
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Tıkamayın şu şehrin önünü...
Artık şehrin orta yerinde kalmış.
Çöküntü alanından da beter bir hale gelmiş.
Gün boyu büyük bir karmaşanın yaşandığı.
Yıllardır "Kaldırılacak" türküsü söylenen.
Yine yıllardır bir türlü cesaret edilemeyen.
Kaldırılması halinde şehrin o bölgesinin nefes alacağı.
Çevresindeki 5-6 mahallenin kendine geleceği.
Daha güzel bir yaşam...
Daha güzel ve temiz bir ticaret ortamının yaratılabileceği.
Hemen herkesin "Kaldırılmalı" diye fikir birliğine vardığı koskoca bir yer var.
Küçük Sanayi Sitesi'nden bahsediyoruz.
Odunpazarı Belediyesi iyi-kötü bir adım attı bu yer için.
Geçmişte hiçbir şey yapılmadığı düşünüldüğünde, bu atılan adım bile çok büyük bir adım gibi geliyor insana.
İyi-kötü bir planlama da yaptı söz konusu yer için.
Tamam, CHP'li belediyenin yaptığı plan eksik görülebilir. Yanlışları da belki vardır.
Tamam, Mecliste çoğunluğu bulunan AK Parti grubu belli endişeler taşıyor olabilir.
Her iki tarafın da haklı olduğu taraflar olabilir.
Ancak...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, şehrin orta yerinde kalmış, kangren halini almış ve artık herkesin kaldırılması konusunda fikir birliğine vardığı bir yer var.
Bu yer ile ilgili artık siyaseti, kibri, egoyu bir tarafa bırakmak gerekiyor.
Her iki tarafın da, özellikle bu konuda tüm iyi niyetlerini takınarak, meselenin gerçekten çözüme kavuşması için gayret göstermesi gerekiyor.
O yüzden...
Her iki tarafa seslenmek lazım...
"Ne olur bırakın siyaseti, egonuzu, kibrinizi bir tarafa".
-"Ne olur halledin şu yıllardır yılan hikâyesine dönen meseleyi de, adınız hep birlikte Eskişehir'in kaderini değiştiren karara imza atanlar olarak tarihe geçsin"
-"Ne olur karşılıklı adımları atın da, şu şehrin önünü tıkamayın"
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Seçmenin mesajını kimse anlamamış anlaşılan...
Eskişehir halkı, son yapılan mahalli seçimlerde oylarıyla bir mesaj verdi.
Oylarıyla bir taraftan CHP'li Yılmaz Büyükerşen'i Belediye Başkanı yapan Eskişehir halkı, diğer taraftan meclis çoğunluğunu AK partiye verdi.
Bu bir anlamda "AK Partili çoğunluk CHP'li Belediye Başkanına, CHP Belediye Başkanı da AK Parti meclis çoğunluğuna saygı duyarak, birlikte çalışacak" mesajıydı.
Aslında, her iki tarafın da birbirlerini denetlemesi açısından önemli bir mesajdı bu.
Ancak...
Büyükşehir belediye meclisinde bu mesaj pek de iyi alınmadı galiba.
Özellikle son 25 Binlik planlar ve Küçük sanayi Sitesi ile ilgili yaşanan tartışmalara bakılacak olunursa, Eskişehir halkının vermiş olduğu mesajın doğru anlaşılmadığı ortaya çıkıyor.
***********
Vali Tuna "Belediyelerden geri istenilen yer yok"
Geçtiğimiz günlerde bu köşede, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerine tahsisli olan bazı yerlerin, tahsislerinin kaldırılması girişimi olduğunu dile getiren bir yazı kaleme almıştık.
Yazıda, belediye'ye tahsis edilen başta Kurşunlu Külliyesi olmak üzere Belediyelerin kullanımında olan bazı yerlerin geri istenildiğini, geri istenildiği söylenen yerler arasında da Tepebaşı Belediyesinin Su Sporları Merkezi arsası, Karacaşehir Regülatörü alanı ile Kanlıpınar Göleti olduğunu ifade etmiştik.
Kaldı ki...
Bu yazdıklarımız yerler hem Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın, hem de Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un sık sık dile getirip, "Geri isteniyor" diye yakındıkları ifadelerdi.
Yazımız ile ilgili olarak Vali Güngör Azim Tuna'dan bir açıklama geldi.
Kısaca...
1-Tepebaşı Su Sporları Merkezinin bulunduğu alanın geri alınmasına dair bu güne kadar hiçbir tasarruf ve yazışmada bulunulmamıştır.
2-Karacaşehir Regülatörü ve civarı ile ilgili açılan bir dava vardır ama bu dava, söz konusu yerin mülkiyetinin DSİ'ye mi? Yoksa Hazineye mi ait olacağına ilişkin yasadan kaynaklanan bir davadır ve bu durum Odunpazarı ile yapılan sözleşme açısından bir sorun yaşanmasına neden olmayacaktır.
3-Kanlıpınar Göleti ve çevresinin Bakanlık oluru ile işletme ve bakım sözleşmesi yapılarak kullanımı Odunpazarı Belediyesi'ne verilmiş, herhangi bir mülkiyet devri söz konusu değildir.
Deniyor.
Vali Tuna gönderdiği açıklamada ayrıca, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe Belediyeleri ile DSİ ve Defterdarlık arasında belirtilen yerlerdeki kullanımdan dolayı yapılan tahsislere ait herhangi bir geri adım veya tahliyenin söz konusu olmadığını, böyle bir yazışmanın da bulunmadığını ifade ederek:
"Olmayan bir işlem var gibi gösterilmeye çalışılmakla kamuoyu üzerinde, kamu kurumlarımızla ilgili farklı ve hiç doğru olmayan bir algı yaratılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu durum da ilgili kurumlarımıza zarar vermektedir.
Çalışmalar tamamen hizmete ve halkımızın faydalanmasına yönelik olup hiçbir ayrım gözetilmemektedir. Devlet kurumlarının çalışmalarında esas belirleyici olan sürekliliktir. Bu yöndeki haberler mesnetsiz ve asılsız olup, gerçekle bir ilgisi bulunmamaktadır" diyor.
Sonuç olarak:
Belediye Başkanları her ortamda, devlet kurumları tarafından kendilerine tahsis edilen yerlerin, yine bu kurumlar tarafından geri istenildiğini söylüyor.
Vali de, "Ne böyle bir istek var, Ne de böyle bir yazışma" diyor.
Bir taraf doğruyu söylemiyor galiba...
***********
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler.
Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu:
"-Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500 000 dolar, ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız.
O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?"
Avukat bir süre düşündü, sonra:
"-Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?"
Görevli utandı:
"-Şey, hayır."
"-Sonra, kardeşimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye mahkum olduğunu?"
Görevli utancından kıpkırmızı kesilmiş bir halde özür dilemeye çalışırken avukat onun sözünü kesti:
"-Ya da kız kardeşimin kocasının bir trafik kazasında öldüğünü ve onu üç çocuğuyla beş parasız bıraktığını?"
Görevli yerin dibine geçmişti, sadece:
"-Hayır, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mırıldanabildi.
Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti:
"-Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?"