Daha yazımızın hemen başında söyleyelim.
Amacımız eleştirmek değil.
Bir eksiği yöneticilere hatırlatmak...
Büyük takıma yakışmayan görüntülerin sonlanmasına belki de vesile olmak!
***
Konu Eskişehirsporlu futbolcuların sıcak ile olan savaşları ile ilgili!
Bu savaş hayli çetin geçiyor.
Nasıl geçmesin?
Biz yolda yürürken fenalık geçiriyoruz.
Onlar birde sezon başı idmanını bu sıcak altında yiyor!
***
Futbolcuların idman sonrası koştukları bir havuz var!
Naylondan yapılmış.
Yüzme işi elbette yok!
Sadece suya girip, serinlemek amaç!
Ancak, suyun içinde serinleyenler trilyonluk topçu olunca, fotoğraf bir garip oluyor doğrusu.
O halde;
Bir topçunun, bir transfer taksiti kadar para harcanıp, bir havuz neden yapılamaz diye sorası geliyor insanın.
Yapımı için şehirde bulunan pek çok kişinin katkı vereceğini de sanıyoruz.
Sadece yazın değil, kışın bile kullanılacak bir havuz bahsettiğimiz!
Eskişehirspor'a yakışan da zaten bu olmaz mı?
Yani şu naylon havuzu kaldırın yahu!
.......

İSTEYEN SEVER, İSTEYEN SEVMEZ AMA HERYERDE DE O VAR!
Bir röportajında okumuştuk.
Günde sadece 4 saatlik uyku yetiyormuş kendisine...
Günün kalan saatlerini şehir ya da temsil ettiği camia için ayırıyormuş.
K K K
Bahsettiğimiz kişi Harun Karacan...
Dur durak bilmeden çalışıyor.
Ne yalan söyleyelim, meslek hayatımız boyunca bunca çalışanını görmedik.
Bundan sonra da pek göreceğe benzemiyor.
Nedeni ortada;
Şehirlide biliyor ya, nereye gitseniz karşınızda O!
Bir düğün, bir cenaze, bir toplantı, bir etkinlik, bir sergi aklınıza ne geliyorsa;
Her yerde...
***
Tabi her yerde aynı kişiyi görünce, ister istemez işin siyasi dedikodusu da yapılıyor.
Neler denilmedi ki daha önce!
'Makamını kullanıp, siyasete atlamak istiyor.
Hedefi daha yukarılar olduğu için bunca çalışıyor.
Amacı şehir yönetiminin başına geçmek olduğu için herkesin yanına koşuyor.'
Hala de deniliyor...
***
İyi de arkadaş!
Bir insanın kendisine hedef koyması kötü bir şey mi?
Ve o hedef doğrultusunda hiç durmadan çalışması!
Yani bir hedefe yürümek için oturduğunuz yerden siyasi dedikodu yapmak mı gerekiyor?
Ya da işin etiği böyle mi?
***
O yüzden şunu söylemek istiyoruz.
İsteyen sever, isteyen sevmez.
İsteyen kendisine rakip görür laf üretir, isteyen arkasından yürümek ister.
Yani, isteyen istediğini düşünebilir.
Ama şu gerçeği değiştiremez.
Harun Karacan her yerde olmaya, çalışmaya devam ediyor.
Amacı, hedefi nedir, gözü nerededir bilinmez.
Bizi de bu durum hiç mi hiç ilgilendirmez.
Zaten ahali çalışanı da görür, oturduğu yerden dedikoduyla bir şeyler yapmaya çalışanları da!