1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"Trafiği çözerim" diyen varsa yalan söyler...



-"Eskişehir'de hem ulaşım sorunu hem de Trafik sorunu var. Ama siz böyle bir sorunun olduğunu bir türlü kabul etmiyorsunuz?" diyoruz Yılmaz Büyükerşen'e...
Ardından da...
-"Var olan bu sorunun halli yolunda hiçbir şey yapılmayacak mı?" diye de ekliyoruz.
Büyükerşen:
-"Bu sorun halledilebilecek,kimsenin de halledebileceği bir sorun değil. Herkes mantıklı olsun" diyor önce...
Ardından da...
-"Halledilebilir bir sorun olsaydı, bunu İstanbul, Ankara başta olmak üzere bütün iller hallederdi. Bakın İstanbul'da şimdi üçüncü köprü yapılıyor. Sizce İstanbul'un trafik sorunu hallolacak mı?,Marmaray yapıldı devreye girdi. İstanbul'un Trafik sorunu halledildi mi?. O yüzden, alt yapının aynı kaldığı bir şehirde, her gün binlerce aracın trafiğe çıktığı şehirlerde Trafik sorunu kolay kolay halledilmez. İnsanlara otomobil almayı devlet politikası haline getiren bir sistemle, şehirlerin var olan altyapısı kesinlikle yarışamaz" diyor.
ÇÖZERİM DİYEN VARSA KALKAYIM KOLTUKTAN OTURSUN DA ÇÖZSÜN...

Bu sorunun sadece Eskişehir'in sorunu olmadığını söyleyen Büyükerşen, 30 Bin liraya, üstelik krediyle otomobilin satıldığı bir ülkede Trafik sorununun her zaman olacağını söylüyor.
Üstelik Eskişehir'in nüfusa göre en çok otomobile sahip olan dördüncü il olduğunu hatırlatıp "Her ailede iki-üç araç olan haneler var. 2 Tonluk araçlar,80 kiloluk insanları taşıyor. Adam ayrı araçla, karısı ayrı araçla, çocukları ayrı araçlarla gidip geliyor. Her gün de bu araçlara yenileri ekleniyor. O yüzden, mevcut trafik sorununu çözerim diyen varsa yalan söyler. İllaki çözerim" diyen varsa da, kalkayım bir süreliğine koltuktan gelsin çözsün bakalım" diye konuşuyor.
ÇÖZÜM BASİT AMA BİR TÜRLÜ KİMSENİN AKLINA YATMIYOR. YA DA İŞLERİNE ÖYLE GELİYOR.

Avrupa ülkelerinin bu işi çözdüğünü söyleyen Büyükerşen, "bu sıkıntıyı hafifletmenin tek çaresi, ulaşımda Toplu ulaşım araçlarının kullanılması ve şehir merkezinin motorlu araçların girmesine kapatılmasıdır. Bunu ben yıllardır söylüyorum. Ama kimsenin işine gelmiyor bu durum. Anlaşılmaz bir lüks anlaşılmaz bir israf var. Avrupa'da, ülkenin Başbakanları ve Bakanları bile toplu ulaşım araçları kullanıyor" şeklinde konuşuyor.

BENİM YILLAR ÖNCE SÖYLEDİĞİMİ BAŞBAKAN PROGRAMINA KOYDU.

Eskişehir'de yıllardır kent merkezini motorlu araçlara kapatmak istediğini, her defasında da, başta AKP'liler olmak üzere büyük bir dirençle karşılandığını söyleyen Büyükerşen, "Bunun uygulandığı bir sürü ülke ve şehir var. Şehir merkezine motorlu araç sokturmuyorlar. Şehrin merkezi yayaların kullanabileceği tehlike ve karmaşadan uzak bir yer haline geliyor. İlla da girmek isteyen araçlar için de yüklü bir para talep ediyorlar. Ben bunu yıllarca söyledim. Benim söylediğimle alay edenler, Başbakan "Kent merkezlerine araç girmesini yasaklayacağız. Kızılay Meydanı bu kararımızın pilot uygulaması olacak" dediğinde, bana tepki gösteren Başbakanın partilileri de gerçeği sonunda anladı" diyerek tamamlıyor sözlerini.
........
CHP'de Aydın Ünlüce'nin il başkanlığında anlaşmışlar...

