7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

Tıp'tan Edebiyat'a kadar çok yönlü isim: Prof. Dr. Hilmi Özden

 


 


 


 


--Ahmet Urfalı


 


Sayın hocam, Osmangazi üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyeliği, aynı üniversitede Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESTüDAM)Müdürlüğü, UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) görevi, roman ve makale yazarlığı, şairlik, Türk edebiyatı alanında doktora çalışması, yurt içi ve yurt dışında eğitim, seminer, konferans etkinlikleri, Türk kültürü ve medeniyeti  alanında akademik ve edebi  organizasyonlar… Bu kadar çalışmayı, gayret ve fedakârlığı yapmak için zaman ve gücü nasıl buluyorsunuz? Sizi bu yoğun çalışma ortamına sevk eden saik nedir?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


“Arabacı İsmail ve Mustafa Kemal” romanımızın ithaf kısmını “Şahsıma çalışma ortamının huzurunu sağlayan Aziz Eşim Müjgân öZDEN’e ve değerli evlatlarım Gökçe öZDEN ve Göker öZDEN’e sonsuz minnettarlığımı sunarım. Mustafa Kemâl ATATüRK “Dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir” demişti. Kendi adıma “bizatihi şahsım ve çalışmalarım; ebedî dostum ve eşim Müjgân Hanımın eseridir” diyor saygılar sunuyorum” cümleleri ile noktalamıştım. Hak etmediğim “Bu kadar çalışmayı, gayret ve fedakârlığı yapmak için zaman ve gücü nasıl buluyorsunuz?” cümlesini eğer kabul edecek olursam cevap çok açık ve nettir: CANIMDAN öTE AİLEM bu zamanı şahsıma sunmaktadır. Türk toplumunda ailenin önemini vurgulamadan geçemeyiz. İnsanı küçükken daha ziyade annesi evlenince de eşi eğitir. Aile müessesini gençler arasında güçlendirmek için bu gerçeği de bu vesile ile hatırlatmak isterim. Evlenmelerin azaldığı boşanmaların arttığı günümüzde insanımız aile kavramını yeni baştan hak ettiği mevkiye kavuşturmalıdır. Sizi bu yoğun çalışma ortamına sevk eden saik nedir? Buyurmuşsunuz. Estağfirullah. Yeterli çalıştığımı düşünmüyorum. Fakat Türklük aşkı ve varlığa karşı mesuliyet duygusu bize çalışmayı işaret eder. Maalesef millet olarak zaaflarımız var. Bunu aşmak için çalışmalı, akıl ve düşünce dünyamızı ilimle mücehhez hale getirmeliyiz. Aksi halde acımasızca değişen dünyada insanlığa umut olamayız


 


 


 


-- Ahmet Urfalı


 


öncelikle Anatomi Anabilim Dalından başlayalım. Tasavvufta insan, ‘’zübde-i âlem’’  (kâinatın özü) olarak tanımlanmaktadır. Anatomi ve ruh olarak bir insan gerçekten kâinatın özü müdür?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


Bildiğiniz gibi İmam Ali (RA) buyurmaktadır: “Ey insan sen kendini küçük bir şey sanırsın sen de nice alem gizlidir” tasavvuf, takva yani sorumluluk bilinci demektir. “Ve nahnü” ayetini anlayan sorumluluk bilinci. “Biz ona (insana) şah damarından yakınız” (Kaf suresi/16.)ayetinin idrakinde bir bilinç. İnsanı “beden/ruh” kavramlarında içinde zıtlık değil “tamamlayıcı var oluş” olarak değerlendirmek gerekir. İnsan vahdet üzere halk edilmiştir. Hak’tan gelip Hakk’a giden bir insanlık ve varlık serüvenine bir göz ile bakıldığında daha güzel anlaşılır. İnsan varlıkta tek, yorumunda, açıklanmasında şerhinde çoktur, çokluktur. Marifet nerde vahdet(bütünlük) nerde kesret(çokluk) göründüğünü anlayabilmektedir. Sonra bunu hayata tevhit(birlik) ile tatbik etmek, yaşamak, yaşatmak ve anlaşılmasını paylaşmaktır.


