
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Tesadüfe bakar mısınız?
Yayınlanma:
Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, AK Partili çoğunluğun sisteme bağlamak istediği bir yıldırma girişimi hissediliyor.
Bu durum artık iyiden iyiye ortaya çıkmış vaziyette.
Zira...
Nedenini bile izah edemeyecekleri kararlarda diretmeye başladılar.
Büyükerşen'in veto edeceğini bile bile "Bu böyle olacak" diyorlar.
Teammüller, gelenekler, yönetmelikler ve mevzuat pek de bağlamıyor.
Tıpkı, önceki gün görüşülen sözleşmeli personel ücret ve listeleri ile ilgili AK Partililerin mecliste kullandığı ret oyu gibi.
Kısacası...
AK Partili meclis üyeleri, Odunpazarı ve Tepebaşı meclislerinde kabul ettikleri maddelerin aynısını Büyükşehir belediye meclisinde red ediyor.
Durum böyle olunca, insanın aklına da ister istemez tek bir şey geliyor...
-"AK partililer, çoğunluk oluşturduğu Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Büyükerşen'i yıldırsın ki, Büyükerşen de 'Bu şartlarda çalışamıyorum. Sürekli engelleniyorum' diyerek, istifa edip Milletvekili adayı olsun"
Böylece...
AK Partililer de, seçimde alamadıkları Büyükşehir belediyesini, Büyükerşen'in istifa etmesi sonucu meclis çoğunluğu ile kazanmış olsun...
Olur mu? Olur...
İyi bir taktik mi? Tartışılır...
Bu arada...
Büyükerşen'in de yargılandığı davada karar tarihi 11 Şubat olarak belirlendi...
Bir gün öncesi, yani 10 Şubat ise; Milletvekili aday adayı olacakların bulundukları görevlerinden istifa etmesi için tanınan son gün...
Tesadüfe bakar mısınız?
Hadi buyurun bakalım!
......
"İki fotoğraf arasındaki farkı bulun" falan demeyeceğiz...
Fotoğrafı tanıdık bir isim yollamış...
Yollayanın ismini ve partisini elbette söylemeyeceğiz.
Aslında fotoğraf, iki ayrı zamanda çekilmiş ve iki ayrı fotoğrafın üst üste konulmasından oluşan tek bir fotoğraf.
Alttaki fotoğrafta, Tayyip Erdoğan Başbakan, Dündar Ünlü ise atama ile il başkanı.
Üstteki fotoğrafta da Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, Dündar Ünlü ise seçimle il başkanı olmuş.
Alttaki fotoğrafta, Dündar Ünlü'nün sağında Atatürk, solunda ise Başbakan Erdoğan var.
Üsteki fotoğrafta ise, Atatürk resmi kalkmış, Dündar Ünlü'nün sağında Tayyip Erdoğan, solunda ise Başbakan Ahmet Davutoğlu yer almış.
Altlı üstlü fotoğraflarda değişmeyen tek görüntü, Dündar Ünlü'nün oturduğu koltuk.
Görüyorsunuz değil mi?
İnsanlar nelere dikkat ediyor?
Nereden ve nasıl fotoğrafları bulup, yan yana getirip, kıyaslama yapıyor?
Pes vallahi!
......
Üç kardeş ayrılıyor mu?
Nereye gitsem aynı konuyu soruyorlar.
Hangi meclise girsem, aynı konu konuşuluyor.
Kiminle karşılaşsam, ayaküstü hoş beşten sonra "Doğru mu?" diye teyit istiyor.
Mevzu "Üçkardeş ayrılıyormuş" mevzusu.
-"Valla haberim yok" desek de...
-"Ayrılıp ayrılmamaları sizin için bu kadar önemli mi kardeşim? Sonuçta bir arada olacak da onlar, ayrılacak olanlar da. Bu bu kadar niçin önemli?" de desek de...
Kar etmiyor...
Sanki söylediklerimizi duymuyorlar gibi?
-"Niye ayrılıyorlarmış?", "Sebep neymiş?" soruları devam ediyor.
Buradan da söyleyelim...
Üç kardeşin ayrılıp ayrılmayacağını, ayrılacaklarsa neden ayrılacaklarını bil. mi. yo.ruz.
Şimdi bu yazıyı yazdık ya, yarından itibaren de "Kim bu üç kardeş?" diye sormaya başlayacaklar.
.......
Şimdi de "O, o'nun adamı, bu, bunun adamı" muhabbeti...
CHP'de Ersen Yeniceli'nin il başkanlığında yeni bir yönetim oluştu ya...
İsterseniz, uzun mutabakat toplantıları sonrasında oluşan yönetimin, aslında herkesin bir-iki isim önermesiyle meydana geldiğini bilmeyen kalmadı.
Yani...
Büyükerşen'den, Kazım Kurt'a, Ahmet Ataç'tan Erdal Çakıcıer'e kadar herkes bir-iki isim önermiş.
Bu isimler alt alta yazılmış ve sonuçta 21 kişilik il yönetim kurulu listesi son şeklini almış.
Almış almasına da...
Şimdi de; CHP içinde herkesin birbirine "Aman yeni yönetimdeki şu isimlere dikkat edin. Çünkü o isimler şunun adamı, bu isimler bunun adamı" uyarıları başlamış.
Anlaşılan o ki, bu iş biraz daha uzarsa, CHP yönetiminde bulunanlar seçime kadar birbirlerine temkinli yaklaşmaktan seçim çalışması yapamayacak gibi...
........
Biraz da gülmek lazım
Yaşlı bir çift her yıl düzenlenen bir festivale giderlermiş. Her yıl yaşlı adam festivalde düzenlenen "10 dolara uçak gezintisi"ne katılmak ister, her yıl da karısı itiraz eder ve şöyle dermiş:
- "10 dolar 10 dolardır.".Üç yıl beş yıl "10 dolar 10 dolardır" derken en sonunda yaşlı adam demiş ki; "Bak, artık 71 yaşındayım, bu uçağa bu sene binmezsem bir daha hiç şansım olmayabilir." Fakat karısı tınmamış ve şöyle demiş;
- "10 dolar 10 dolardır...". Ama bu sırada uçağın pilotu bunları duymuş ve ikisine bir pazarlık önermiş:
- "İkisi de uçağa binecekler, eger uçuşun başından sonuna ses çıkarmadan dururlarsa bedava. Ama eğer çıt çıkarırlarsa, 10 dolar ödeyecekler..."
Yaşlı çift kabul etmiş. Ve uçağa binmişler. Pilot da bahis söz konusu olunca başlamış acayip manevralar yapmaya... Taklalar atmış, uçağı kendi ekseninde döndürmüş, ani duruşlar, dönüşler, dalışlar yapmış.Ama arkadan ses yok! En sonunda pes etmiş ve uçağı indirmiş. Yaşlı adama dönmüş;
- "Bildiğim her numarayı denedim. İyi dayandınız. İkiniz de çıt çıkarmadınız..." Yaşlı adam cevap vermiş:
- "Karım uçaktan düşünce söyleyecektim ama 10 dolar 10 dolardır..."