Nihat Çuhadar'ın, 8 yönetici ile birlikte istifa ederek CHP il yönetimini düşürme çabasından bu yana CHP'nin Eskişehir'de il başkanı yok.
İl yönetiminin istifa etmeyen üyeleri, Rıdvan Atan'ın il başkanlığında karar kıldı.
Bu karar genel merkeze de iletildi.
Ancak, Rıdvan Atan'ın CHP il başkanlığı görevine başlamasıyla ilgili genel merkezden herhangi bir onay yok.
İşte bu süreçte önceki gün bir araya gelmiş bazı isimler.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ilçe başkanlığından istifa eden Erdal Çakıcıer ve Rıdvan Atan bir araya gelmiş.
Yapılan istişare sonucunda da, CHP'yi seçime taşıyacak, seçim çalışmalarını organize edecek ve üstlenecek yeni bir yönetim oluşması, il başkanı olarak da Aydın Ünlüce'nin dışarıdan atanması kararı üzerinde fikir birliğine varılmış.
Aydın Ünlüce'nin il başkanlığına hiç kimse itiraz etmezken, toplantıdan herkes "Bir değerlendirelim" diyerek ayrılmış.
Anlaşılan o ki, CHP'nin yeni yılda il başkanlığını büyük ölçüde Aydın Ünlüce üstlenecek.
Yönetimi ise, istifa etmeyen mevcut yöneticiler mi olacak?, yoksa 2 isim daha istifa ettirilip, yeni bir yönetim mi oluşturulacak?
Bunu göreceğiz...
......



İkisini de eleştirmeyen düşünce siyasidir...

Tamam, Eskişehir'e son birkaç yılın en fazla kar'ı yağdı.
Tamam, Yağan kar 18-20 saat aralıksız yağdı.
Tamam,Bu denli yağan kar karşısında sıkıntı çekilmesi normaldi.
Ama...
Ne derseniz deyin, yağan kar'ın etkisiyle yaşanabilecek sıkıntı en aza indirilebilinirdi.
Bu konuda Belediyeler de daha can hıraç çalışabilirdi, Karayolları ve Devletin diğer birimleri de...
Şimdi kalkıp, kar yağışı sonrası şehir içinde yaşanan sıkıntılardan yakınılıyorsa ve bunun sorumluları olarak belediyeler eleştiriliyorsa,(ki biz de eleştiriyoruz), aynı zamanda Eskişehir'in diğer şehirlerle olan bağlantı yollarını açmada aynı acizlik içinde kalan Karayolları ve Devletin diğer kurumlarını da eleştirmek gerekiyor.
Eskişehir'den Bozüyük'e 3,5 saatte gidildiği için karayollarına lanet okunuyorsa, Vilayet önünden Gar binasına 1 saatte gidildiği için de aynı lanet okunmalı.
Diyeceğimiz o ki...
Karla mücadele konusunda var olan yetersizlikte iki ayrı kurumun da aynı ölçüde suçu var.
Eğer belediyeleri bu konuda suçlayıp, Karayollarının yapamadıklarını görmezden gelen...
Ya da...
Karayollarını suçlayıp, şehir merkezindeki mücadeleyi görmezden gelen varsa...
Bilin ki yaptıkları eleştiriler siyasi düşünceyle yapılmış eleştirilerden ibarettin.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Biraz da gülmek lazım

En yakın komşusundan 10 kilometre uzakta, yaşlı karısıyla birlikte yaşayan çiftçi, eğlence olsun diye bir dişi yavru domuz almış. Domuz kısa sürede büyümüş ve çiftleşme zamanı gelmiş. En yakın erkek domuz 10 kimoletre uzakta bulunduğundan ve domuz "domuz gibi" inatçı olduğundan, yaşlı çiftçi bu seyahati el arabasıyla yapmaya karar vermiş. Kan ter içinde kaldıktan sonra dişi domuzunu çiftleştirmiş ve erkek domuzun sahibine sormuş:
-Hamile kalıp kalmadığını nasıl anlayacağım?Adam:
-Yarın, demiş, çayırda yatıp debeleniyorsa hamiledir yok çamurda yatıyorsa değildir, yine getireceksin.
Adam aynı yolu el arabasıyla yeniden katedip evine dönmüş. Ertesi sabah pencereden baktığında domuzun çamurda yattığını görmüş. Çaresiz domuzu el arabasına koyup yeniden çiftleştirmeye götürmüş. Ama yine aynı sonuç.
Aradan günler geçmiş, domuz hep çamurda yatıyor. Yorgun bir günün sabahında, adam karısına ümitsizce seslenmiş,
-Şu camdan bak bakalım, domuz çayırda mı debeleniyor, çamurda mı?
Kadın cevap vermiş,
-Valla, ne çayırda ne çamurda, el arabasına binmiş bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi