
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Teleferik hikayesi...
Yayınlanma:
1999 seçimleri öncesiydi.
Türk Ocağı, bütün partilerin Büyükşehir adaylarını Belediye kültür merkezinde topladı.
Hepsine, seçilmeleri halinde gerçekleştirmek istedikleri projeler soruldu.
İşte ilk orada, o dönemin DYP Büyükşehir adayı Orhan Soydaş atmıştı ortaya Teleferik projesini.
-"Biz, seçildiğimiz takdirde Çankaya'dan Odunpazarı'na Teleferik hattı kuracağız"
Bu söylediği proje ciddiye alınmadı.
Hatta dalga bile geçildi.
-"Diğer adaylar Eskişehir'i ileriye taşıyacak projeler anlatıyor, Orhan Soydaş ise Teleferik hattından bahsediyor" diye, alaya alınmaya bile çalışıldı.
Her neyse...
Orhan Soydaş seçilemedi, Teleferik projesi de unutuldu gitti.
Taa ki 2009 seçimlerine kadar.
2009 seçimleri öncesinde aynı proje, dönemin Odunpazarı Belediye Başkanı ve adayı Burhan sakallı tarafından atıldı ortaya.
-"Tarihi Odunpazarı bölgesini yukarıdan da görecek olan bir Teleferik projesi yapacağız. Odunpazarı bölgesi ile Çankaya Mahallesi arasında işleyecek bir hat yaratacağız" dedi.
Burhan Sakallı Belediye Başkanı seçilmesine rağmen, bu söylediği Teleferik projesini hayata geçirmedi.
Şimdi öğrendik ki Kazım Kurt başkanlığındaki Odunpazarı Belediyesi de Teleferik hattı kurulması için düğmeye basmış.
Konu önceki gün yapılan Büyükşehir meclisine gelerek, komisyona havale edilmiş.
Anlaşılan o ki, Teleferik mevzusu her 5 yılda bir Eskişehir gündemine geliyor.
Ama bir türlü hayata geçirilemiyor.
Bu defa yapılır da, biz de her 5 yılda bir Teleferik projesi ile yatıp kalkmayız...
......
Gaye Usluer'i çalışma arkadaşları uğurlamış.
CHP Parti Meclisi üyesi Gaye Usluer, Milletvekili aday adayı olacağı için önceki gün görevinden istifa etti.
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon hastalıkları Ana Bilim Dalı başkanı olan Usluer, istifasını önce Rektör Hasan Gönen'e sundu, ardından da Fakülte hastanesindeki ana bilim dalında çalışma arkadaşlarıyla vedalaştı.
Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri ve çalışanları, Prof Dr Gaye Usluer'i bir araya gelerek uğurlamış.
Uğurlarken de espriyle...
-"Arkandan su falan dökmüyoruz. Umarız bir daha gelmezsin. Gelirsen de Milletvekili olarak gelirsin" demişler.
........
Biri doğru söylemiyor ama...
AK parti Milletvekili Salih Koca önceki gün Eskişehir gündemini değerlendirmiş.
Bunu yaparken, Eskişehir'de paralel bir gazete yazı işleri müdürünün kendisi hakkında iftiralarla dolu yazılar kaleme aldığını ifade etmiş.
"İftiralarla dolu yazılar" kısmını bilemeyiz ama, suçladığı gazete yazı işleri müdürünün "paralel" olduğunu söylemesi garibimize gitti.
Şöyle ki;
Salih Koca, sözünü ettiği gazete yazı işleri müdürünü "paralellikle" suçlarken, aynı yazı işleri müdürü, aynı gün yazdığı yazıda, telefonu paralel tabir edilen kesim tarafından dinlendiği için savcılığa çağrıldığını kaleme alıyordu.
Yani...
Birinden biri bu paralellik meselesinde doğruyu söylemiyor ama, neyse artık...
.......
Bürokrattan siyasetçi olur mu?
Her seçim öncesi, adaylıklar gündeme geldiğinde çeşitli tartışmalar yaşanır.
Adayların o şehir insanı olup olmasından tutun da, partili ve eğitimli olup olmamasına kadar hemen her konu tartışılır.
Bu tartışmalardan birisi de, bürokratlardan siyasetçi olup olamayacağıdır.
Kimileri; Devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış bürokratların iyi siyasetçi olacağını düşünür.
Kimileri ise, (çoğunlukla da siyasetçiler), bürokratlardan siyasetçi olmayacağını ileri sürer.
Aslına bakarsanız...
Eğitimi olmayan isimleri bile Bakanlık koltuğuna kadar taşıyabilen siyaset, yıllarını kamuda harcamış ve devletin en yüksek bürokratik kademesi olan Müsteşar ve Genel müdürlük gibi makamlara çıkmış insanları bir türlü kabul etmek istemez.
Hâlbuki...
-Bürokrat, gerek hayat standardı gerekse kamu tecrübesi bakımından, taşradan gelen siyasetçilere göre bir adım önde olan kişidir.
-Siyasetçinin, kendi dünya görüşü doğrultusunda hayalleri vardır ama bu hayallerin gerçekleşmesi ancak bürokratik bir disiplinle mümkün olur.
-siyasetçinin ürettiği projelerin hayata geçip geçemeyeceği, bürokratın o projeye inancının olup olmamasıyla mümkündür.
Netice olarak...
Uygulamanın içinden gelen bir bürokrat, uygulamadan bi haber olan siyasetçiden, hem zaman hem de netice alma konusunda daha avantaj sağlar...
Ne yazıktır ki Türk siyasetçisi, Bürokratın hep "Bürokrat" olarak kalmasını ister.
Bürokrasiyi, sürekli emri altında bulunan, emirlerine itaat edip uygulayan, başarıyı kendine yakıştırıp, başarısızlığı üzerine atabileceği bir makam olarak görür.
İşte bu yüzdendir ki: gelinen süreç, siyasete kurban edilen bürokratlarla dolmuştur.
Sonuç olarak şunu söylemek en azından bizim düşüncemize göre doğrudur...
Tamamı için geçerli olmasa bile...
-"Bürokrattan bal gibi de siyasetçi olur."
Not- Daha önce de kaleme aldığımız benzeri bir yazıyı bu gün yazmamızın nedeni, Milli Eğitim bakanlığı, Hayat Boyu Öğrenme Genel müdürü Mustafa Kemal Biçerli'nin, milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etmiş olmasıdır. Zira, "Bürokrattan bal gibi de siyasetçi olur" tespitimizin doğruluğunu ispat edebilecek önemli bir isimdir Mustafa Kemal Biçerli...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Padişah, çok güvendiği bir adamını Arabistan'ı yönetsin diye göndermiş. Yönetici, Arabistan'da gezerken bakmış ki; Araplar entari giyiyorlar ama, altta donları yok. Bir rüzgar esince, manzara felaket 'Entari altına don giymeyenler, kadı huzuruna çıkarılıp hapsedilecek' diye emir vermiş. Aradan günler geçmiş, Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgârda olay farkedilmiş. Arabı Kadı huzuruna çıkarmışlar. Kadı sormuş :
- Adın ?
-Aptülmecit!..
-Baba adın?
-Aptüllaziz!..
-Evli misin?
-Evet,
-Kaç karın var?
-5
-Kaç çocuğun var?
-İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane.
Kadı, huzuruna çıkarılan Aptülmecit için şu kararı vermiş :
-Aptüllaziz oğlu Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından, beraatine karar verilmiştir