 


--Ahmet Urfalı


 


Müdürlüğünü yapmakta olduğunuz  Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESTüDAM)’nin kuruluş amacı nedir?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


Yönetim Kurulu ve danışma kurulu üyeleri ile güzel ve anlamlı faaliyetlere imza atmış olan ESTüDAM (Eskişehir Osmangazi üniversitesi Türk Dünyası Uygulama Ve Araştırma Merkezi) Yönetmeliğimizde Madde 5 de– (1) Merkezin amaçları şu şekilde özetlenmiştir:


 


a) Türkiye’yi, Türk Dünyası ve Akraba Topluluklarını ilgilendiren her konuda üniversiteye bağlı fakülte ve yüksekokullarda sürdürülen eğitim-öğretim, araştırma ve uygulamaları projeler üreterek desteklemek. Diğer devlet ve ülkelerle olan ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yapmak ve problemlere çözüm yolları aramak; bu konularda araştırma ve inceleme yapan yurt dışındaki benzer kuruluşlarla ve yurt içindeki öğretim kurumları dâhil, kamu tüzel kişileri ve bilim insanları ile işbirliğinde bulunmak ve onların yapacağı çalışmaları takip ve teşvik etmek.


 


b) üniversitemiz ile diğer Türk Devletlerindeki, Türk Topluluklarında ve Akraba Toplulukları arasındaki üniversiteler arası ilişkileri geliştirme kapsamında, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ile bilgi paylaşımı faaliyetlerini yürütmek, ayrıca ortaklaşa sosyal, kültürel, bilimsel ve sportif faaliyetler düzenlemek ve bu tür faaliyetlere katılmak.


 


c) Merkezin ilgi alanına giren konularda, yazılı ve görüntülü medyaya açıklama yapmak ve bilgi desteğinde bulunmak.


 


ç) Türk Dünyası ile ilgili yeryüzünde yapılmış çalışmaları toplamak, incelemek ve gerektiğinde destek vermek.


 


d) Türk Dünyası ile ilgili tam teşekküllü arşiv ve kütüphaneler kurmak.


 


e) Türk Dünyası ile ilgili dergiler çıkararak, bu yöndeki çalışmaları desteklemek.


 


ESTüDAM kurulduğundan bu yana üç yılı tamamlamıştır. Bu süre zarfında; Sempozyumlar, toplantılar, geziler, konferanslar gibi birçok etkinliğe imza atmıştır.


 


--Ahmet Urfalı


 


 UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi)’nde  bulunmanız sebebiyle Zeytin Dalı  harekâtında görev yaptınız. Harekâtla ilgili izlenimleriniz nedir? Milli güvenliğimiz açısından Zeytin Dalı Harekâtıyla devlet ve millet olarak neler kazandık?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


 UMKE mensubu olarak 2017 yazında Kilis/çobanbey mevkiinde değerli ekip arkadaşlarımızla Cerablus, El- Bab bölgesinden gelen hastalara, şanlı askerlerimize ve öSO mensuplarımıza bakmıştık. Yine UMKE ekibinin gönüllü mensupları ile Zeytin dalı harekâtına katıldık. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ve Aziz Devletimiz üzerine düşen görev ve sorumluluğu büyük bir başarı ve hassasiyetle yaptılar. Yazın ve şimdi tanıştığımız aziz komutanlarımız ve tüm silahlı kuvvetler mensuplarındaki görev şuuru takdire şayandı. Bir kaneviçenin geometrisi inceliğinde savaşıyorlar, bir veli hassasiyetinde şefkat ve merhamet tavırlarını muhafaza ediyorlardı. Millî güvenliğimiz açısından olmazsa olmaz iki harekatı(Fırat kalkanı ve Zeytin Dalı) gerçekleştiren TSK ve Türk Devletine milletimizin gelecek nesilleri şükran duyacaklardır. Misak-ı Millî bize ecdadımızın vasiyetidir. Devletimiz onu gerçekleştirmeye çalışıyor. Bunu anlamayanların tarihe nazar edip coğrafyayı anlamaları ve okumaları gerekmektedir.


