
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
TEPEBAŞI'NDA Kİ KAPIŞMA
Tepebaşı Belediye Meclisi'nde önceki akşam yaşanan tartışmaları değerlendirelim.
Daha doğrusu bu tartışmalarda kimin haklı olduğuna karar vermeye çalışalım.
Öncelikle tartışmanın nereden kaynaklandığını bir kez daha hatırlayalım.
Tepebaşı bölgesinde iki yarı yer var.
Birincisi Espark'ın hemen arka kısmında, İstasyon üst geçidinin hemen ayakları dibinde, oldukça güzel bir yer.
Diğeri ise Tepebaşı'nda...
Halı sahalar bölgesi diye bildiğimiz alan.
Kısaca her iki alanda adeta şehrin kalbinde ve bir hayli değerli.
Tepebaşı Belediyesi bu iki alanın, satılması, kiraya verilmesi ya da üzerinde sınırlı ayni hak tesisi edilmesini istiyor.
İşte bu isteğe DSP'liler karşı çıkıyor.
Tereddütlerinin olduğunu ve böyle bir yetkinin, kamuoyu bilgilendirildikten sonra alınmasını istiyorlar.
Hatta bu bölgelerde uygulanacak olan projeler ile ilgili bilgi verilmesini istiyorlar.
Son derece masumane bir istek...
Bunun yerine getirilmesi çok basit.
Çıkarsın Eskişehir'in karşısına,
"Yeni bir Espark geliyor, ya da modern bir otel yatırımı var, bunlar için böyle bir yetki istiyoruz" dersiniz. Bunun yanı sıra yatırımcı kuruluşlara bu yerlerin tahsisinin nasıl ve ne karşılığında verildiğini açıklarsınız.
Kısaca kamuoyunun vicdanını rahatlatırsınız.
Tüm bunlardan sonra Eskişehir'e gelecek bir yatırım için size hiç kimse onay vermeme gibi bir tutum içerisinde olamaz.
Bunu da zaten DSP'li üyeler "Bizde olumlu oy kullanmak isterdik ama bu aceleniz nedir?" diye söyleyerekte açıkladılar.
Tabi birde akıllarında bazı soru işaretlerinin de olduğu açık.
En büyük soru, belediyenin ihalelerde ki beceriksizliği...
Aynı beceriksizliğin böylesine değerli arazilerin satışı ya da kirasında da yapılabilme olasılı tereddüttü var.
Böyle bir iç gıcıklayıcı durum karşısında DSP'lilerin tepkisi son derece normal.
İsteklerinin karşılık bulması gerekirdi ama olmadı.
Başkan Sarıoğlu her şeyin yasalara dayanılarak yapıldığını söylüyor.
Haklıdır yasa dışı bir durum olmayabilir ama ortada apar topar meclisten geçirilen bir durum var.
Bu aciliyetin altında nelerin yattığını da bilmesi, herkesin en doğal hakkı diye düşünüyoruz.
Diliyoruz alınan bu yetki sonrası yaşanacak gelişmeler sürekli açıklanır.
Böylece hangi arazi kime, nasıl ve ne değerde verildi, herkes bilmiş olur.
Böylece DSP'liler ile tüm kamuoyunun tereddütleri ortadan kalkar.
Bakalım Tepebaşı Belediyesi böyle bir şeffaflık içerisinde olmayı başaracak mı?