü yetiştirmek zorundayız. O nedenle de eğitim kurum/kuruluşlarımıza, özellikle de üniversitelerimize ve sanayimize, ESO ve OSB' ye önemli görevler düşmektedir.
Ayrıca Eskişehir' de, işletmeler, kurum/kuruluşlar, özelikle de sanayi ve üniversiteler, AR-GE çalışmalarındaki tüm sorunların çözümünü, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vadede sabırlı, bir uygulama ile çözüme ulaştırılabilir.
Ayrıca ülkemizde ve Eskişehir' de, AR-GE faaliyetlerinin olmazsa olmazı olan araştırmacılara, özendirici çalışma ortam ve koşullar sağlanmalı, bu kişilere araştırmacı özelliklerini geliştirecek, imkân ve olanaklar sunulmalıdır. Çünkü Zenginleşme, gelişme, ve kalkınmanın, itici gücü hep teknoloji olmuştur.
Ülkemizde ve Eskişehir'de, bilgiyi üretmek ve teknolojiyi geliştirmek, ulusal ve uluslar arası pazarda rekabet edebilmek ve bunu sürdürülebilir olmasını sağlamak için, üniversite-sanayi işbirliği, sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı olmalıdır.
Sanayi-üniversite işbirliğinde, bilginin üretilmesi ve teknolojinin geliştirilmesi için, AR- Ge faaliyetlerini gerçekleştirecek düzeyde deneyimine sahip, araştırmacılara, yeterli altyapıya, maddi desteğe ve zamana ihtiyaç vardır. Bu nedenle, bu çalışmaları yürütecek, takımlarda, hem sayıca, hem de uzmanlık dalı açısından, birçok değişik elemanın, yer alması gerekmektedir. Bu alanda da üniversitelere ve sanayicilere, ciddi görevler düşüyor.