 


--Ahmet Urfalı


 


‘Arabacı İsmail Efendi ve Atatürk’ adlı romanınızda Türk kültür ve medeniyetini doğuşundan günümüze kadar bir bütün olarak ele almaktasınız. Türk milletinin tarihsel ve kültürel sürecindeki dönemlerin bir kısmı bazıları tarafından ya yok sayılmakta veya kabul edilmemektedir. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


Kısmet olursa ‘Ankaralı Arabacı İsmail ve Mustafa Kemal’ isimli eserimiz on cilt olarak planlandı. Atatürk’ün derin ve engin irfan yahut ilminin kaynakları anlaşılmadan Türkiye Cumhuriyeti anlaşılamaz. Günümüzde moda haline gelen güneşi balçıkla sıvama denemeleri sonuçsuz kalacaktır. Mustafa Kemal Atatürk Türk Milletinin asla unutamayacağı abide bir şahsiyettir. Sadece dahi bir lider değil aynı zamanda irfan okulunun sessiz gösterişsiz mütevazı kâmil bir insanıdır. Mustafa Kemal okumaları onun eserleri ve faaliyetleri tarafsız dikkatli gözler tarafından incelendiğinde Türk Milletine nasıl bir hediye bahşedildiği anlaşılacaktır.  Atatürk’ün gönül hocalarından Ankaralı Arabacı İsmail ve fikir hocalarından Ziya Gökalp gibi değerler anlaşılırsa Türk Kültür ve Medeniyeti tarihin puslu sayfalarından yarınlara taşınacaktır. Türkistan Medeniyeti ile Türkiye ve Balkanlar arasındaki köprünün nasıl güçlü bir zeminde kurulmak istendiği anlaşılacaktır.


 


 


 


--Ahmet Urfalı


 


Türk kültür ve medeniyetinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


Tarihten daha görkemli bir Türk Kültürü buna irfan demek daha uygun olacaktır. İslâm medeniyeti gelecek kuşakları beklemektedir. Lütfen bu cümlemizin altı çizilsin. önemli olan yarını bugünden önce yani dünden görebilmektir. Bunun için hazırlık yapabilmektedir. TURAN coğrafyası genç bilim ve teknik insanlarını yetiştirdikçe bunların arasında gönül bağları zenginleştirildikçe dünyaya örnek bir Türk Toplulukları ailesi ortaya çıkacaktır. İşte o zaman İsmail Gaspıralı büyüğümüzün söylediği “Dilde, fikirde işte birlik” şiarı Tüm Türk Yurtlarında bir bayrak gibi dalgalanacaktır.


 


--Ahmet Urfalı


 


Aynı zamanda bir eğitimci olarak, gençlerimizin geleceğe nasıl hazırlanmaları gerektiği konusunda neler düşünüyorsunuz?


 


 


 


--Prof. Dr. Hilmi özden


 


Her insan genç olsun, orta yaşlı yahut ihtiyar olsun işini iyi yapmalıdır. İşini iyi yapmak bir ibadettir. çalışmayı ibadet algısına dönüştürememiş İslâm dünyası asırladır emperyalistlerin boyunduruğu altındadır. Laboratuarlarda, kütüphanelerde sabahlamalıyız. İktisadî yapımızı güçlendirmeliyiz. İstihdam sahalarını artırmalıyız. Bir birimizi sevmeli ve saymalıyız. Aile yapımızı güçlendirmeliyiz. Bu gerçekler bir nefes gibi müştereklerimiz olduğunda Gök çadır güneş bayrağımız olacaktır. O zaman tüm insanlık Türk’ün yeniden varlığa hizmet eden bir millet olduğunu anlayacaktır. Bunun yöntemi ise Aziz Atatürk’ün “hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” sözünü hayata tatbik etmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi