1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Teşkilatlar olmuş ne yazar? Olmamış ne yazar?

Siyasetin geldiği noktada ne yazık ki böyle bir anlayış var.
-"Nasıl olsa lider alıyor oyu" diyorlar.
-"Nasıl olsa partinin belli bir oy oranı mevcut" diye güveniyorlar.
Aslında örneklerine baktığınızda yalan da söylemiyorlar.
Herkes hatırlayacaktır DSP örneğini.
Neredeyse her 5-6 ayda bir yönetimleri görevden alıp, yeni yönetimleri atardı Rahşan Ecevit.
Üye sayısı hep 149'da sınırlı tutulurdu. Çünkü 150 üye ve fazlası oldu mu, yasal olarak kongre yapmak gerekirdi.
Ve bu yöntemle birinci ve iktidarın en büyük ortağı oldu DSP.
Bu gün hala partilerin ve genel başkanların tamamı bu kafada.
Kendi teşkilatlarına güvenmiyor hiçbiri.
Ne yaptıkları üye profiline güven duyuyor, ne de teşkilat yöneticilerinin kendisine sadık oluşuna.
Halbuki teşkilatların şöyle bir rolü var.
Eğer, partinin mevcut oyu 2 milletvekili çıkartacak orandaysa, iyi bir teşkilat bu sayıyı 3 Milletvekiline çıkartabilir.
Eğer partinin mevcut oyu, 2 milletvekili çıkartacak orandaysa, kötü bir teşkilat bu sayısı 1'e düşürebilir.
Teşkilata önem veren ve iyi teşkilatlar oluşturan bir parti, mevcut oyun üzerine oy getirerek, her ilden ilave birer milletvekilini partiye kazandırabilir.
Ama korku var ya korku!
İşte bu koltuk korkusuyla hiçbir parti teşkilatını korumuyor, sevmiyor.
Bu yüzden teşkilatına aday belirleme yetkisini de vermiyor.
"Varsın bir milletvekili eksik olsun" diyor.
"yeter ki benim yerim sağlam olsun" diye düşünüyor.
----------------------------------------------
CHP İl Başkanı sonuna kadar haklı ama...

-Tamamen susan, konuşmayan, hak aramayan bir toplum yaratmak için yapmış olduğu faşist bir baskı var..."
-Oysa kamu kurum ve kuruluşlarında özgürlük adına haksızlık, hukuksuzluk adına bu tür eylemlere katılmanın en demokratik haktır.
-Oysa keyfi uygulamalar yapmaktadır. Toplum susturulmak isteniyor"
-"Bu soruşturmanın özgürlükler adına yapılan bir baskı olduğuna inanıyor ve kınıyoruz"
Bu sözler CHP il Başkanı Nihat Çuhadar'a ait.
Yunus Emre Devlet Hastanesi'nde bir hekimin eylemlere katıldığı gerekçesiyle soruşturma açılmasına gösterdiği tepkinin sözleri.
Nihat Çuhadar'ın söylediklerine katılmamak elde değil.
Sonuna kadar hak veriyoruz.
Ama nedense, bu sözleri okuduğumuzda ister istemez aklımıza CHP'deki ve Belediye'deki yanlışları dile getirdikleri için haklarında disiplin soruşturması istenen insanlar geldi.
Şimdi "O iş başka bu iş başka" mı denilecek?
Yoksa, özgürlük, Haksızlık,hukuksuzluk nerede yapılıyorsa, aynı tavrı mı göstermek lazım?
Bilemedim valla....
---------------------------------------------

Sakın Emeği bilmeyenlere sunma

"Bir tabloyu şehrin en kalabalık yerine koyarsanız ve yanına da kırmızı bir kalem koyup, insanların beğenmediği yerlere çarpı koymasını isterseniz, tablo çarpı işaretleriyle dolar.
Ama, aynı işlemi tabloda beğenilen yerlerin işaretlenmesi için isterseniz, kimse tabloya dokunmaz.
Hayatında resim yapmamış insanlar tabloyu eleştirir ama yapıcı olmak eğitimi gerektirir.
Emeğin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsınız.
Sakın emeği bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenlerle tartışma"
Bir yerlerde gördüğümüz bu yazıyı sadece beğendiğimiz için yazdık, içinde mesaj falan yoktur...
-----------------------------------------------

El alem Tanrı parçacığını buldu, biz hala....

Çevre yolunun karşılıklı üç şeride çıkartılmasının üzerinden yıllar geçti.
Bu süre içinde, bağlar caddesinden gidip de Ankara yönüne dönebilmek hala mümkün değil.
Çünkü...
Üniversitenin önünden çevre yoluna çıkıp, Ankara yönüne gidebileceğiniz bir yol mevcut değil.
Niye yapılmadığını yıllardır soruyoruz.
Fakat...
Yıllardır aynı cevabı alıyoruz.
Neymiş?
İstimlâk sorunu varmış.
Orada bulunan bazı evler istimlâk edilemiyormuş, dava açılmış mış falan filan.
İşte bu yüzden yapılamadığını söylüyorlar.
Bunu söylerken de, suçu birbirinin üzerine atıyorlar.
Netice olarak...
Yıllardır Üniversitenin önünden Çevre yoluna çıkılamıyor.
Bunun bir formülü nedense bulunamıyor.
Yok ihalesi yapılacakmış, yok mahkemedeymiş konu, falan filan.
İsviçre'de Bilim adamları üç yıl içinde Tanrı parçacığını buldu...
Eskişehir'de, üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala Üniversitenin önünden çevre yoluna çıkıp Ankara yönüne gidemiyorsunuz.
Şaka gibi değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi