
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TRANSPLANTATİON ÖNDERİ KOLAY YETİŞMİYOR
Ümraniye, " soruşturması kapsamında tutuklanarak, Metris Cezaevi'ne konulan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet HABERAL, Haseki Hastanesi'ne sevk edilerek yoğun bakıma alındı. Prof. Dr. Mehmet HABERAL' ın, rahatsızlanması ve gözaltına alınması, yurtta ve dünyada üzüntü yarattı. Oysa daha farklı bir yol izlenebilir, daha farklı yöntem uygulanabilirdi.
Elbette Ümraniye davasında, suçlanan insanlar, suçlu veya değil, bu hususta kararı yargı verecektir. Ancak Sayın Prof. DR HABERAL, dünyada transplantation ve yanık tedavisi literatüründe, önde gelen, bilim adamlarından biridir. Ayrıca uluslararası transplantation önderi kolay yetişmiyor. Sayın Prof Dr. HABERAL, üretmek ve çalışmak için haftanın 7 gününü, günün 24 saatini yeterli bulmaz. "10 bin öğrencinin eğitim gördüğü, Başkent Üniversitesi'ni yaratan, ülkemizin 14 farklı bölgesinde 16 hastane ve sağlık kuruluşunu hizmete sokan, tüm yaşamı ve söylemlerinde, Atatürk milliyetçiliği ve devrimciliğini şaşmaz rehber kabul eden, bir bilim adamımızdır.
Ülke olarak, DÜŞÜNEBİLEN VE ÜRETEBİLEN BEYİNLERE" sahip çıkmak zorundayız. Hele bu insanımız, fiilen yaptığı böbrek ve karaciğer ameliyatları ile her hafta birçok kişiye can veren, tutuklanırken bile hastalarını düşünen, bir hekim ve dünyanın tanıdığı, bilim adamı ise daha dikkatli davranmak gerekirdi.
Sayın Prof. Dr. HABERAL' la, tanışmadık. Gerçekleştirdiği hizmetleri, özellikle de organ nakli ve yanık tedavisi alanında yaptığı çalışmaları ile tanıdık. Ancak Başkent Üniversitesi ile ilgili yazdığım yazılarımdan sonra, telefonla yaptığı teşekkür konuşmasında, " BU ÜLKE İÇİN ÇALIŞMAK, ÜRETMEK VE BİR KARIŞ TOPRAĞINI KORUMAK, BİZİM İÇİN EN KUTSAL GÖREVDİR" sözü hala hafızamda
Sayın Prof. Dr HABERAL, sahip olduğu konumuna, alın teri ile geldi. Bugüne kadar 1730 böbrek, 320'den fazla karaciğer nakli yaptı. 22'den fazla ulusal ve uluslararası bilimsel kongre düzenledi. 35 ulusal ve uluslararası tıp derneği üyesidir. 1428 Türkçe ve İngilizce bilimsel yayının yazarı. 2 İngilizce, 4 Türkçe kitabı bulunmakta, Tıp alanında 25 ulusal ve uluslararası ödül sahibidir. Başkent Üniversitesi'ni yaratan, ülkemizin 14 farklı bölgesinde 16 hastane ve sağlık kuruluşunu hizmete sokan, binlerce öğrenci yetiştiren, bir bilim adamımızdır.
Günlerdir, bazı medya, Sayın HABERAL' la ilgili olarak önyargılı davrandı. Yargı kararı olmadan suçlu ilan edenler bile oldu. Nitekim Sayın DEMİREL, "Aylardır 'Ne zaman HABERAL' a sıra gelecek?' diye yayın yapıldı. Sonunda sırayı getirdiler. Önce suç icat ediliyor, sonra suçlu ilan ediliyor, sonra suça delil aranıyor. HABERAL, Türkiye'nin bir değeri. Kuşkulandığı bir şey varsa savcı ifadesine burada da başvurabilirdi. Kanunlara karşı çıkan, demokrasiye kasteden biri varsa yakasına yapışın, ona bir şey diyen yok. Ama her önünüze gelenin de yakasına yapışmayın. Böyle hukuk olur mu?"
HABERAL' a, yapılandan fevkalade rencide oldum. HABERAL, tıbbın geldiği safhada Türkiye'nin yetiştirdiği değerlerden biridir. Cumhuriyet'e, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, çağdaşlığa, modern Türkiye'ye inanmış biridir. Vatanperverdir. Türkiye'de vatanperverliğin zaman zaman bir maliyeti vardır. Kendisine de (Esenboğa'da) söyledim. Vatanperverliğin bedeli ödenir." Bakın, yarattığınız korku, Türkiye'yi ot bitmez hale getiriyor. Nerede kaldı fikir hürriyeti? ...13 Eylül sabahı Metris kışlasına alınan Abdullah Gül, bugün Cumhurbaşkanı'dır. Devir değişir. Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner. Bugün suç dediğiniz, yarın suç olmaz. Kaldı ki burada suçun, ne olduğu da belli değil." diyerek tepkisini gösterdi.
Elbette yargıya saygı duymak, aldığı kararlara da uymak, hukuk devletinde bir zorunluluktur. Ancak savcılar da aldığı ve alacağı kararlarda, yasalara uymak, çok yönlü düşünmek ve insanların ve ülkenin saygılığını da korumak zorundadır. Maalesef, gerçek suçlularla, demokratik şekilde muhalefet yapanlar, birbirine karıştırılıyor. Şayet buna dikkat edilmiyorsa, hem insanımız, hem de ülkemiz, zarar görür. Devlet, özellikle de yargı kamuoyu önünde güven kaybeder. Sonuç ise kargaşadır.
Sayın Prof. Dr. HABERAL' la, ilgili savcıların elinde hangi deliler var veya suçlama gerekçeleri nedir bilmiyoruz ama O'nu, bekleyen hastaları, öğrencileri, ulusal ve uluslararası sempozyumlar paneller ve konferanslar olduğunu biliyoruz. Ayrıca Sayın Prof. Dr. HABERAL' ı, sevenler, Sayın DEMİREL gibi suçsuz olduğuna inanıyor. Yargı da suçsuz olarak görürse, O' nu, tutuklayanlar, dünya ve ülke genelinde, azda olsa kaybolan itibarını iade edebilecek veya ulusal ve uluslararası alanda, bilgi ve tecrübesinden mahrum olduğu için, hayatını kaybeden hastaları da geri getirebilecekler mi?